Son dönem çok tutan, izlenen dizilerin gizli ajandası, ortak gayesi: Televizyonun şanını diriltmek, ‘aptal kutu’ lakabından kurtarmak. Mad Men, Breaking Bad, True Dedective, House of Cards, Game of Thrones... Sinema işçiliğinde, titizliğinde senaryolar, bütçeler... Tam televizyonun hafifletici, eğlendirici özelliğini unutmuşken ‘Empire’ düştü ekrana: Müzisyenliğini ve plak şirketini sokaklara, eski eşine, uyuşturucu sokaklığına borçlu bir baba; ‘müzik imparatoru’ siyahi bir aile ve çevresinde dönen olaylar... İmparator, kısa bir ömrü kaldığını öğrenince hanedanlığı devretme faslı, üç oğlu arasındaki gizli bir taht savaşına dönüyor.
Bir paket çekirdek ve ağız dolusu dedikoduyla nasıl da saatlerce hipnoz olmuşçasına yerinize mıhlanıyorsanız ‘Empire’ dizisi de böyle bir bağımlılık yaratıyor.
Yer yer arabesk, bol bol entrika aslında çok basit, çok avam bir hikaye. Bildiğiniz klişesi bol dizilerden dizilerden küçük birkaç farkı var: Kadrosunda ödüllü oyuncuların olması, müziğindeki Timbaland imzası, Naomi Campell’dan Mariah Carey’e şöhret isimlerin konuk oyuncu olarak gözükmeleri için araya torpil sokması.
TELEVİZYONUN EN KITCH SETİ OLABİLİR Mİ?
Şurası gerçek: ‘Mad Men’ sonrası televizyon ile moda dünyası arasındaki bağ zayıfladı, çok acil ilham verecek, vitrini dolduracak kadın/erkek yeni TV karakterleri arayışına girildi. ‘Empire’ın ‘bling bling’ kültürünün bir ürünü olan kıyafet dolabı meseleyi bambaşka tarafı çekti. Dizideki Hakeem ve Jamal’ın parıltılı iri kolyeleri, baskılı uzun tişörtleri ve meşhur sneakerları sokağı televizyona, televizyonu modaya taşıdı. Hemen ‘Cookie’ karakterinden ilhamla bir koleksiyon hazırlanması, leoparlı desenlerin New York bazlı Saks Fifth Avenue mağazasını kaplaması sürpriz olmadı. Dizinin seti, bir anlamda hip-hop moda evi. Sonradan zengin karakterlerin derin iştah ve heveslerine layık dekore edilmiş sahte süitlerin, penthouse’ların içinde kaybolmaksa en eğlenceli ve acıklı kısmı.
ÖPÜŞMEYİ UNUTTURAN KONUK OYUNCU
Naomi Campell, dizinin ışığını ilk gören şöhretti. Dahil olma planları başarıyla tuttu, ilk sezonda ufak kardeş Hakeem’in eski sevgilisi olarak yer buldu. Karşımda Hakeem rolündeki Bryshere Y. Gray, aklımda ‘rolü gereği’ küvetten çıkmayan Naomi... Gray haklı: “Elim, ayağım titredi. Öpüşmeyi unuttum. Düşünsenize: Size dudağını uzatan isim Naomi Campell. Daha ne olsun... ”
En zorlandığım sahnelerdi sanırım. ‘Empire’ın bana kıyağı değil kazığı oldu.” Gray’e ikinci sezon konuk oyuncu listesini hatırlatıyorum: Oprah Winfrey, Mariah Carey, Lenny Kravitz, Chris Rock, Alicia Keys, Marisa Tomei.... “Üzgünüm Oprah ama beni en çok heyecanlandıran Mariah Carey. İşte, bunun için senariste ekibe teşekkür edebilirim.”
BU DA SİYAHİLERİN AMERİKAN RÜYASI
Taraji P. Henson
Ailedeki üç kardeşin hepsi birbirinden şahane, tam da ‘pembe dizi’ tadında: Büyük olan bipolar bozukluğu hastalığını gizleme, ortanca rap dünyasına eşcinselliğini kabul ettirme, küçük boy ise kafasını partiden, kızlardan kaldırma derdinde. Hikayenin ana damarında iki Lucious ve Cookie gibi iki renkli karakter, Taraji P. Henson ve Terence Howard gibi iki yetenekli isim var. Henson, ‘Benjamin Botton’ filmiyle; Howard ise ‘Hustle&Flow’ sayesinde Oscar’a aday olmuştu.
Henson’un hali tavrı tam da canlandırdığı karakter tadında: Eline beline koyup kaş kaldırmalar, hemen ardından kahkaha patlatmalar...
Anika Calhoun (Grace Gealey)
‘Cookie’ karakteri derinizin altına sızmış gibi...
- Çok zengin ve katmanlı bir karakter. Çıkışları, tavırları çok fevri. Her şeyi çok yüksek. Bir “...Ve odadan çıkar” sahnesi bile öyle sıradan değil, görkemli. Sokakta büyüyen, müzikle kavrulmuş, hırslı siyahi kadınların özeti bu tatlım. Her şeyleri abartı.
Siyahilerin ‘Amerikan Rüyası’nı temsil eden bir hikaye bu. Gerçek bir ‘rüya’ mı?
- Fazlasıyla. Sıfırdan zirveye, zirveden sıfıra. Asıl gerçek olan bu. Hayat sağlı sollu yumruk indirir durur. Arada yıkılırsın. 17 yıl hapis yatman gerekir. Sevdiklerin gözünün önünde can verebilir. Ama güçlüysen son gülen hep sen olursun.
HANEDANLIĞIN BAŞINA KİM GEÇEBİLİR?
Andre (solda, Trai Byers) ve Hakeem (Bryshere Y Grey)
Andre:
Sevilir mi? En ‘iş adamı’, en kurnaz olan. Annesi, kardeşleri hayatındaki herkesle ilişkisi yapay, donuk ve ruhsuz. Hedefe kitlenmiş; koltuk uğruna rengini, acısını, mutluluğunu belli etmeden bir hırs yaşayıp gidebilir.
Kazanma şansı: 7/10 Kuralına göre oynuyor. İşletme okulunda hocalarından öğrendiği taktikleri, güzel evinde sarışın karısından aldığı kurnaz oyunları bir bir uyguluyor.
Rhonda Lyon (Kaitlin Doubleday)
Jamal:
Sevilir mi? En tatlı, en cici olan. Sesi, kulağı çok kuvvetli. “İyiler, kalbi temiz olanlar hep kazanır” mesajının tam karşılığı olacak, çok belli. Eşcinsel kimliği yüzünden babadan zulüm yemiş, yine de kendinden taviz vermemiş bir figür. Çok bohem, çok klişe koksa da yeri geliyor, baba parasını reddediyor; sevgilisiyle Brooklyn’un en dip mahallelerinde yaşıyor, ‘yoksulluğu’ yaşıyor.
Kazanma oranı: 6/10. Tüm şirket, para pul önüne serilse de kabul etmeyip sadece müziğini yapmak isteyecek biri. Kazansa da kardeşlerinden birine devreder, o kesin.
Becky (Gabourey Sidibe)
Hakeem:
Sevilir mi? En haşarı, en şımarık olan. Müzisyen olan diğer kardeşi Jamal’la kıyaslanıyor, yarıştırılıyor. Fakat bu tuzağa düşmeyecek kadar yumuşak bir karnı/kalbi var. Sadece göstermiyor.
Kazanma şansı: 5/10. Kafasını mankenlerden, belalardan, partilerden kaldıramadığını görüyoruz. Zor.
17.3 milyon
Dizinin ABD’deki izleyici sayısı.
Porsha (Ta'Rhonda Jones)
İkinci sezon, ABD ile aynı anda Türkiye’de gösterilmeye başladı. Yeni bölümler, ABD yayınından bir gün sonra her perşembe, 20.15’te, FOX Life kanalında.
Hürriyet