Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi gününe dair dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Selvi yazısında, “AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ise gözlerden uzak bir köşede bir askerle konuşuyordu. Bir ara salonda yürümeye başladılar. ‘Bu asker kim?’ diye sordum. Doyurucu bir cevap alamadım. Bir süre sonra asker ortadan kayboldu.
O zaman ‘Şaban Dişli’nin kardeşiymiş, gözaltına alındı’ denildi. Bir yanda Erdoğan’ın yakın ekibinden Şaban Dişli, diğer yanda Erdoğan’ı devirecek darbeye karışan Mehmet Dişli... Küçük dilimi yutacak gibi oldum” ifadelerini kullandı.
Abdülkadir Selvi devamında ise şu bilgileri aktardı:
“Hulusi Akar’ın götürüldüğü Akıncı Üssü’nde darbenin beyin takımı olan ‘Sulh Konseyi’ üyeleriyle görüştürülmesinde aracı olan da Dişli’ydi. Zaten kendisi de Yurtta Sulh Konseyi’nin ilk üç isminden biriydi. Darbenin başarısız olduğunun ortaya çıkması üzerine Akar’la birlikte helikoptere binip Çankaya Köşkü’ne gelen de oydu.
15 Temmuz’u anlattığım ‘Darbeye Geçit Yok’ kitabımda Mehmet Dişli’nin darbedeki rolüne yer verdim. İş ortağı Durmuş Ali Koçer’in Cumhurbaşkanı’na hakaret ve FETÖ üyeliğinden hapis cezasına çarptırıldığını yazdım. Kardeşi Şaban Dişli’nin Hollanda Büyükelçiliği’ne atanmasının FETÖ’yle mücadeleye zarar verdiğini anlattım.
Mehmet Dişli mahkemede bana “gazeteci müsveddesi” diye saldırmış. Ben ona “darbeci müsveddesi” demeyeceğim çünkü Dişli, darbenin aslıdır, 15 Temmuz’un beynidir. Bir darbecinin saldırması ise benim için en büyük onurdur. Çünkü Dişli’nin elinde 15 Temmuz şehitlerinin kanı var.”