Sirmen, Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulların, denetimli gerginlik politikalarının başarıyla uygulanmasını güçleştirdiğini belirterek, "Bu ortamda, hiç beklenmedik anda kontrol altında sanılan gerginliğin birden denetimden çıkarak, uygulayıcısını da kavuracak bir yangına dönüşmesi hiç de olasılık dışı değildir.
Seçimle gitmek konusuna gelince: Yaşadığımız olaylar, AKP’nin seçimi kaybedince mızıkçılık etme eğiliminde olduğunu hep göstermiştir. Bunun son örneği YSK’nin taraflılığı konusunda tartışmasız kanıt olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimidir.
Yani diyeceğim o ki, AKP seçimi kaybetse bile gitmemeyi düşünebilecek yapıdadır ve geçmişte bu yolu denemiştir." diye yazdı.
Ali Sirmen, AKP'nin halkın idaresini baskı ve zulümle aşacağı yolunda bir kafa yapısına sahip olduğuna işaret ederek, "Ancak bu kez demokrasinin kurallarına uyma talebi yalnızca seçmen kitlesinden gelen siyasi bir istem değildir.
Aynı zamanda siyasal ve sosyal alanda allak bullak olmuş yapı, ekonomik açıdan da büyük ölçüde çatırdamaktadır. Bu ortamda Türkiye’de iktidar olanlar, bir yandan dış borç çarkını çevirebilecek ekonomik önlemleri almak zorunluluğu hissedecektir ki, alınacak önlemler hiç de geniş kitleleri kısa dönemde hoşnut edecek nitelikte olmayacaktır. İçinde bulunulan ekonomik durum hangi iktidar işbaşında olursa olsun, onu dış kaynak arayışına da itecektir.
Ekonomik alanda dış kaynağın vazgeçilmez istemi ise demokrasinin kurallarına uyulması olacaktır." ifadelerini kullandı.
Yazının devamı için TIKLAYIN