Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Akıncı davasının 18'inci celsesinde Salı gününden beri savunma yapan Akıncı eski üs komutanı Hakan Evrim'in çapraz sorgusuna devam edildi.
Sanık avukatlarından Erhan Tokatlı, Evrim'den Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın odasındaki sivili tarif etmesini isterken, bu kişinin Adil Öksüz veya sivil imam olduğu belirtilenlerden biri olup olmadığını sordu. Evrim, şunları söyledi:
"Hiç görmedim. Arkasında kaldığım içini yüzünü net olarak görmediğim için bir teşhisim yok. Adil Öksüz olsa Genelkurmay Başkanı teşhis ederdi. Çünkü onlar yüz yüzeydi."
DARBEDEN BİR GÜN ÖNCE GELEN ABD’Lİ SUBAYLAR
Av. Tokatlı darbeden bir gün önce biri zenci ABD'li subayların gelip, akıllı mühimmat sayımı yapıp yapmadığını sorunca da Evrim, "Bu standart bir işlemdir, yılda bir kez gelip sayım yaparlar. Ancak bir gün önce geldiklerini bilmiyorum, hatırlamıyorum. Böyle bir şey olduysa normalde bilgilendirilmem gerekirdi" dedi.
Evrim'e kendisini rehin alanların maskeli, yanında duranın da çekik gözlü olduğunu anlattığını hatırlatan Av. Tokatlı, bunların nece konuştuğunu, aksanları olup olmadığını sordu. Evrim şu karşılığı verdi:
"Çinli değil. Tatar gibi. Türkçe anlaşabiliyorduk, sıkıntı yok.”
“SORUMLULUĞU ALIYORUM ONLAR DA ALIYORDUR HERHALDE”
Av. Tokatlı, hendek operasyonları sırasında bölücü teröristlere veya Fırat Kalkanı'nda meskun mahal sebebiyle Suriye'nin boş köylerine dahi atılmayan bombaları kendi insanını bombalayacak kadar alçalan, beynini ipotekleyen pilotların nasıl bir psikoloji veya motivasyona sahip olabileceğini ve kıyamete kadar lanetlenecek bu ihanette kendisinin manevi sorumluluğunu sordu. Evrim şöyle konuştu:
"Güzel soru. Onlar adına birşey söylemem mümkün değil. Konunun muhatabı ben değilim. Hiç kimsenin tasvip edebileceği bir şey değil. Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı ve sıralı komutanlar kadar aynı vicdani sorumluluğu taşıyorum. Aynı pozisyonda değil miyiz? Ben o sorumluluğu alıyorum. Onlar da alıyordur herhalde.”
“BEN TERÖRİST DEĞİLİM”
Hakan Evrim, Av. Tokatlı'nın, "Vurulacak hedefleri beynini ipotek etmiş askerlerin mi sivil imamların mı belirlediği, Adil Öksüz dışında diğer imamlarda da gps cihazı olup olmadığı ve bu kişilerin üsse nasıl girmiş olabileceği" şeklindeki sorularına cevap vermeyeceğini belirtince mağdur müştekiler, "Ulan hain" diye tepki gösterdi. Av. Yıldırım Erkan da soru yöneltirken "Hakan bey" diye hitap edince, "Ne beyi, ne beyi" diye bağırdı. Evrim, Av. Erkan'ın bir sorusu üzerine Cumhurbaşkanı’nın kendisini koruma refleksine düştüğü, Başbakan ve Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın saklandığı bir ortamda kendisinin darbecilere tesliminin bugün eleştirilip, konuşulmasının kolay olduğunu söyledi. Evrim bir başka soru üzerine, "Bazı sorulara cevap vermememin sebebi, saygısız ithamlardır. Ben terörist değilim, ama bana terörist sorusu soruluyor. Ben suçlu, günahkar, terörist değilim" dedi.
"BURADAKİ HERKES KAHRAMANDIR"
Av. Aydın Akpınar'ın, "Harekat komutanı üssün ışıklarını kapatsa, pistlere itfaiye aracı çekilse uçaklar kalkıp, inebilir miydi?" şeklindeki sorusuna, "Kapatılabilir ve uçaklar inemez, kalkamazdı" karşılığını verdi. Av. Ergin Haseki de Evrim'e şehitliğin anlamını, şehitlik yerine neden teslim olmayı seçtiğini, Ömer Halisdemir'le farkını sordu. Evrim zaman zaman mağdur müştekilerin tepkileri arasında şunları söyledi:
"Şehitlik bir yönüyle istenmeyen, ama olursa da başımızın tacıdır. Ortam önemlidir. Savaşa giderken şahadeti göze alırsınız, ama şurada otururken başınıza silah dayanırsa refleksiniz farklı olur. O ortam savaş ortamı değil ki, ani bir refleks gösteriyorsun. Şehit Ömer Halisdemir'e biri emir veriyor, bilerek gidiyor. Ben bilmiyorum ki. TSK'da yokken Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda şehitleri anma günü vardı. Bu konuda lütfen bizi sorgulamayın, bu bizim hassas noktamızdır. Ölüm o kadar basit mi? Binlerce personelim, aileleri var. Burada vereceğiniz karar önemli. Keşke 250 şehit olmasaydı. 251 olsaydı, Türkiye'yi satsak ailesine versek o acıyı karşılayabilir miydi? Hakan Evrim kurban olsun. Ama bugün olsa yine aynı kararı veririm. Yapabileceğim her şeyi yaptım. Ölümden ölüme koşan insanlarız, 'ölümden korkuyor musunuz' diye soruyorsunuz. Buradaki herkes kahramandır, şu ana kadar yaptıklarıyla. Eğer suçluysa cezası verilir."
"ZAMANI GELİNCE DİNLENİR NOTUMUZU ALDIK"
Bu sözlerin ardından Av. Haseki, "Şu şekilde yargılanmaktansa ölmeyi tercih eder miydiniz?" sorusunu yöneltti. Evrim, "cevap vermiyorum" dedi. Bir başka sanık avukatı ise Evrim'e sorularının ardından Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk'ün duruşmayı izlediğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
"En önemli tanık kendisi. Nasıl kahraman olmuş, gelsin burada izah etsin. Neden tanık değil? Hazır burada anlatsın."
Başkan Selfet Giray avukata önce, "Suç duyurusunda bulunun" karşılığını verdi daha sonra da, "Zamanı gelince dinlenir. Sanıklar dinlenmeden tanık mı dinlenirmiş? Notumuzu aldık" dedi.
AKIN ÖZTÜRK’E “KOMUTANIM” DEDİ MAHKEME BAŞKANI TEPKİ GÖSTERDİ
Sanıkların soru yönelttiği bölümde Akın Öztürk'ün, "Hakan" diye hitap etmesi, Evrim'in de cevabına "Komutanım" hitabıyla başlaması, mağdur müştekiler ile Başkan Giray'ın tepkisine yol açtı. Başkan Giray, "Burada herkes sanık. Kendi aranızda sohbet eder gibi davranamazsınız" uyarısında bulundu.
Evrim'in çapraz sorgusunun sonunda duruşma savcısı, üsse geldiği söylenen maskeli darbecilerle ilgili sorular yöneltti. Maskenin şeklini, darbecilerin kaçarken bunları ne yapmış olabileceğini, aramalarda maske bulunup bulunmadığını ve bu kişilerin üsse nasıl girmiş olabileceğini soran savcı, "Çok istemediğim bir şey ama bir yorum sorusu soracağım, nizamiyedeki görevliler darbecilerle işbirliği yapmış olabilir mi?" dedi. Evrim, bunun araştırılması gerektiğini tekrarlarken, Başkan Giray maskeliler hakkında, "SAT komandoları deniyor. Geldiklerinde üssü kurtarmaya mı, işgale mi gitmişler soracağız" açıklamasını yaptı. Saat 13.00'te duruşmaya öğlen arası verdi.
ABD’DEN ALINAN BOMBALAR
Duruşmanın saat 14.30'da başlayan öğleden sonraki bölümünde bir sanık avukatı Evrim'e, akıllı ve normal bombaları nereden aldığımızı sordu. Avukat, Evrim'in "ABD'den" cevabı üzerine, "Halk arasındaki, ABD'den aldığımız uçak veya mühimmatları ABD'nin izni veya kodu olmadan kullanılamayacağı" şeklindeki rivayeti sordu. Evrim, "Bunun bende kesin kanıtı yok, ama bende de aynı şüphe var" dedi.
ABİDİN ÜNAL DİNLENSİN TALEBİ
Bir sanık da Evrim'e soru yöneltirken o gece Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın Akıncı'ya geldiğinde kendilerine, "İyi akşamlar çocuklar, kolay gelsin" dediğini öne sürerek, Ünal'ın tanık olarak dinlenmesini istedi. Başkan Giray'ın cevabı, "Abidin Ünal bu dosyada zaten müşteki konumunda. İstediği zaman davaları izleyebilir. Müşteki veya tanık olarak beyanı alınabilir, o ayrı mesele" oldu. Hakan Evrim'in çapraz sorgusunun tamamlanmasından sonra avukatı Mustafa Avlağı savunma yaptı.
“KÜFÜR İNSAN EVLADINA YAKIŞMAZ”
Av. Avlağı savunmasında yine sanıklara yönelik küfür ve hakaretlere değinerek, "İnsanlar Allah'tan korkar, Nazi mahkemeleri gibi demedim, Nürnberg dedim. Sanıkların rahatsız edilmesi ve onlara sövmeleri engellenmelidir. Küfür insan evladına, hele de bir şehit yakınına yakışmaz" deyince, bazı mağdur ve müştekiler tepki gösterdi.
Hakan Evrim'in savunması 3 günde tamamlandıktan sonra Akıncı Üssü Harekat eski Komutanı Ahmet Özçetin'in savunmasına geçildi.
“BEN TEHDİT VE ZORLAMAYLA GİDİP PİLOTLARA TALİMAT VERDİM”
Özçetin savunmasında Musul Konsolosluğu’nda rehine kurtarma operasyonunun Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HKK) ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın (ÖKK) birlikte çalışmasının önemini ortaya çıkardığını, bunun üzerine ortak eğitime başladıklarını anlatarak şöyle devam etti:
"ÖKK'dan olduğunu belirten, ismini hatırlamadığım bir Albay aradı, 15 Temmuz tarihini o belirledi. Genelkurmay çatı ve ÖKK davalarından öğrendik ki, üst düzey komutanlara bir suikast ihbarı alınmış, Akıncı ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Harekat Üssü, Akıncı'nın aynı zamanda güvenli bölge ilan edilmiş, operasyonun örtülü ve sivil icra edileceği söylenmiş. Anlıyorum ki, benimle temas kuran Albay, bu tebliği yapan veya onlarla irtibatlı kişiymiş. Ben kimseyi üsse davet etmedim. Birileri misafirliğe gelmek istedi, ‘buyurun gelin’ dedim. Meğer arkasında başka işler varmış."
Saat 16.30'dan itibarıyla ÖKK personelinin peyderpey geldiğini, sonrasında teçhizatlı, siyahlı grup gelince bir anormallik olduğunu anladığını belirten Özçetin, durumu sorduğunda, "Polis özel harekata terör saldırısı olacak, bu kapsamda uçuş yapmanız gerekiyor" denildiğini, kabul etmeyince ailesiyle tehdit edildiğini ve silah doğrultulduğunu öne sürdü. Devamında Özçetin şunları anlattı:
Zaman kazanmak ve çözüm için tamam deyip, 141. filodaki pilotların yanına gidip, söyleneni ilettim. Söylediğim hususlar arasında bombalama talimatı yoktur, sadece uçuş talimatı vardır. Helva için un, su, şeker, uçuş için de pilot, uçak ve meydan gerekir. Ben tehdit ve zorlamayla gidip pilotlara talimat verdim."
“EVET ÇOCUKLARIM ANAFARTALAR KOLEJİ’NDE OKUYORDU”
Oda TV'nin haberine göre uçak ve meydanları kimin hazırladığını sorup, meydan komutanın MİT'le temasını gündeme getiren Özçetin'e mağdur ve müştekiler, "Şerefsizsin, yılansın, çiyansın" diye bağırdı. Özçetin, "Pist, uçak ve pilot bir araya gelmezse, uçuş gerçekleşmez. Uçuşa hazırlıkla ilgili tek talimatım yok" dedikten sonra Abidin Ünal'la ilgili şu iddialarda bulundu:
"Komutanın geldiği bildirilince karşılamaya gittim. Uçuş ekibi merdivenlerde ‘hazır ol’ vaziyette bekliyordu, onlarla tokalaştı. Karşılayıp ‘hoş geldiniz’ dedim. Minibüse bindi nereye yöneleceğini merak ediyordum. 141. filoya yöneldi. Burada indi, bahçe girişinde oturan pilotların tamamı ayağa kalktı, selamladı. O da selamladı, kolay gelsin dedi. Desk bölgesine yöneldi. Oradaki hareketliliğe şahittir. Buradaki pilotlar da ‘hazır ola’ geçti, yine selamlaştılar ve ‘kolay gelsin’ dedi. Deskten içeri devam ettik. Bir emri olup olmadığını sordum. Çünkü birileri uçuşların durdurulmasını isterken, birileri genelkurmay başkanın emri olduğunu, devam edeceğini söylüyordu. 'Ne oluyor? Yasal değil. HKK olarak şahsen emir veriyorum, derhal durdurun’ demedi. Bilakis uçuşlardan haberi ve onayı var gibi hareket ediyordu. Verdiği cevap, 'hayır bir emrim yok' oldu."
Özçetin'in savunmasını 1 saat 15 dakikada tamamlamasının ardından duruşmaya yarım saat ara verildi.
Saat 17.00 itibarıyla Özçetin'in çapraz sorgusuna başlandı. Başkan Giray'ın sorusu üzerine Özçetin, sivil imam olduğu belirtilen Hakan Çiçek'in iddialarını yalanlayıp, "Burada gördüğüm biri. Evet çocuklarım Anafartalar Koleji’nde okuyordu, ama söylediği gibi o çarşamba okula gitmedim, çünkü uçuşum vardı, dolayısıyla hiç tanışmadım, üsse davet etmedim, cuma akşamı nizamiyeden içeri almadım" dedi.
Hakkındaki tüm iddiaları ve kendisine ait olduğu bildirilen konuşmaları reddedip, "Üssün konumu ve zaman çizelgesi itibarıyla 6-7 Ahmet Özçetin bulursanız ancak bunların yapılması mümkün olur" diyen Özçetin'in çapraz sorgusuna yarın devam etmek üzere bugünkü celse saat 18.30 'da sona erdirildi.