Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu hakkında, 7 Haziran ile seçimin tekrar edildiği 1 Kasım 2015 sürecine ilişkin, "Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz" sözleriyle ilgili suç duyurusunda bulunuldu.
Suç duyurusunda bulunan Hüseyin Avni Sipahi, 31 Mart seçimlerinde Demokrat Parti'den Çekmeköy Belediye Başkan Adayı olmuş ve CHP üyesiyken Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığı sırada görevden alınıp, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun isteği üzerine partiden istifa etmişti.
Oda TV'nin haberine göre; 17-25 Aralık operasyonlarında gözaltına alınanlar arasında bulunan Sipahi, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na "suçu bildirmeme" suçunu isnat etti. Suç duyurusunda 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki saldırılarda 862 insanın hayatını kaybettiği hatırlatılarak, "Tüm bu nedenlerle şüpheli hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak başta TCK 278 'suçu bildirmeme' suçu olmak üzere eylemlerine uyan suçlardan dolayı cezalandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim" denildi
Suç duyurusunda Davutoğlu'nun sözleri hatırlatıldı.
Sipahi suç duyurusunda, Davutoğlu'nun 7 Haziran ile 1 Kasım arasında yaşananlara ilişkin yaptığı "Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi?
Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden, birkaç aydan biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olacaktır. Başbakanlık görevini aldığım zaman - bunu izah etmek zorundayım, kampanya dolayısıyla bu soruları aldığım için- 6-8 Ekim olayları oldu. O olaylar esnasında çözüm süreci adı altında Türkiye'nin kamu düzeninin nasıl yerle bir edildiğini görme imkanı bulduk" açıklamasını hatırlattı.
"Açıkça suçu ve suçluyu gizlemiş ve halen daha gizlemektedir"
Sipahi’nin savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Şüphelinin açıkça belirttiği zaman diliminde ülkemizde meydana gelen ve terör kapsamında değerlendirilen olaylara göz atıldığında;
20 Temmuz'da Suruç'ta IŞİD'li canlı bomba, kendisini patlattı. 33 kişi hayatını kaybetti.
22 Temmuz'da Ceylanpınar'da iki polis evlerinde uyurken içeri sızan PKK'lılar tarafından şehit edildi.
23 Temmuz'da IŞİD Kilis'te sınırdan ateş açtı bir astsubay şehit oldu. Diyarbakır'da bir polis PKK'lılar tarafından şehit edildi.
20 Ağustos'ta Lice'de 4 şehit gelmesinden bir gün sonra Siirt'te yola döşenen patlayıcılar askeri aracın geçişi sırasında patlatıldı, 8 asker şehit oldu.
22 Ağustos'ta Yüzbaşı Ali Alkan, Şırnak'ta karakola düzenlenen saldırıda şehit oldu. Şehidin ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan hükümetin savaş politikasına isyan etti.
5 Eylül'de Cizre'de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 20'ye yakın sivil çatışmalarda öldü.
8-9 Eylül'de Iğdır'da gümrük kapısını koruyan polislere yönelik saldırıda 13 polis şehit oldu.
20 Ekim'de Davutoğlu Van'daki mitinginde 'AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz toroslar dolaşacak' diyerek seçmene gözdağı veren açıklamalarda bulundu.
10 Ekim'de Ankara'daki barış mitinginde iki ayrı bombanın patlaması sonucu 102 kişi hayatını kaybetti.
Birçok vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, sakat kalması, bir kısmının da halen daha sağlıklarına kavuşabilmek için tedavi oluyor olması karşısında tüm bu yaşanan insanlık suçu niteliğindeki olaylara sebep olup insan hayatına kasteden; bunları organize eden bizzat içinde bulunan kişi veya kişileri yaptığı açıklamalardan anlaşılacağı üzere bilmesinde rağmen açıklamayan şüpheli, açıkça suçu ve suçluyu gizlemiş ve halen daha gizlemektedir.
Tüm bu nedenlerle şüpheli hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak başta TCK 278 'suçu bildirmeme' suçu olmak üzere eylemlerine uyan suçlardan dolayı cezalandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim."