Güney Zobu, General Hasan Rıza Zobu’nun torunu, Moskova Büyükelçisi Şemsettin Zobu’nun oğlu, işadamı Kuzey Zobu’nun ağabeyi, oyuncu Melike Zobu’nun da babasıydı. Ancak onu ünlü yapan akrabaları değil bizzat kendisiydi.
Hürriyet gazetesinin haberine göre; 1980’li yıllarda dolar taşımanın yasak olduğu günleri, kendi yoluyla kazanç kapısına dönüştürmüştü. "Sülün Osman" lakaplı Osman Ziya Sülün’den sonra ülkenin en büyük dolandırıcısı olarak anılıyordu. Hedefinde, kaçak yollardan döviz almak isteyen milyonerler vardı.
Çift kapı yöntemiyle dolandırırdı
Şık kıyafetleri, elinden düşürmediği purosu ile "keriz" dediği milyonerlerle lüks otellerde buluşup pazarlık yapardı. Seçtiği otellerin özellikle iki giriş-çıkışı olması ilk tercihiydi.
"Çift kapı" diye adlandırılan bu dolandırıcılık yöntemi daha sonra moda oldu. Raki, buluştuğu kişiye çok ucuzdan dolar satacağını söyler, parasını aldıktan sonra otelin arka kapısından sırra kadem basardı. Dolandırılan kişiler, döviz kaçakçısı damgası yememek için polise de gidemezdi.
ABD üniformasıyla Demirel'le sohbet etti
ABD 6. Filosu’nun İstanbul’a gelişini fırsat bilmişti. Bulduğu ABD subayı üniformasıyla o dönemin ünlü otellerini mesken tuttu. Bir otelde karşılaştığı o dönemin ünlü siyasetçisi Süleyman Demirel’le de bir ABD subayı gibi sohbet etti. Demirel’in sohbet ettiği kişinin Raki olduğu anlaşılınca günlerce gazetelere konu oldu.
Son yıllarını 42 yıllık hayat arkadaşı Hale Zobu ile birlikte Tuzla’daki evinde geçirdi. Kanser ve KOAH hastalığı iyice ilerlemişti. Durumu ağırlaşınca hastaneye kaldırıldı, ancak kurtarılamadı.