Hülya Karabağlı / Medyafaresi.com özel haber
Sağlık Bakanlığı eski müşaviri Ahmet Emin Söylemez ve eşi Büşra Nur Çalar’ın bebekleri için düzenledikleri mevlit şatafatıyla kamuoyunun gündemine tartışmalarıyla oturdu.
Bebek odasının ve B.D. adını verdiği bebeğinin mevlidinin görüntülerini paylaşan annenin yeni doğan bebeğinin parmağına taktığı tektaş yüzük de tartışmanın tuzu biberi oldu.
Ayrıca, muhafazakar sosyetede yapılan ‘Tubiş’e hoş geldin’ partisinden yansıyan görüntüler de sıcak gündem olmayı sürdürüyor.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yakın çalışma arkadaşı, 24.25.26. dönem Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Sağlık Bakanlığı eski müşaviri Ahmet Emin Söylemez ve eşi Büşra Nur Çalar’ın yeni doğan bebekleri için Ihlamur Kasrı’nda gösterişli mevlit töreniyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Törenden yansıyan şatafat görüntüsünü İslami kural ve değerler ile Türkiye’nin geçtiği ekonomi perspektifinden değerlendiren Özdağ, “Ülkemiz de açlık sınırının çok çok altında yaşayanlar varken, intihar eden aileler varken, ay sonunu getirme noktasında sıkıntı yaşanırken bu tür şeyleri yapmak İslam’ın ahlak emriyle, İslam’ın israf etmeyiniz sözüyle, Peygamberimizin ‘açken tok yatan tam mümin değildir’ sözüyle bağdaşmıyor” dedi.
“Bu kadar şatafat yapacaklarına, okul yaptırsınlar, iyilik yapsınlar” önerisinde bulunan Özdağ, evli çifti, yaşadıkları ortamdan çıkmaya davet etti ve “Türkiye’nin köylerini gezmeye davet ediyorum, şehirlerin kenar mahallelerini gezsinler lütfen” dedi.
Selçuk Özdağ, Medyafaresi.com'un kamuoyunda tartışması süren gösterişli bebek mevlit töreniyle ilgili sorusuna şu değerlendirmede bulundu:
“Bunların hepsi şeklen Müslüman olanların ruhen Müslüman olmadıklarını gösteriyor”.
İslam, İslam’ın ahlakıyla ahlaklanmadan eğer siyasal İslamcılık yaparsanız eğer İslam’ı ideolojiye indirgerseniz kendinizden çok İslam’a zarar verirsiniz. İslam bir ahlak dinidir. Zaten Peygamberimiz Hz. Muhammed, ben üstün ahlakı tamamlamak üzere gönderildim buyuruyor. Allah, Kuran-ı Kerim’de yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz, Allah israf edenleri sevmez diyor. Yine peygamberimiz komşusu aç iken tok yatan tam ve kamil manada mümin değildir diyor.
Bir yanda bu sözler varken bir yanda ülkemizde açlık sınırının çok çok altında yaşayanlar, intihar eden aileler varken, ay sonunu getirme noktasında sıkıntı yaşanırken, evinde doğalgazını yakmayarak soğukta oturanlar varken bu tür şeyleri yapmanın İslam’ın ahlak emriyle, İslam’ın israf etmeyiniz sözüyle, Peygamberimizin ‘açken tok yatan tam mümin değildir’ sözüyle bağdaşmıyor. Bu insanların öncelikle içinde bulunmuş oldukları zamanda fakirlerin acılarını hissetmelerini istiyorum.
Bu tür şeylerde fitremizi veriyoruz, vergimizi de veriyoruz kimse bizim hayatımıza karışamaz diyemezler. Bunlar doğru şeyler değildir bunu akıl da, vicdan da, kamuoyu da kabul etmez, kabul etmediklerini de zaten gördük. Çok ciddi bir tepki vardır bunların hepsi şeklen Müslüman olanların ruhen Müslüman olmadıklarını gösteriyor.
“Birilerinin cehennemi içerisinde kendi cennetlerini oluşturanlar kendi vicdanlarına bir hesap versinler”
Zarf olarak Müslüman olanların mazruf olarak, sureten Müslüman olanların sireten Müslüman olmadıklarını gösteriyor. Bunların hepsi şekilcilik, İslam’ın gerçek özünü kavrayamamak ve bu dünyanın geçiciliğini anlayamamak demektir.
Bu dünya geçicidir, bu dünyanızı cennete hazırlamak yerine dünyanızı cennet yapacaksınız. Birilerinin cehennemi içerisinde kendi cennetlerini oluşturanlar kendi vicdanlarına bir hesap versinler, muhasebe yapsınlar, murakabe yapmaya davet ediyorum onları.
Afrika’da açlıktan ölenler var, Türkiye’de bile hala sıkıntılar yaşayan insanlar var, intihar edenler var. Bunlar varken, bu tür şatafatların, lüksün bu tür vicdanları zorlayan davranışların İslam’la bir alakası yoktur. Peygamber efendimiz ölürken hiçbir şey bırakmamıştır, Hz. Ömer dönemin en zenginlerinden biridir ve ölürken bir şey bırakmamıştır, gerçek evliyalar dünyada hiç bir şey bırakmamışlardır.
“Şatafat yapacaklarına okul açsınlar, iyilik yapsınlar”
O nedenle bu kadar şatafat yapacaklarına okul açsınlar, iyilik yapsınlar. Ben bir kez daha bu insanların kendilerini sorgulayama davet ediyorum yaşadıkları ortamdan çıkmaya davet ediyorum. Türkiye’nin köylerini gezmeye davet ediyorum, şehirlerin kenar mahallelerini gezsinler lütfen, televizyonlarda zaman zaman g ördüğümüz borçları kapatıyorum diyerek bakkal defterini alıp gidenleri örnek alsınlar. İslam’a zarar vermeye kimsenin hakkı yok, 28 Şubat döneminde bazı Müslümanlar zarar gördü ama bu tür davranışlar Müslümanlara değil İslam’a zarar veriyor.
Hülya Karabağlı / Medyafaresi.com özel haber