Acılı baba Serdar Arslan, "Benim ciğerim yandı, ocağım yandı. Başka ocaklar yanmasın, başka ocaklar sönmesin. Yavrular yetim kalmasın"
Medyafaresi.com (Ankara)
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Mecliste, eski eşi tarafından satırla yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan'ın babası Serdar Arslan ve annesi Meral Sondikme ile partisinden bir grup milletvekilinin de katıldığı basın toplantısı düzenledi.
Ayşe Tuba Arslan'ın son çığlığının "Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz" olduğunu belirten Çakırözer, saldırgana, uzaklaştırma kararlarını ihlal etmesine rağmen bir gün dahi hapis cezası verilmediğine dikkati çekti. Ayşe Tuba Arslan'ın babası Serdar Arslan ise "Benim ciğerim yandı, ocağım yandı. Başka ocaklar yanmasın, başka ocaklar sönmesin. Yavrular yetim kalmasın. Bugüne kadar geç kalınsa da inşallah bundan sonra caydırıcı kararlar bunun önüne geçer" dedi. Toplantı sırasında acılı anne ise gözyaşlarını tutamaoı.
Çakırözer, basın toplantısının yanı sıra yaptığı yazılı açıklama da şunları söyledi:
Eskişehir’de sokak ortasında eski eşinin satırlı saldırısı ile katledilen Ayşe Tuba Arslan’ı ölüme götüren ihmaller bitmiyor. Kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin yasaya rağmen hakkında 23 suç duyurusu bulunan saldırganın bir gün bile hapse girmediğine dikkat çeken Çakırözer, “Saldırgan hakkında uygulanabilir tek ceza 3 bin TL. Adeta ödüllendirilmiş. Savcılık, dosyayı ‘uzlaştırma bürosuna’ taşımış. Bir kadın 23 kez suç duyurusunda bulunduğu saldırgan ile uzlaştırmaya zorlanır mı? Arslan da, tehdit ve hakaretlerin devam ettiğini kayıtlara geçirerek uzlaşmayı reddetmiş. Türkiye, kadına karşı şiddetle mücadelenin esaslarını düzenleyen İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı ve bu sözleşme her türlü arabuluculuk ve uzlaştırmayı yasaklıyor. Buna rağmen Eskişehir’de savcılığın olası katille uzlaştırma tutumu yeni saldırıların kapısını açmış” dedi. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın katledildiği sırada Arslan hakkında koruma tedbirinin olmadığını açıkladığını anımsatan Çakırözer, “8 Ocak’ta alınan koruma kararı 8 Temmuz’da bitiyor. Savcılık ‘talep yok’ diyor ama Arslan’ın 5 Temmuz 2019’da, Eskişehir 2. Aile Mahkemesi’ne yaptığı başvuruyu neden görmüyor? Ölümle tehdit edildiğini söylüyor, daha ne talep etsin? Mahkeme ve savcılık Ayşe Tuba Arslan’ın bu son çığlığını görmemiş, duymamış. Bu son çığlık neden yok sayılıyor, boğuluyor?” tepkisini gösterdi.
Eskişehir’de 45 yaşındaki Ayşe Tuba Arslan’ın, eski eşi hakkında 23 kez suç duyurusunda bulunmasına karşın Emniyet’in, savcılığın, mahkemelerin ve ilgili bakanlıkların gözü önünde katledilmesinin arkasındaki ihmaller bitmiyor.
HSK DEVREYE GİRDİ
Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), cinayetle ilgili inceleme başlattı. İhmali görülen kamu görevlileri hakkında soruşturma açılacağı belirtilirken; konuyu TBMM Genel Kurulu’na taşıyan CHP Eskişehir Milletvekili Çakırözer, Arslan’ı ölüme götüren olaylar zincirinin savcılık ve mahkeme halkasına ulaştı.
NEDEN TEK BİR GÜN HAPİS YOK?
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının cinayete ilişkin açıklamasına dikkat çeken Çakırözer, “Ayşe Tuba Arslan’ın savcılığa ve emniyete 23 kez başvuruda bulunduğu kabul ediliyor. UYAP kayıtları Arslan’ın hakarete uğradığı, tehdit edildiği, yaralandığı yönünde şikayetlerde bulunduğunu gösteriyor. Açıklama; saldırgan Yalçın Özalpay’ın hakkında 10 ayrı iddianame düzenlendiğini de doğruluyor” dedi. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Dair Kanun’un tedbir kararlarına aykırılık durumunu düzenleyen 13. maddesinin 3 günden 10 güne kadar “zorlayıcı hapis” cezasını öngördüğünü aktaran Çakırözer, “23 başvuru, 10 dava… Hepsi de hakaret, tehdit, yaralama. Koruma tedbirleri de var. Başvurular devam ettiğine göre, tedbire uyulmuyor, mahkeme kararı ihlal ediliyor. Neden kanunun öngördüğü “zorlayıcı hapis” cezası verilmiyor. Saldırgan neden tek bir gün hapse girmiyor? Aile hakimliklerinin suç duyurularını ciddiye almayan tutumu da incelenmeli, sorgulanmalı” dedi.
NEDEN HER DEFASINDA UZLAŞTIRILMAK İSTENİYOR?
Arslan’ın 23 başvurusuna rağmen korunamamasının nedenlerinden birinin de Eskişehir savcılığının Arslan ile saldırganı uzlaştırmaya zorlaması olduğunu dile getiren Çakırözer, “Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyaları ‘uzlaştırma bürosuna’ taşımış. Bir kadın 23 kez suç duyurusunda bulunduğu saldırgan ile uzlaştırmaya zorlanır mı? Bu uzlaşmadan sonuç çıkar mı? Nitekim Ayşe Tuba Arslan da tehdit ve hakaretlerin devam ettiğini kayıtlara geçirerek uzlaşmayı reddediyor” dedi. Türkiye’nin, kadına yönelik şiddet ve aile şiddetle mücadelenin esaslarını düzenleyen İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı olduğunu dile getiren Çakırözer, “Sözleşmenin 48. maddesi arabuluculuk ve uzlaştırmayı yasaklıyor. Türkiye, bu sözleşmenin ilk imzası olarak kadına karşı şiddete uzlaştırma yoluna gidilmeyeceğini en başta taahhüt etmiş. Ancak savcılık, hukuka aykırı olarak Arslan’ı suç duyurularında saldırganı ile uzlaşmaya zorlamış. Böylece yeni saldırıların kapısı açılmış, saldırgan hakkında dava süreci zorlaştırılmış” ifadelerini kullandı.
TEK CEZA 3 BİN TL…
Çakırözer, “Saldırgan suç makinesi gibi. Hakkında onlarca suç duyurusu var, mahkemeler tedbir kararı veriyor. Uymuyor; şiddete, tehdide devam ediyor. Ama nasılsa bir gün bile hapse girmiyor. Açılan davaların bazılarından da beraat ediyor. Hakkındaki tek ceza 3 bin TL para cezası. Sistem, saldırganı adeta ödüllendiriyor” tepkisini gösterdi.
SON ÇIĞLIK NEDEN BOĞULUYOR?
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasında, Eskişehir 1. Aile Mahkemesi’nin 17 Eylül 2018 tarihinde Arslan için koruma tedbiri aldığı bilgisine yer verildiğini aktaran Çakırözer, “Açıklamaya göre bu tedbir 1 ay, 2 ay ve 6 ay olmak üzere uzatılmış. Son uzatma kararı da 8 Ocak 2019 tarihinde verilmiş. Burada tedbir 6 ay daha uzatılmış. Savcılık 8 Temmuz’dan itibaren koruma talebi ve ihlal olmadığına dikkat çekiyor” diye konuştu. Çakırözer, “Savcılık; Ayşe Tuba Arslan’ın 6 aylık uzatmanın bitmesine az bir süre kala, 5 Temmuz 2019’da, Eskişehir 2. Aile Mahkemesi’ne yaptığı başvuruya açıklamasında yer vermiyor. Arslan orada ölüm tehditleri aldığını açıkça dile getiriyor. ‘Ölümüm gerçekleşince mi yardım edeceksiniz’ diye feryat ediyor. Bu başvuru koruma tedbiri devam ederken, uzatmanın bitmesine kısa bir süre varken yapılıyor. Ama anlıyoruz ki bu son başvuru üzerine herhangi bir işlem yapılmamış. Mahkeme ve savcılık Ayşe Tuba Arslan’ın son çığlığını görmemiş, duymamış. Hala da yok sayılıyor. Bu son çığlık neden boğuluyor?” dedi.
Ne olmuştu?
Eskişehir’de, iki çocuk annesi Ayşe Tuba Arslan; boşandığı eşi Yalçın Özalpay’ın sokak ortasında satırlı saldırısı sonucu ağır yaralanmış, tedavi gördüğü hastanede 44 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. CHP’li Çakırözer, ölüme götüren süreçte Arslan’ın 23 kez suç duyurusunda bulunduğunu, Eskişehir 2. Aile Mahkemesi’ne yaptığı son başvurusunda ise “Defalarca şikâyet etmeme rağmen hiçbir sonuç alamadım, uzaklaştırmam olduğu halde. Benim bu Yalçın Özalpay isimli şahısla ilgili başvurmadığım hukuki işlem kalmadı. Bu şahıstan ölüm tehdidi alıyorum. Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz? Ben çok mağdurum” dediğini açıklamıştı. Son Eskişehir örneği üzerine, kadına karşı şiddetle mücadelede koruma sisteminin etkinliğinin araştırılması için Meclis’te araştırma komisyonu kurulmasına yönelik önerge AKP ve MHP’nin oyları ile reddedildi