Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun annesi duruşmada sanıklara seslenerek, "Doğruları söyleyin, bitsin bu iş bugün artık. Yalvarırım" derken, baba Ergün Erköseoğlu da "2 sanık da cinsel ihtiyaçlarını karşılaması için kendilerine 'Hayır' diyen kızımı paket gibi 8. kattan aşağı attılar" diye konuştu.
Avukatlara beyanda bulunmaları için süre veren mahkeme heyeti, duruşmayı 4 Aralık günü saat 15.30'a erteledi.
Taksim Gümüşsuyu'nda, 4 yıl önce Boston Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun apartman boşluğuna düşerek yaşamını yitirmesiyle ilgili Paksoy kardeşlerin yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında Adli Tıp raporu okundu. Genç kızın annesi ve babası ise sanıkları suçladı.
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına tutuksuz sanıklar Can Paksoy ve Mahmut Emre Paksoy ile Erköseoğlu'nun anne ve babası katıldı.
ADLİ TIP RAPORU
Mahkeme Başkanı Ahmet Müşteba Özbek, Adli Tıp Kurumu'ndan "Erköseoğlu'nun başının arkasındaki morluğun düşmeden önce mi, düştükten sonra mı oluştuğu; düşmeyle meydana gelmesinin mümkün olup olmadığı" konusundaki raporun geldiğini açıkladı. Mahkeme Başkanı Özbek, 15 sayfalık raporun sonuç kısmını okudu. Cesedin bulunuş pozisyonuna göre, genç kızın kafasındaki ekimozun (şişlik) zemine çarpma esnasında oluşmasının beklenmeyeceği belirtilen raporda, düşme sırasında kafa arka kısmının sert bir yüzeye çarpması sonucu meydana gelmiş olabileceği kaydedildi. Raporda, olayın, düşme öncesinde sert ve künt bir cismin doğrudan vurulması ile sert ve künt bir yüzeye düşme veya düşürülme, çarpma ve çarptırılma sonucu meydana gelebileceği belirtilerek, tıbben bu ayrımın yapılamayacağının altı çizildi.
PAKSOY KARDEŞLER: SUÇSUZUZ
Sanık Can Paksoy ise, "Son raporla birlikte delillerin toplandığına inanıyorum. Suçsuzum, beraatimi istiyorum" dedi. Emre Paksoy da "Suçsuzluğumu ispat eden bir rapordur. Bir an önce karara gidilsin" diye konuştu.
"DOĞRULARI SÖYLEYİN, BİTSİN BU İŞ BUGÜN ARTIK"
Anne Ferah Kural ise, sanıklara, oturduğu yerden yüksek sesle, "Doğruları söyleyin, bitsin bu iş bugün artık. Yeter artık. Bu acıyı nasıl yeneceğim!" diye seslendi. Mahkeme Başkanı, anneye, kendisine söz verilince konuşmasını istedi.
"DOĞRUYU SÖYLEYİN, YALVARIRIM"
Mahkeme heyeti daha sonra anne Ferah Kural'a söz verdi. Paksoy kardeşlere bakarak konuşan anne Kural, "Kızım cinayete kurban gitti. Kızım camdan atlamadı. Kızımı bu dünyadan gönderdiniz. Nasıl gönderdiniz. Doğruyu söyleyin, yalvarırım. Doğruyu söyleyin, yanınızdayım.O güzel kız, enerjik insan gitti. Ah ah..." dedi. Anne, yerine oturduktan sonra gözyaşlarını tutamadı.
"KENDİLERİNE 'HAYIR' DİYEN KIZIMI PAKET GİBİ 8. KATTAN AŞAĞI ATTILAR"
Baba Ergün Erköseoğlu da, "4 yıldır bu olayı birlikte çözmeye çalışıyoruz. Görünen şu ki, bir adım dahi ileri gitmiş değiliz. Her şey o kadar açık görülüyor ki... Senaryo, 'Bu bir cinayettir' diyor. 2 sanık da cinsel ihtiyaçlarını karşılaması için kendilerine 'Hayır' diyen kızımı paket gibi 8. kattan aşağı attılar. Siz Adli Tıp Kurumu'ndan talepte bulunuyorsunuz, Adli Tıp Kurumu da size geri gönderiyor, geri pas atıyor. Çünkü siz de babasınız, emin olmak istiyorsunuz. Ölen kızımın kan örneğinde alkol bulunurken, neden sanıkların örnekleri alınmadı? Ben kızımı toprağa verdim. Benim bu acım ölene kadar sürecek. Karşımdakilerin erkek gibi "Ben yaptım" diyeceklerini tahmin etmiyorum. Çünkü bu, şeref, yürek, namus, haysiyet ister" diye konuştu.
AVUKATLAR: ADLİ TIP RAPORU YETERSİZ
Duruşmada söz alan Erköseoğlu Ailesi'nin avukatları da, Adli Tıp Raporu'nun yetersiz olduğunu, delillerin toplanmadığını savundu. Avukat Rezan Epözdemir, "Bizce olay tam olarak ortaya çıkmamıştır. Mağdurenin düştüğü yerde yeni keşif yapılmasını talep ediyoruz" dedi. Avukatlara beyanda bulunmak üzere süre veren mahkeme heyeti, duruşmayı 4 Aralık günü saat 15.30'a erteledi.
İDDİANAME...
Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun 26 Eylül 2010 tarihinde Gümüşsuyu İnönü Caddesi'ndeki Mithatpaşa Apartmanı'nın havalandırma boşluğunda ölü bulunmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, Emre ve Can Paksoy kardeşlerin, TCK'nın 81/1. maddesi gereğince "kasten adam öldürmek" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.
Serpil KIRKESER / İstanbul DHA