İZZET ÇAPA YAZDI
Sevimli, tatlı, şirin... Bütün bunlar hoş sıfatlardır ama ‘güzellik’ deyince duracaksın arkadaş. Çünkü insanın hayal gücüne seslenen tek şey güzelliktir. Bergüzar Korel, işte tam bu tarifin karşılığı. Geçen Bergüzar’la bir dergi çekiminde karşılaştık. Biraz da dertleştik Kanuni’nin haremindeki ‘tek kadınla.’ Dertleşmek lafın gelişi, kısa ve tatlı bir sohbet demek daha doğru olur.
‘BARIM DUVARI’NI YIKAMADIM’
Aslında ben ısrarla röportaj yapma isteğimi dile getirdim ama her teklif edişimde bir duvara tosladım. Hem de bu öyle böyle bir duvar değil, ismi cismi bile var, Ayşe Barım... Ayşe, Bergüzar’ın menajeri ve şu anda röportaj yapmasını uygun görmeyen kişi. Berlin Duvarı bile yıkıldı ama ‘Barım Duvarı’nı yıkmak daha zor geldi bana. Röportaja izin çıkmadı, fakat muhabbet esnasında Bergüzar’la konuştuklarımızı yazsam sorun olmaz diye düşündüm. ‘Parmaklarım titreyerek’ yazdığım bu yazıyla muhabbetin en keyifli anlarını paylaşıyorum. Allah bozmasın, bu günlerde hayatında her şey dört dörtlükmüş Bergüzar’ın. Bu yüzden gözleri ışıl ışıl. Eh, mesleğinin en parlak dönemini yaşıyor, mutlu bir evliliği var, üstüne üstlük bir de anneliğin tadını çıkarıyor. Onun gözleri ışıldamasın da benim Japon gözlerim mi ışıldasın...
Bu aralar ‘analık tatiline’ çıkmış, çalışmıyor güzel anne. Tüm zamanını oğlu Ali’ye adamış. “Kariyer mi çocuk mu? diye meşhur soru vardır, herhalde sen hem kariyer, hem çocuk yaparım diyenlerdensin” diyorum. “Doğrusunu istersen analık söz konusu olunca gözüm hiçbir şeyi görmüyor. Tercih yapmam gerekirse, bir evlat yetiştirmek kadar insanı mutlu edecek başka bir şeyin olduğunu düşünemiyorum” diye yanıtlıyor beni. Ama hayranları üzülmesinler teklif edilen yeni projeleri de inceliyor genç oyuncu, yeni yılda yeni bir projeyle ekranlarda olacakmış. Konservatuvara girmesi tüm hayatını değiştirmiş Bergüzar’ın. Zaten hayatının tesadüfler üzerine kurulduğuna inanıyor. Bunların en romantiği, gençlik yıllarında başına gelen ve benim malum ‘kuşlarımdan’ duyduğum bir olay. Konservatuvarda okurken, bir gün bir arkadaşıyla okulu kırıp civardaki bir kafeye gitmişler. Yan masada gençten, yakışıklı bir erkek... Az sonra kızlara dönüp “Ben de Mimar Sinan’da okudum” demiş. Evet, tahmin edebileceğiniz gibi o genç adam Halit Ergenç! Laf lafı açmış, arkadaş olmuşlar. Ama flört yok haa... Taa ki, yıllar sonra ‘Binbir Gece’ dizisinde tekrar karşılaşana kadar...
ERGENÇ’İN SESİ ÇOK GÜZEL
Bergüzar’ın hayatını rastlantılar yönetiyor demek boşa olmaz doğrusu. Ergenç’le yine bir rastlantı sonucu aynı dizide buluşuyorlar. Bu kez Halit’in oyunculuğuna, işine saygısına da hayran kalıyor ve olanlar oluyor. El âlemden hep duymuşumdur ama hiç dinlemedim. Derler ki, Halit Ergenç’in sesi de muhteşemdir. Hazır canlı tanık yanımdayken bunu da sordum. “İnanamazsın İzzet müthiş şarkı söyler.” Halit Ergenç abimiz Mimar Sinan Üniversitesi’nin Opera ve Müzikal Tiyatro Oyunculuğu bölümlerinden mezunmuş. Bu kısa muhabbetin ardından, bugünlerde Bergüzar’ın en güzel çalışma ortamını bulduğunu düşünmeden edemiyorum. Bu üç oyunculu bir set; biri anne, biri baba ve biri çocuk...
“Ben hayatta bu kadar disiplinli, bu kadar çalışan bir insan görmedim. Dizide üç yıl, bütün metinleri ezberledi. Halbuki suflör var. Muhteşem Yüzyıl için de müthiş çalışıyor. Çıta bu kadar yüksek olunca ben de başkasıyla nasıl çalışacağım diye düşünüyorum?”
Halit’ten sonra çıtam yükseldi Bergüzar Korel, gelen projeleri değerlendirdiğini, yeni yılda ekranlarda olacağını söyledi.
RÖPORTAJDAN NOTLAR
* “Annelik söz konusu olduğunda gözüm hiç birşeyi görmüyor. Bir evlat yetiştirmek kadar insanı mutlu edecek başka bir şey olamaz.”
* “Çorap reklamındaki bacaklar benim. Halit’in kıskandığını, dublör kullandığımı söylemişler. Dublör kullansam da o bacakların benim olduğu sanılmayacak mıydı zaten? Kıskanan adam o zaman da kıskanırdı...”
* “Konservatuvara girmem tüm hayatımı değiştirdi. Zaten hayatın tesadüfler üzerine kurulduğuna inanıyorum...”
* “Kurtlar Vadisi Irak müthiş bir rastlantıydı. Babamın öldüğü gün, Pana Film’den aradılar. Önce ‘Hayır’ dedim ama annem ‘Baban yaşasaydı gitmeni isterdi’ deyince gittim.”
* “Ben hayatımda Halit kadar disiplinli bir insan görmedim. Üç yıl, dizide her hafta tüm metinleri ezberledi. Muhteşem Yüzyıl için de müthiş yoğun çalışıyor.”
GAZETE HABERTURK HT MAGAZİN