Hürriyet'ten Rifat Başaran'ın haberine göre, "CHP üyeliğim kütüğe yapılan kayıtla, rozetle sınırlandırılamaz" diyen Kocasakal, "Gerekçelerde haklılık payı bulunsa da alınan boykot kararını doğru, tutarlı, partinin ilkelerine uygun bulmuyorum. Bunlar bir yana, boykot kararında deniyor ki ‘Tıpış tıpış oturacaksınız’. Bu partide biat kültürü, emir komuta zinciri olmaz; bizim partimize yakışmaz" dedi.
Böyle bir yasaklamayı kabullenmesinin mümkün olmayacağını söyleyen Kocasakal, " Bu kanallara CHP üyesi olduğum için değil akademik, hukukçu, baro başkanı kimliğiyle davet ediliyorum" açıklamasında bulundu.
"Penguen döneminde, Gezi davasında alınsa bu karar anlardım"
İrem Çiçek de, "Boykot kararından önce söz verdiğim bir programa çıktım ve sözümün arkasında durdum. Bu konuyu tartışmayacağım da ne yapacağım? CHP’nin yönetiminde yer alan bir kişi boykot kararına uyabilir; ama bu kararın CHP’de aktif görev almayan bir üyesine karşı uygulanmasını da demokratik olarak görmüyorum" diye konuştu.
CHP'nin boykot kararını içine sindiremediğini ifade eden Çiçek, "Karara saygı duymakla birlikte doğru bulmuyorum. Penguen döneminde, Gezi davasında alınsa bu karar anlardım" dedi.
"Onlar ne hizmet etti ki beni disipline veriyorlar!"
Sevigen ise şunları kaydetti:
Yasak koydukları televizyon kanalına çıkmadım. İki aydır da ekranlara çıkmıyorum. Ama iki ay önce AHaber, Akittv, Ulusal Kanal, Cem Tv’ye çıktım. Benim çıktığım kanallarda yasak yok.
CNN Türk dışında yasak koymadılar, nasıl oldu anlamıyorum. Ben partinin ikinci kurucu bakanıyım. 12 Eylül’den sonra biz geldik kurduk. Onlar ne hizmet etti ki beni disipline veriyorlar. Toptan gitmemizi istiyorlarsa bahane bulmaya gerek yok.