Devlet Bahçeli, tek aday olarak girdiği MHP 12. Olağan Kurultayı’nda 9. kez genel başkan seçildi. Kurultay'dan izlenimlerini yazan Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül, "MHP kurultayı, parti içinde AKP ile ittifak konusunda hiç bilinmeyen bir eğilimin varlığını ortaya koydu" dedi.
Gül, "Kurultay, AKP ile ittifak içindeki kendi partisine oy verip cumhurbaşkanı adayı olarak Tayyip Erdoğan’a oy vermeyecek MHP’li bir seçmen grubunun fotoğrafının çekilmesini sağladı" ifadesini kullandı.
Gül, Kurultay izlenimlerine şöyle devam etti:
MHP kurultayı, MHP’li Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün, “İttifak tavanda var, tabanda yok” sözlerinin yarattığı gerilimin altında toplandı. Daha önce tüm yorumlar, ittifakın AKP kanadında fire vereceği üzerine yapılmıştı. MHP içinde fire beklentisi bugüne kadar bu kadar açık dile getirilmemişti.
Çünkü AKP ile ittifaka parti içinde karşı çıkanlar, Meral Akşener’le birlikte partiden ayrılıp kendi partilerini kurmuşlardı. Bu ayrılıktan sonra MHP seçmeni homojen hale dönüşmüş, tabanı tavanı bir ve aynı hareket eden bir yapıya evrilmişti. Tavanın, “Erdoğan’a oy vereceğiz” kararı taban için emir sayılacaktı. MHP’den bir tek bile fire imkânsızdı.
AKP’yi de ürkütür
Ancak birdenbire taban-tavan tartışması AKP’lileri de rahatsız edecek şekilde ifade edildi. Devlet Bahçeli de bunu fark ettiği için AKP’yi de ürkütebilecek bu tartışmayı daha baştan sona erdirmek istercesine, “Tabanda ittifak yok sözlerini elimizin tersiyle iteceğiz. Çünkü bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır” demek durumunda kaldı.
Kurultay aslında AKP’de kuşku yaratmama adına ortağa güven verici görüntülerle başladı. Kurultay Divanı oluştuktan sonra gündemin ilk maddesi olarak gelen mesajlar okundu. Divan Başkanı Semih Yalçın, “Bu mesajlar arasında bir tanesi önemli” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen mesajı okudu. Böylece kurultay Erdoğan’ın mesajıyla başlamamış oldu. Salondan, MHP’nin de resmi cumhurbaşkanı adayı olan Erdoğan’ın mesajına, ne çok coşkulu ne de çok düşük denemeyecek ortalama bir alkış geldi. Bahçeli’nin konuşmasının sonuna doğru Erdoğan’ın adaylığını destekleyecekleri açıklaması da salondan aynı tonda karşılık gördü.
Kendi partimize veririz
Erdoğan’a yönelik salondaki MHP’lilerin tutumunun partililer arasındaki bir eğilimin işaretini verdiğini bir süre sonra anladık. Üstelik bu, bir süredir varolan ancak neredeyse yüksek sesle konuşulmasına izin verilmeyen, sır gibi tutulan bir eğilimin işaretiydi. Bu eğilim, bazı MHP’liler tarafından, “Bizimle ittifak nedeniyle bazı AKP’lilerin seçimde oy vermeyecekleri çok yazılıp çiziliyor. Ama bizim partimizde de aynı durum yaşanıyor” diye ifade edildi. Salon dışında konuştuğumuz Ankara dışından gelmiş çok sayıda partili, doğruladıkları bu eğilimi şöyle ifade etti:
Erdoğan’a yönelik salondaki MHP’lilerin tutumunun partililer arasındaki bir eğilimin işaretini verdiğini bir süre sonra anladık. Üstelik bu, bir süredir varolan ancak neredeyse yüksek sesle konuşulmasına izin verilmeyen, sır gibi tutulan bir eğilimin işaretiydi. Bu eğilim, bazı MHP’liler tarafından, “Bizimle ittifak nedeniyle bazı AKP’lilerin seçimde oy vermeyecekleri çok yazılıp çiziliyor. Ama bizim partimizde de aynı durum yaşanıyor” diye ifade edildi. Salon dışında konuştuğumuz Ankara dışından gelmiş çok sayıda partili, doğruladıkları bu eğilimi şöyle ifade etti:
İkna zorunluluğu
MHP içindeki “Kendi partimize oy veririz, cumhurbaşkanı adayına vermeyiz” eğiliminin azımsanmayacak kadar yaygın olduğu da belirtiliyor. MHP yönetiminin bunun farkında olduğu da bir başka gerçek. O nedenle hem AKP, hem de MHP yönetimlerini seçime kadar olan süreçte Erdoğan’a mesafeli seçmeni ikna yöntemlerini bulmak gibi zorlu bir sürecin beklediği değerlendirmeleri yapılıyor.
Cumhuriyet