Gazeteci Gürkan Hacır’ın sunduğu KRT’de yayınlanan ‘Şimdiki Zaman’ programında Sezgin Baran Korkmaz’ın ilişki ağı ve uçağının defalarca neden Venezuela’ya gittiği, Türkiye’deki kara para trafiği ile Cihan Ekşioğlu’nun hızlı yükselişinin perde arkasında nelerin olduğu ele alındı.
“50 MİLYON DOLARA SATTI…”
Haber İskelesi’nin aktardığı yayında Korkusuz yazarı Barış Yarkadaş, Sedat Peker’in, ‘Cihan Ekşioğlu’nun İsrail’den 3 milyon dolara aldığı yazılımı Türkiye’ye 50 milyon dolara sattığı’ iddiasını hatırlattı. Bir magazin dergisine verdiği röportajdan alıntı yapan Yarkadaş, Ekşioğlu’nun ‘Twitter ve WhatsApp görüşmelerini takip edebildiklerini söylediğini ifade etti.
Bu hatırlatma üzerine CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’da bir iş adamı arkadaşının Sezgin Baran Korkmaz ile görüşmesinden sonra dehşete düşmesini anlattı. Berberoğlu, Sezgin Baran Korkmaz’ın cep telefonundaki bir yazılım ile istediği kişinin son WhatsApp yazışmalarını görebildiğini aktardı.
İşte, CHP Milletvekili gazeteci Enis Berberoğlu’nun Sezgin Baran Korkmaz’ın sahip olduğu ve ‘hiç kimsenin bilmediği teknoloji’ ayrıntısı ile ilgili sözleri:
“Bundan 8-9 ay önce Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili haberler çıkmaya başladığında çok inandığım ve çok güvendiğim bir iş adamı arkadaşım Sezgin Baran’ı tanıdığını söyledi. Ben de, git bir sor bakalım bu adama ‘parasına çökmeye çalışanlar var, içeri atmayı isteyenler var, Amerika’dan gelen paralar kadar emanet edenler var. Bir konuş bakalım neymiş. Sen de bana söylersin’ dedim. Gitti geldi dehşet içindeydi!
Samimi söylüyorum ben bu adamı 30 senedir tanırım SBK ile yaptığı görüşmeden sonra tırsmıştı.
Ne oldu kardeşim? dedim. Dedi ki; ‘Enis garip bir şeyler dönüyor’. Adam benimle daha ikinci üçüncü oturmasında bu konular gündeme gelince ‘bana bir şey olmaz’ dedi. Ya nasıl olmaz? Bunlar bunlar konuşuluyor diye üsteleyince çıkartmış cebindeki telefonu. Numaran kaç senin demiş! Almış, son yaptığın WhatsApp konuşmaların diye göstermiş! Tekrar ediyorum sadece numara girerek benim arkadaşımın WhatsApp‘tan yaptığı son görüşmeleri takip edebildiğini göstermiş Sezgin Baran Korkmaz. Ben o adama inandığım için bunu burada anlatma gereği hissediyorum. Ama niye bu saate kadar anlatmadın dersen. Sendeki (Barış Yarkadaş’ın anlattığı) gibi bilgi yoktu bende. Yani bu ekibin teknik dinleme, teknik takip program üzerine çalıştığını bilseydim o işin üzerine o saatte giderdim. Bir takım çetelerin elinde bizim bilgilerimiz nasıl gezer ya.”
Cihan Ekşioğlu, Klass Magazin’e verdiği röportajda MİT’e yazılım verdiklerini söylerken, istenilen kişilerin Twitter ve Whatsapp görüşmelerine ulaşabildiklerini açıklıyor.
İşte Ekşioğlu’nun o sözleri:
“Bunun dışında sosyal medya çözümleme ve takip işleri var bizde. Biz takip etmiyoruz bunları çözümleyen sistemleri istihbarat servislerine satıyoruz. Bu da örneğin Twitter’daki hareketliliği takip edebiliyorsunuz, hangi noktadan çıktığını, çağrıların nereden geldiğini kimin kiminle neler yaptığını çözümleyebiliyoruz.”
SOSYAL MEDYA VE WHATSAPP YAZIŞMALARINA ULAŞABİLİYORUZ
“Bunun içinde sosyal medya ve WhatsApp yazışmaları da var. Bunlar çözümlenebiliyor. Biz bu işleri yapmıyoruz bunları devletin istihbarat teşkilatı yapıyor. Biz bu takibin yapılabilmesi için bir takım yazılım ve sistem geliştiriyoruz. Dubai’de bizimle çalışan 100’e yakın Hintli ve Pakistanlı mühendis var. Bu konuda onlar çok iyidir. Uydu takip sistemleri, sosyal medya takip sistemleri üzerine çeşitli yazılımlar var. Biz bunları istihbarat servislerine satıyoruz. Onlar bunların üstüne kendi teknik alt yapılarını birleştirip halkın can ve mal güvenliği için terörist grupları takip ediyoruz.”
NORMAL VATANDAŞ, WHATSAPP’IN OKUNMASINDAN ENDİŞELENMEZ
Ekşioğlu röportajının devamında özel yazışmaların incelenmesini “Devlete karşı faaliyetin varsa, kamu düzenine karşı bir faaliyetin varsa o zaman incelenirsiniz” diyerek adeta devlet adına konuşuyor:
“Normal vatandaşlarımızda bile dinleniyor muyum, takip ediliyor muyum gibi bir algı var. Suç işleyen insanın tedirgin olması lazım. Devlet vatandaşın özel yazışmasıyla uğraşmaz. Eğer bir terörist isen devlete karşı faaliyetin varsa, kamu düzenine karşı bir faaliyetin varsa o zaman incelenirsiniz.”
DİNLENSENİZ DE BİR SIKINTI YOK
“Zaten o zaman gizli haberleşme yöntemlerini benimsediğin için devlet de o yüzden takip eder. Devlet durup dururken vatandaşın whatsapp’ında ne yazıyor diye onu takip etmez ki. Ailevi ya da özel yatak odası ilişkilerini takip etmez. Ama vatandaşta böyle bir psikoloji var. Devlet düzenine, kamu düzenine karşı bir faaliyetiniz yoksa dinlenseniz de bir sıkıntı yok sonuç olarak. Türk milletinin içindeki durumlardan dolayı da böyle bir travma söz konusu. Devletin içinde devlet kadar bir yapılanma olmuş. Bu örgütün adı ‘Paralel Devlet Yapılanması’ yani devletin içinde devlete paralel bir yapılanma oluşmuş. Dolayısıyla devlet mekanizmasının bu terör grubunun kendi içerisinden çıkartılması, yaralarını iyileştirmesi çok uzun zaman alacak zor bir iş. Biz de bu konuda katkımız ne olursa elimizden geleni bir Türk vatandaşı olarak, bir Türk şirketi olarak imkan ve kabiliyetlerimiz çerçevesinde vermeye hazırız.”
“DEVLETLER SİLAH SATIŞINI EL ALTINDAN YAPIYOR”
“Tabi ki devletimize her zaman elimizdeki ürünleri veririz, geliştiririz, elimizdeki çabayı gösteririz, gösterdik de. Bizim ürünlerimizin hepsi son kullanıcı belgesine tâbi ürünlerdir. Yani bir devletten silah alıp başka bir devlete silah satamazsınız. Birleşmiş Milletlerin iznine tâbi olmanız lazım, birtakım lisanslar çıkartmanız lazım, hava koridoru izinleri almanız lazım, son kullanıcı belgesi lazım. Diyelim ki biz Rusya’dan silah aldık Türkiye’ye silah satacağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti diyor ki; bir End User Belgesi veriyor. Yani bu ürünün son kullanıcısı benim diye Birleşmiş Milletlere ve silahı satın alan yerlere garanti veriyor. Eğer bu tanınan bir ülke ise Birleşmiş Milletlerin onayıyla bu silahın satışı gerçekleşiyor. Yani sen silahı kafana göre alıp yarısını İran’a yarısını Irak’a yarısını Yemen’e veremezsin. Devletler bunu el altından yapıyor. Ama gerçekte böyle değil.”
“YAZILIMIN ÇALIŞMASI İÇİN…”
“Dolayısıyla bizim bu tarz yazılımları bir sivil şirkete satmamız mümkün değil. Zaten satsak da çalıştırması mümkün değil. Sistemin devlet telekomünikasyon verilerine ihtiyacı var veya gsm operatörlerine ihtiyacı var. Bunu anca yasalarla kanunlar çerçevesinde devletin kuvvetleri yapabilir. Sivil şirketler ve şahıslar da yapamaz. Biz de yapamayız bunu. Biz yazılımı geliştiririz, devlet kendi alt yapısı ile bunu birleştirerek çözüm noktasına gider. Biraz önce onu söyledim bir dinlenme ya da travma geçirdik. Böyle bir örgüt devletin kılcal damarlarına kadar işlemiş. Vatandaşın da böyle bir psikoloji içinde olması aslında normal. Çünkü en güvendiğin ve en kritik noktadaki adamlardı bunlar.”