Abone Ol

DEM Parti'li Meral Danış Beştaş: İmamoğlu süreci, Öcalan'ın çağrısına sabotaj

DEM Parti Erzurum Milletvekili ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili BBC Türkçe'ye konuştu.

DEM Parti'li Meral Danış Beştaş: İmamoğlu süreci, Öcalan'ın çağrısına sabotaj

Beştaş, tüm bu gelişmelerin, İmralı görüşmeleriyle başlayan sürece karşı bir sabotaj olduğunu düşündüğünü söyledi.

Beştaş, ''Kendi adıma şunu söylemek isterim ki bu adımlar birer sabotaj; görüşmelere, diyaloğa, sayın Öcalan'ın 27 Şubat çağrısına bir sabotaj ve biz bu sabotajları boşa çıkarmak için çalışıyoruz, çözüm için çalışıyoruz" dedi.

İmamoğlu'nun "absürt delillerle tutuklanmasının bir izahı olmadığını" söyleyen Beştaş, "Bu tutuklama kararını da kesinlikle kabul edilemez buluyoruz" dedi.

Beştaş, DEM Parti'nin İmamoğlu sürecinde sessiz kalındığı yönündeki eleştirileri de reddetti:

"Bu tepkileri değerlendirme ihtiyacı bile bulmuyorum çünkü basına ve kamuoyuna yansıyan haberlerden bile bizim nerede durduğumuz çok bellidir."

Hukuksuzluğa, antidemokratik uygulamalara ve sivil ve siyasi müdahalelere hiçbir zaman sessiz kalmadıklarını ifade eden Beştaş, ilk günden itibaren gerekli tepkileri verdiklerini söyledi.

Beştaş, "Biliyoruz ki Kürtler en çok ötekileştirilen, vurulan kesim olageldi. Kimse Kürt toplumunun demokrasi ve barış mücadelesini sorgulamasın, böyle bir hakları yoktur" dedi.

'Kürt halkının kafasındaki sorular artırıyor'

Beştaş, İmamoğlu sürecinin "önceden planlandığı" görüşünü dile getirdi:

"Tutuklama gerekçesinde kaçma ve delilleri karartma şüphesi gösteriliyor. Bunun karşılığı olmadığını hepimiz biliyoruz, bunu yazanlar da biliyor.

"Diplomanın iptal edilmesi, Nevruz sürecinde gözaltına alınıp, CHP'nin sandıkları kurduğu 23 Mart'ta tutuklanması oldukça manidar ve tüm bunların önceden planlandığını gösteriyor. Tarihler ve dönemeçler siyasi bir mühendislik olarak karşımıza çıkıyor.

"Nevruz'da milyonlarca Kürt ve Ortadoğu halkları barış talebini ve umudunu yükseltirken böyle bir uygulama demokrasi inancına zarar vermiştir. Kürt halkı açısından da kafalardaki soruları artırıyor."

İstanbul'u, Türkiye'nin en büyük Kürt şehri olarak tanımlayan Beştaş, Kent Uzlaşısı'nın "terör" suçu kapsamına alınmasıyla da "Kürtlerin oy verme hakkının sorgulandığını" yorumunu yaptı.

Beştaş, şöyle devam etti:

"Kürtlerle Türklerin yan yana olması, birlikte mücadele etmesi, Kürt meselesinin çözümünde olumlu yönde tutum alınması demek ki arzu edilmiyor, bu sonucu çıkartmak mümkün.

"Ama milyonlarca insan bunun karşısında barış ve demokrasi talebini yükseltiyor. Bizim durduğumuz yerden, biz barış ve demokrasi ısrarından katiyen vazgeçmeyeceğiz.

"Çok tarihsel bir dönemeçteyiz. Son çözüm sürecinden bu yana on yıl süre içinde yeni bir olanağın ortaya çıktığı, güçlü bir sinerjinin ortaya çıktığı bir dönemde bunu bırakmama kararlılığındayız. Biz barış ve demokratik toplum mücadele ısrarımızı, bu uygulamalara da karşı durarak devam ettireceğiz."

Mansur Yavaş'ın sözleri için ne diyor?

22 Mart'taki Saraçhane protestosunda Mansur Yavaş'ın sözleri de tartışma yarattı.

Yavaş buradaki konuşmasında Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında sallanan bazı bayrakları "bana göre paçavra" sözleriyle tarif etti.

İstanbul ve Diyarbakır karşılaştırması yapan Yavaş, oradaki polisin göstericilere pamuk şeker dağıttığını, İstanbul'daki polisin ise müdahale ettiğini savundu.

Van Barosu, Mansur Yavaş'ın Saraçhane'de yaptığı konuşma hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, Mansur Yavaş için "Faşo" ifadesini kullandı.

BBC Türkçe'ye konuşan Meral Danış Beştaş da bu ifadeleri "ırkçı yaklaşımlar" olarak niteledi:

"Mansur Yavaş ve benzeri kişilerin yaptığı konuşmalar ırkçı yaklaşımlardır. Kürt çocuklarına şeker dağıtılmasını bile sorun olarak gören, ayrımcılığı bu düzeyde ifade eden bir yaklaşımın karşısındayız.

"Bence bu aynı zamanda CHP'nin de sorunudur. Nevroz döneminde kendi büyükşehir belediye başkanlarının bu ırkçı yaklaşımına karşı onların da bir çift lafı olacaktır. Çünkü bunu kabul edilemez buluyoruz."

Diyarbakır'daki Nevruz'da Abdullah Öcalan'ın bir mesajının yayınlanması bekleniyordu ama bu gerçekleşmedi.

Tüm bu gelişmelerin İmralı ile devam eden görüşmeleri nasıl etkileyeceği sorusuna Beştaş şu yanıtı verdi:

"Bir tıkanma olduğunu söyleyemem çünkü bir bu konuda her anlamda çalışmalarımızı sürdüyoruz, barışı inşa etmeye kararlıyız. Önümüzdeki günlerde tabi ki bu tartışma, süreç, diyalog devam edecektir buna inanıyorum. Ama birileri ilk günden beri bu görüşmelerden rahatsız.

"Sürece ve görüşmelere dair çağrı çok güçlüydü ve toplum tarafından. Uluslararası arenada ve her yerde sahiplenildi. Öcalan'ın kendi örgütü tarafından da kabul edilen bir atmosferden söz ediyoruz. Bu sabotaj girişimlerini ve provokasyonları boşa çıkarmak gibi bir görevimiz var."