Serpil Yılmaz yazısında, “Vakfın kapanma gerekçesi, Ağustos 2016'da FETÖ vakıflarını kapatma için çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname'ye (KHK) bağlandı. Bu durum AKP'nin arka bahçesi olarak kabul edilen sivil toplum kuruluşlarında tepkilere yol açtı.
İktidara yakın STK'ları içinde barındıran 9 vakıftan Önder İmam Hatipliler Derneği ile İnsan ve Medeniyet Hareketi kapanmayı kamuoyuna yaptığı açıklama ile kınadı.
Erdoğan tarafından ‘dolandırıcılıkla’ itham edildiği günlerde bizzat Davutoğlu'ndan şu soruyu duydum: ‘Muhalafet partisi kurmasaydım, Şehir Üniversitesi'ne müdahale olur muydu?’ Hepimiz biliyoruz ki olmazdı!” düşüncelerini dile getirdi.
Yazının devamı için tıklayın
Ne olmuştu?
Kurucuları arasında eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da bulunduğu Bilim ve Sanat Vakfı'na kayyım atandı.
1986 yılında kurulan vakıfta, tarih, sinema, sosyoloji alanında seminerler veriliyordu. Vakıf, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla biliniyordu.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden gelen 3 kişilik geçici kayyım heyeti Bilim Sanat Vakfı'na gelerek, kendilerinin kayyım olarak atandığını bildirdi.
Daha önce de vakfa ait İstanbul Şehir Üniversitesi’nin yönetimine el konulmuştu. Aynı sürecin devamı olarak üniversitenin kurucu olduğu vakıf da kayyım yönetimine girdi.