Erkin, bugünkü kurultaya günler kala kaleme aldığı bugünkü yazısında şu değerlendirmelerini aktardı:
Birinci tespit: İlk kez bir CHP kurultayı öncesi kimse kesin, kendinden emin tahmin yapamıyor. Bu, bir bakıma iyi. Başabaş bir yarış olduğunu gösteriyor. Diğer yandan kötü, delegeye güvensizlik var. Şöyle düşünün… İstanbul'da Ekrem İmamoğlu delegelerden imza topladı. 185 delege imza verdi. Ama kime sorulsa “İmzalara bakma… İmza verir ama başka şekilde oy kullanır” diyenler çoğunlukta. Bu, partideki bölünmeyi, güvensizliği, siyasetsizliği gösteren bir tablo. CHP lideri kurultayın sloganını “İkinci yüzyılda demokrasi ve birlik” diye belirledi ama “birlik” sadece dilde. Hangi adayın kaç oy alacağı ile ilgili tahminlere geçmeden her iki tarafın hamlelerine bakalım.
“Son iki haftada ‘değişimciler’ güç kazandı”
İkinci tespit: Son iki haftada “değişimciler” güç kazandı. Bunda değişimcilerin daha organize çalışmasının, ekonomik imkanlarının daha fazla olmasının rolü var. Ancak Kılıçdaroğlu'nun DEVA Partili ilçe başkanları ile görüşmesi, partiyi kime devredeceği ile ilgili açıklamaları ve Ekrem İmamoğlu'nu divan başkanı olarak önermesi. Bu üç olay değişimcileri güçlendirdi.
“Delegelerin yüzde 80'i kesin olarak kararını vermiş durumda”
Üçüncü tespit: Delegelerin yüzde 80'i kesin olarak kararını vermiş durumda. Yüzde 20 hâlâ arada duruyor. Kılıçdaroğlu son haftada il başkanları ile görüşerek, belediye başkanlarını marke ederek “yerel seçime kadar buradayım, hesabınızı ona göre yapın” mesajını güçlendirmeye çalışacak.
"Değişimci kanadın kadrajında Güneydoğu delegeleri var"
Dördüncü tespit: Değişimci kanat ise özellikle Güneydoğu delegeleri üzerinde tüm imkanlarını da kullanarak etkili olmaya çalışıyor. Bu arada Özgür Özel'in, Zafer Partisi'yle yapılan anlaşmanın Kürt oylarını küstürdüğü yönünde çıkışını da unutmamak gerekiyor.