Hülya Karabağlı / Ankara / Medyafaresi.com
Bütçe görüşmeleri üzerine söz alan CHP’li Ali Öztunç’un İçişleri Bakanlığı’nda Menzil tarikatı mensuplarının ciddi oranda kadrolaştığına ilişkin iddiaları daha önce FETÖ’nün bakanlıktaki yapılanmasına dair resmi rakamlarla temellendirerek gündeme getirmesi üzerine, Bakan Soylu ile aralarında yaşanan diyalog dikkat çekti.
Öztunç komisyonda konuya dair, “ Sayın Bakan, meğerse bir dönem İçişleri Bakanlığı FETÖ kuşatmasında imiş; verdiğiniz rakamlara göre 38.806 kişi ihraç edilmiş, 5.935 kişi ise görevden uzaklaştırılmış. Bir dönem FETÖ, Fetullahçı terör örgütü -işte, o dönem "cemaat" deniyordu- bunlar hâkimlermiş Bakanlığa.
Peki, bugün için bir İçişleri Bakanı olarak gönül rahatlığıyla "Bizim Bakanlığımızda herhangi bir tarikat yoktur, herhangi bir cemaat yoktur." diyebilir misiniz? Dedikodular, Menzilcilerin İçişleri Bakanlığında çok ciddi kadrolaştığı; tayin, atama yaptırdığı…” ifadelerini kullandı.
Öztunç’un Komisyondaki Konuşması ve Tutanaklara Yansıyan Tartışma Aynen Şu Şekilde;
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Evet, Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, İçişleri Bakanlığımızın değerli bürokratları, yöneticileri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, millî iradenin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilleri olarak zaman zaman seçim bölgelerimize ilişkin soru önergelerini sizlere yöneltiyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız cevap vermemede 1'inci sırada, maalesef İçişleri Bakanlığı da 2'nci sırada geliyor. 22 Nisanda bir soru önergesi vermişim örneğin. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin borçlarını sormuşum. Bir milletvekili olarak yaşadığım şehrin, vekili olduğum şehrin belediyesinin borçlarını öğrenmek istiyorum ama henüz yanıt gelmedi.
Bu soru önergelerine yanıtın gelmemesinin sebebi acaba bir politika mı ya da bürokratlardan kaynaklanan bir sıkıntı mı, bunu merak ediyorum Sayın Bakanım.
Büyükşehir yasası, maalesef bizim gibi Anadolu illerini perişan etti. Beldeler, köyler hizmet alamaz hâle geldiler. Belde belediyeleri vardı geçmişte, belde belediyeleri bir şekilde kendi imkânlarıyla da olsa hizmet ediyorlardı ama büyükşehir yasasıyla birlikte bu beldelere, köylere -şimdi mahalle oldu- hizmet gitmiyor. Düşünün, Kahramanmaraş'ta Nurhak, Tatlar Mahallesi 190 kilometre neredeyse. Kahramanmaraş Büyükşehirden buraya hizmetin gitmesi imkânsız. Bir yangın olsa itfaiye yok, itfaiye çıkacak Kahramanmaraş'tan buraya gidecek, bu yangını söndürecek; bunlar çok zor işler. Büyükşehir yasasına ilişkin bir değişiklik düşünüyor musunuz, bir yenileme düşünüyor musunuz; bunu merak ediyorum.
Hatta Sayın Bakan, yeni iller meselesi bir ara gündeme gelmişti. Bizim Elbistan ilçemiz, 150 bin nüfus, çevresiyle birlikte yaklaşık 300 bin nüfus. Elbistan'ın il olması için yıllardır politikacılar vaatlerde bulunurlar. Biz çocuktuk, söylenirdi, vaatte bulunulurdu, "Seneye olacak, öbür sene olacak, iktidara gelelim yapacağız." hâlâ olmadı, olmuyor. Acaba yeni iller meselesini gündeme getirmeye düşünüyor musunuz? 81 ilimiz var. Nazilli gibi, İskenderun gibi, Kâhta gibi, Elbistan gibi çok büyük ilçeler, pek çok ilden büyük ilçeler var. Buraları il yapmak gibi bir projeniz, bir düşünceniz var mı? Bir zamanlar il sayısının 100'e çıkartılacağı, 100 ilde durdurulacağı yönünde bir bilgi dolaşıyordu, en azından haberlerde çıkıyordu, gazetelerde yazıyordu; bu doğru mudur, değil midir, öğrenmek istiyorum.
Sayın Bakan, meğerse bir dönem İçişleri Bakanlığı FETÖ kuşatmasında imiş; verdiğiniz rakamlara göre 38.806 kişi ihraç edilmiş, 5.935 kişi ise görevden uzaklaştırılmış. Bir dönem FETÖ, Fetullahçı terör örgütü -işte, o dönem "cemaat" deniyordu- bunlar hâkimlermiş Bakanlığa. Peki, bugün için bir İçişleri Bakanı olarak gönül rahatlığıyla "Bizim Bakanlığımızda herhangi bir tarikat yoktur, herhangi bir cemaat yoktur." diyebilir misiniz? Dedikodular, Menzilcilerin İçişleri Bakanlığında çok ciddi kadrolaştığı; tayin, atama yaptırdığı; işe başlayanlardan...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Bir tane göstersinler, Bakanlığı bırakacağım. Bakın, kurumlarımızı yıpratmayalım. Beni yıpratın...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Hayır, ben kurumu yıpratmak için sormuyorum Sayın Bakanım.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Beni yıpratın, istediğiniz eleştiriyi yapın. Kurumlarımızı yıpratmayalım, yanlış iş yapıyoruz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Bakanım...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Hayır, böyle bir şey söz konusu değil.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Peki.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Ben sabahtan beri bütün eleştirileri dinliyorum.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Bakanım, eleştiri yapmıyorum ben.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Beni yıpratın, istediğiniz eleştiriyi de yapın, dinliyorum.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sizi yıpratma derdinde değilim, kurumları yıpratma derdinde de değilim.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Ama birilerinin çanağına su taşıyorsunuz. Kimin çanağına su taşıdığınızı ben biliyorum ama siz bilmiyorsunuz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Bakanım...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - İyi niyetli olabilirsiniz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Peki...
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Bakın, iyi niyetli olabilirsiniz. Ne olur kendinizi kullandırmayın.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, galiba konuşabilirim, değil mi?
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili İsmail Faruk Aksu geçti)
BAŞKAN - Tabii, buyurun.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Bakanım, ne sizi ne Bakanlığı yıpratmak gibi bir derdim, inanın, yok. Bakın, Sayın Bakanım, burası bizim Plan ve Bütçe Komisyonumuz; bütçeniz görüşülüyor. Bizler parlamenteriz, siz Bakansınız, bürokratlar burada. Ailemiz değil mi, burada bunu konuşacağız?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Doğru ama ben bir hatırlatmada bulunuyorum: Operasyona gelmeyin. Birileri kurumlarımız üzerinden yeni bir operasyon yapmak istiyor, buna gelmeyin sadece. Benim de bu hatırlatmam herhâlde doğru bir şeydir.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, devam edeyim mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, konuşamadım.
BAŞKAN - Toparlayın lütfen.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Benim iki dakikam gitti Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yani, benim böyle bir derdim yok. Üstelik ben size diyorum ki: Böyle iddialar var, bakın, sizin de bunu cevaplama şansınız olabiliyor; dedikodu bu. Gerçekten siz "Artık bu Bakanlıkta hiçbir cemaat, hiçbir tarikat yok; olmayacak kardeşim, arkadaş!" diyebiliyorsanız ne mutlu size; bundan dolayı inanın sizin kadar ben de mutlu olurum bir Milletvekili olarak.
Ayrıca, Sayın Bakanım, Kahramanmaraş'ta Terolar kampı yapıldı, ismi "Terolar bölgesi"; Suriyeli yurttaşlarımız getirildi. Evet, savaş mağdurları; kimse kaçmak istemez, ülkesinden ayrılmak istemez; savaş mağdurları. Bu insanlar buraya yerleştirildi; yapılırken yerinin yanlış olduğu söylendi ama maalesef yapıldı, oldu, bitti. Şimdi, buranın bir geçiş güzergâhı olacağı yönünde bir bilgi dolanıyor -siz de Kahramanmaraş'a gelmiştiniz, bu konuda bir çalışma yaptığınız söylendi en azından Valilik tarafından- bu ne kadar doğru? Burası bir güzergâh olacak mı? Hani, İstanbul'dan başka...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Başkan Lütfi Elvan geçti)
BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayınız Sayın Öztunç. Uzatma aldınız mı?
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Hayır efendim, Sayın Bakanımız konuştu iki dakika.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz efendim, uzatma vermiş arkadaşlar.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, uzatma alamadım.
BAŞKAN - İşte, beş dakika veriyoruz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Bakan konuştu.
BAŞKAN - Neyse efendim, önemi yok; hadi, buyurun.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, bizler Anadolu milletvekiliyiz; böyle bir iki dakika bizim için değerli. Bakanı bulmuşuz, söyleyelim derdimizi yani.
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - İktidar milletvekili de değiliz; olsak gideriz, rahat rahat söyleriz.
BAŞKAN - Zamanınız ilerliyor, haberiniz olsun.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Efendim, 3600 ek gösterge ve bu Kahramanmaraş'taki Terolar kampına ilişkin olarak bir çalışmanız var mı, yok mu? Bunu bekliyorum.
Bir de Sayın Bakanım, zaman zaman "Ya, ben çok sivri dilliyim, sivri dilli konuşuyorum, çok sert yapıyorum." dediğiniz hiç oluyor mu? O kadar çok bakan geldi geçti ki; bakın, Meclis koridorlarında olsun başka yerde olsun görebiliyoruz. Bakanlar gelip geçer, makamlar gelip geçer. Yani, hiç "Ya, biraz daha yumuşak bir üslup kullanayım, belki birilerinin gönlünü kırıyorumdur, rahatsız ediyorumdur." dediğiniz oldu mu? Bunu kişisel olarak merak ettiğim sordum.
Sayın Başkanım, teşekkür ederim.