Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın duruşmasında ifade veren eski başyaver albay Ali Yazıcı, "Sayın Cumhurbaşkanı bizzat kendisi beni seçti. Ne ben aday oldum ne de Türk Silahlı Kuvvetleri beni aday gösterdi. Bir yıl boyunca ailesi dahil her yerde beraberdik. Darbede yer almak istesem 'Cumhurbaşkanı'nın yanındayken bu darbeyi yapalım' derdim. Kripto FETÖ'cü olsaydım suikasti ben yapardım" dedi.
Savunmasına yaverlik görevine nasıl seçildiğini anlatarak başlayan Yazıcı, "2015 yılında Mart ayında kıta komutanı olarak kıtaya çıkmam lazımdı. Mart ayında tayinim çıkmadı. Listede ismimi bulamayınca yetkili yerlere sordum. Bana yerlerin atama için boş bırakıldığını söylediler. Bunlardan biri de muhafız alay komutanlığıydı.
Bunların seçimi kritik olduğu için daha sonra yapılacaktı. Mayıs ayında tayin açıklandı benim tayinim yine çıkmadı. 15 Haziran'da benim yaverlik atamam yapıldı. Sayın Cumhurbaşkanı, muhafız alay komutanını da kendisinin seçeceğini söylemiş. Genelkurmay'da üç isim belirleniyor, üç isimden birisi de benim ismim. Sayın Cumhurbaşkanı'nın önüne liste gidiyor, bizzat beni başyaver olarak seçiyor.
Ben hep komutan olarak planlamışım, kıta komutanı olarak atamam yapılacaktı fakat sebebini bilmiyorum sayın Cumhurbaşkanı gerekli araştırmaları yaptırmış, beni başyaveri olarak istemiş. Aday olmamama rağmen son iki yılıma girmeme rağmen ben seçildim" dedi.
"Beni Ak Parti personeli olarak görüyorlardı"
27 Temmuz 2015 tarihinde göreve başladığını, hakkında bütün istihbarat birimlerinin köyüne mahallesine kadar araştırma yaptığını anlatan Yazıcı, "Yanındakiler, alınabilecek, güvenebilecek Sayın Cumhurbaşkanı'nın bakışıyla beni bulduklarını söylediler. Bunlar ne derece doğru bilmiyorum böyle söylediler.
Ne ben aday oldum, ne de Türk Silahlı Kuvvetleri beni aday gösterdi. 27 Temmuz'da göreve başladım. Hatta TSK'daki bazı komutanların beni Ak Partili olarak gösterdiklerini duydum, devir teslim esnasında bazı konularda bunun yansıdığını gördüm. TSK'daki bana bakış Ak Parti personeli olarak gördükleri yönündeydi" dedi.
"Ben saklasam sayın cumhurbaşkanı sezerdi"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk bakışta her şeyi sezecek bir kişi olduğunu, inisiyatif alıp gerektiğinde bakanları genelkurmay başkanını değiştirecek biri olduğunu bunun önünde yasal engel bulunmadığını da vurgulayan Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TSK'da benim gibi sıradan bir personele 'Bunu alın' demesi bir saniye bile sürmez. Kimse de sıkıntı çıkartamaz kimse ona 'hayır' diyemez. Bir yıl boyunca ailesi dahil araçta, helikopterde, nerede olursa olsun, her yerde beraberdik. Hiç mi bir şey sezmedi? Kendimi saklama konusunda bu kadar mı başarılıyım?
Ben saklasam bile Sayın Cumhurbaşkanı bunu sezerdi. Bir yıl boyunca hiç evde kalmadım hep yanındayım. Araçta, törenlerde birlikteyim, Hiç mi bir şey sezdirmedim? Bir yıl boyunca ben kendimi saklasam bile Sayın Cumhurbaşkanı'nın etrafındaki danışmanlarından saklamam mümkün değil."
"Darbede yer almak istesem yanındayken yapalım derdim"
Erdoğan'ın 15 Temmuz öncesinde tatile ayrılacağını, kendilerinin de ayrılabileceğini söylediğini, bunun üzerine de Tokat Erbaa'daki ailesinin yanına gittiğini ifade eden Yazıcı, "14 Temmuz günü ise Ankara'ya döndüğünü" söyledi.
15 Temmuz günü Muhafız Alay Komutanlığı'nda kahvaltı yaptığını, Antalya'ya gitmek üzere de yola çıktığını anlatan Yazıcı, nizamiye çıkışında Yarbay Emin Güven'in yanına gelip Antalya'ya gitmek için aracına bindiğini söyledikten sonra şöyle devam etti:
"Nizamiyede sosyal tesislerde Emin Yarbay 'Sizle gelebilir miyim' dedikten sonra yanımdaki astsubayı bırakıp onu aldım. Ben kendisini muhafız alayına atanmış personel olarak biliyordum. Tereddüt etmeden araca aldım.
Daha önce hiç görmemiştim. Şimdi düşündüğüm zaman darbe için gitseydim Emin Yarbay'ı yanıma almama gerek yoktu, daha güvendiğim birini alırdım onlardan birini alırdım. Onu neden alayım? 4'ü tutuklu kara, deniz yaverini alırdım. Bana Emin Yarbayı yanıma almamı darbe yönünden mantığını söylesin ben de kabul edeceğim. Emin Yarbay'ın nerede yargılandığını bile bilmiyorum.
Darbeyle ilgili yönlendirilmiş tuzağa düşürülmüş olabilirim. Ben darbede yer almak istesem 'Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanındayken bu darbeyi yapalım' derdim. Eğer darbecilerle birlikte hareket etseydim."
"Yanındayken zarar verebilirdim"
15 Temmuz gecesi Çiğli'den kaldıktan sonra 16 Temmuz günü saat 11.00 sıralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanına gitmek için İstanbul'a doğru yola çıktığını, ancak Ankara'ya gitmesi istendiğini söyleyen Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim seçimimde dahlim olmadı, seçenler bir günde 'FETÖ'cü, darbeci' ilan ettiler bir kenara attılar. 'Konsey üyesi' suçlamaları oldu konseyi ilk defa burada duydum.
'Kripto FETÖ'cü' diye kendimi çok iyi saklamışım, kripto olsaydım suikasti ben yapardım. Suikasti ben yapsam bundan daha mı ağır yargılanacaktım? Aracında şoför ve ben vardık, saatlerce yolculuk yaptığım oldu, 180 kilometre hızla gittik. Silahım istediğim zaman yanımdaydı, bizzat kendisine zarar vermesem bile şoföre araca zarar verirdim. Ben bu kadar kriptoysam bunları neden yapmadım?
Suikast için bana güvenmemişler mi? Bir kişi bulmuşlar ve onun üzerinden en tehlikeli kripto FETÖ'cü bir yıl boyunca yanında yolculuk yapmışım. Neden kriptoysa zarar vermesin? FETÖ'cü olsam yanında olmasına müsaade eder mi Cumhurbaşkanı? Hiç mi beni takip ettirmedi, telefonlarımı dinletmedi, HTS kayıtlarım gündeme gelmedi?"
Suçlamalara cevap vermedi
Yazıcı iddianamede kendisine yönelik suçlamalara ise cevap vermedi. 15 Temmuz günü Cumhurbaşkanlığı yetkililerine Antalya yolunda Afyonkarahisar yakınlarında olduğunu söyleyen Ali Yazıcı'nın bu sıradaki HTS kayıtlarında Aydın'ın Çine İlçesi'nde bulunduğu tespit edilmişti.
Ayrıca 15 Temmuz sabahı Muhafız Alay Komutanlığı'nda kameriyedeki toplantı hakkında da yine konuşmayan Ali Yazıcı, Yarbay Emin Güven'in yol boyunca telefonunu kullandığı ve Okluk Koyu'nun havadan fotoğraflarının kendisine gösterildiğine ilişkin suçlamalara yönelik yanıtları savunmasında yer almadı. (DHA)