Başarır, Gerçek Gündem'den Filiz Gazi'nin sorularını yanıtladı.
-“Beşli Çete” adlı kitabınızda Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin, Makyol Holdinglerine kamu kaynaklarının pervasızca nasıl dağıtıldığını anlatıyorsunuz. Bu şirketlerin sahibi kimler? Sıfırdan mı başladılar?
İhalelerinin birçoğu 21/b maddesine göre veriliyor. Bu madde “doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde veyahut idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” olarak düzenlenmiştir. Devlet bu projelerde kendini borçlandırmış. Devlet bu projelerde vergi ve sigorta istisnaları getirmiş. Bir baba oğluna bunu yapmaz. Yani Beşli Çete+ AKP’den bahsediyoruz.
-Cengiz Holding’in ANAP döneminde palazlandığını biliyorum.
Ben bunlar AKP döneminde geldi, ilk kez işe başladı demiyorum ama AK Parti döneminde usulsüz bir şekilde ihale kanununa aykırı ihaleler aldılar. Bunlardan başka kimse almadı. Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Geçmişlerini bilmem. Ben bu insanları tanımam bile.
Enerjiden, madene, inşaata kadar her yerdeler. Elektrik santralleri, elektrik dağıtım işleri, HES, köprü, hastane, yol, havaalanı yapımları… Düşünebileceğiniz tüm müteahhit işleri ve artı maden arama gibi enerji harcamaları bunlarda.
-İşlerini iyi yapıyorlar mı? Bu saydıklarınız uzmanlık alanı gerektiren alanlar değil mi?
Hayır. Torpil olanı gerektiren alanlar.
-Bütün bunlara işler verilirken diğer küçük şirketlere ne oldu?
Binlerce inşaat şirketi battı. Saray’ı yapan Rönesans Şirket’in Pandora Belgelerinde parasının bir kısmının yurt dışında olduğu görüldü. Limak’ın İngiltere’deki şirketlerde paralarının olduğu gözüktü. Türkiye’deki binlerce firmaya bu kaynaklar dağıtılsaydı bu para burada kalırdı ve belki bu krizi yaşamazdık.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mersin Limanı’nda bir hafta önce kadar 258 kilo kokain bulunduğunu duyurdu. Fakat diğer taraftan Soylu’nun suçla ilişkili kişilerle sayısız fotoğraflarını görüyoruz.
Eğer bu ülke hukuk devleti ise Sezgin Baran Korkmaz’la, Ali Osman Akat’la o koltukta oturmazdı. Bir kez daha söylüyorum: Soylu’yu görevden al, yargıya teslim et. Bu Cumhurbaşkanımıza çağrımızdır. Soylu, artık bir güvenlik sorunudur! Mersin Limanı’nda bir denetimsizlik vardır. Alıcılar tespit edilememiştir. Maalesef ki siyaset kurumu soruşturmaya, idareye, Emniyet’e baskı yapmıştır. İlk hesap soracağımız kişilerden biri de Soylu. Kolay kolay insanlara iftira atmasın, böbürlenmesin. Yargılanacak ve hesap verecek. Attığı iftiralar, kirli ilişkilerle ilgili ne olacağını bilmem ama Soylu’nun kelepçe giyeceğini size söylüyorum buradan. Eminim…
-Soylu’ya neden dokunulamıyor?
Soylu’yu koruyan MHP, ittifak ortağının İçişleri Bakanı. MHP ve AK Parti, Alaattin Çakıcı ve Soylu’yu tutuyor. Herkes rahat olsun. Birçok karanlık ilişkiyi biliyoruz ama kesinlikle ama kesinlikle Soylu’nun ilişkilerinden ben eminim. Soylu en ağır şekilde yargılanacak.
-Mersin Limanı’nda bugüne kadar kaç kez kokain bulundu?
Benim bildiğim 5’e yakın. Daha bilmediklerimiz de var. Bir türlü alıcılar tespit edilemedi.
-Bilmediklerimiz derken…
Almanya, Ali Osman Akat’ı söylemese haberimiz olacak mıydı? Almanya suç duyurusunda bulunmuş, suçluyu tespit etmiş. Kamuoyunun haberi dört ay sonra oldu. Devlette hiçbir şey gizli kalmaz. Yeri geldiği zaman tüm liman görüntüleri ile birlikte her şeyi inceleyeceğiz. Tüm bu olanların komisyon tarafından araştırılması lazım. Mecliste bunu kurmak istedik, reddettiler. İlk geldiğimiz zaman yapacağımız şey bu olacak. "