Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için 754. kez Taksim'de bir araya gelen Cumartesi Anneleri, çocuklarının kaçırılarak dağa gönderildiği iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Binası önünde eylem yapan annelere seslendi. Yapılan açıklamada, "Yanlış yerde oturuyorlar. Oturması gerekilen yer bu ülkeyi yönetenlerin ofislerinin, bakanlarının önüdür. Çünkü bu ülkeyi bu hale getiren bunlardır, oturduğunuz yer değildir" denildi.
Cumartesi Anneleri ayrıca yıllar önce attığı tweet'ler sebebiyle beş ayrı suçtan yargılandığı davada 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na destek açıklamasında bulunuldu. Kaftancıoğlu'nun her zor zamanda Cumartesi Anneleri'nin yanında olduğu belirtilen açıklamada, "Canan başkana verilen cezan hukuksuz ve adaletsizdir" denildi.
Yapılan açıklamada şöyle denildi:
"10 gündür Diyarbakır'da dağa götürülen gençlerin anneleri var. Şunu görüyoruz biz yıllardır burada oturuyoruz, hiç bizi görmeyen, duymayan, buradaki annelerin çığlığına hiç dönüp de bakmayan yazarlar, çizerler, siyasiler, bakanlar bugün oradaki anaların gözyaşı üzerinden politika yapmaya başladılar. Biz Cumartesi İnsanları olarak şunu söylüyoruz; oradaki annelerin göz yaşlarından biz anlarız, siz anlayamazsınız. Buradaki annelerin göz yaşlarına copla saldırdınız. Adalet Bakanı'nın, İçişleri Bakanı'nın kalkıp da oradaki annelerin göz yaşları üzerinde konuşma hakkı yoktur. Annelerin göz yaşları farklı değildir. Eğer bu kadar hümanistseniz, bu kadar annelere karşı duyarlıysanız annelerin genelde bu ülkede ne yaşadığını görmek zorundasınız. Bunu yapanlar da sizlersiniz. Cumartesi Anneleri ile oradaki annelerin sorunlarını çözecek olan bu ülkeyi yönetenlerdir. Barışı sağlamak zorundasınız. Barış olmadığı sürece bu annelerin feryatları susmayacaktır.
Oradaki annelere çağrı yapmak istiyorum. Yanlış yerde oturuyorlar. Oturması gerekilen yer bu ülkeyi yönetenlerin ofislerinin, bakanlarının önüdür. Çünkü bu ülkeyi bu hale getiren bunlardır, oturduğunuz yer değildir. Bizi bir yıldır bu sokağa kapattılar arkadaşlar. Bu bir zulümdür, bu bir işkencedir, bu bir hak ihlalidir."
Cumartesi Anneleri bu hafta 12 Eylül 1994'te Ankara Dikmen'deki bir otobüs durağından sivil polislerce gözaltına alınan Kenan Bilgin'in akıbetini sordu. Yapılan açıklamada, "Kayıplarımızdan ve 54 haftadır bize yasaklanan Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceğiz" denildi.
35 yaşındaki Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 yılında Ankara Dikmen’deki bir otobüs durağından gözaltına alınarak Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldüğünü dile getiren Tosun, “Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 10 kişi ile birlikte burada işkenceyle sorgulandı. Gözaltı sonrasında bu kişiler mahkemeye çıkarıldığında aralarında Kenan Bilgin yoktu. Onların ‘Kenan Bilgin de bizimleydi, Kenan Bilgin’e ne yaptınız?’ sorusuna Savcı ‘o sizi ilgilendirmez’ cevabını verdi” diye konuştu. Bunun üzerine tanıkların bir açıklama yaptığını ve Bilgin’i Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini söylediklerini paylaşan Tosun, aynı dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan Avukat Murat Demir de Bilgin’i emniyette gördüğünü kamuoyuna açıkladığını belirtti.
Bilgin ailesinin, çocuklarının bulunması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğunu dile getiren Tosun, “Kenan’ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Ankara’dan sürüldü. Dosyayı devralan Savcı Özden Tönük, Bilgin’e işkence yapan polisleri teşhis edebileceklerini söyleyen tanıkların ifadelerinin, ‘polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu’ içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı” diye konuştu.