Kobani davasının 8. duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda bugün de devam etti. Duruşmada konuşan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Türkiye, dün gece itibariyle resmi para birimini dolara geçirme kararı aldı. Yerli ve milli hükümet, doları Türkiye'nin gayriresmi parası ilan etti. Seçim kazanmak için gözünü karartmış durumda” dedi. Duruşmaya 23 Aralık’a kadar ara verildi.
Edinilen bilgiye göre; duruşmanın ikinci gününde, tutuksuz sanıklar Gülfer Akkaya ve Berfin Özgü Köse, duruşmaya İstanbul’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Tutuklu yargılanan sanıklar bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SEGBİS ile bağlanırken Sincan Cezaevi’nde tutulan sanıklar salonda hazır bulundu.
Müşteki şikayetçi olmadı
Müşteki olarak duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Celaleddin Kaya, “Benim dükkanım hasar görmüştü. Bu davaya katılmak istemediğimi belirtmek için katılmıştım. Zararlarımın karşılanması için bir talepte bulunuyorum, şikayetçi değilim” dedi.
Mahkemelerin veya savcıların bize karşı aldığı tutum ve kararlar ile iktidarın söylemleri arasında parallellik var"
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla bağlandığı duruşmada söz alarak şunları söyledi:
“Niyetimizi sorgulamak yerine bizi ve avukatlarımızı anlamaya çalışın. Sizin üzerinizdeki siyasi baskıyı biz anlıyoruz. Somut belgelerle anlatıyoruz. Kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak söylüyoruz. Yetmiyor, bugüne kadar avukat arkadaşlarımızı çıkardılar. 6 yıllık sürede, hükümet kanadından 500’den fazla bu dava aleyhine açıklama yapmışlar. Dünyada hangi davayla ilgili bir iktidar bugüne kadar yargılama tarihinde bu kadar konuşmuştur. Bu bir ilktir. Dünya yargı tarihinde ilk defa görülen bir davaya dair devleti yürüten erk, 500’den fazla açıklamada bulunuyor. Siz de diyorsunuz ki ‘Bizde siyasi baskı yok.’ İyi de bunları görmezden mi gelelim? Bunlar açıklama yapıyor da heyetiniz hukuk neyse onu mu uyguluyor? Eğer öyle olsaydı biz bu iddiaları dile getirmezdik
Yargı bağımsız’ derdik. ‘Hukuk neyse onu yapıyor’ derdik. Öyle de değil, 6 yıldır bu adamlar ne demişse siz aynısını yapmışsınız. Sizden önce bizi yargılayan ceza mahkemeleri de iktidar ne istemişse onu yapmış. Mahkemelerin veya savcıların bize karşı aldığı tutum ve kararlar ile iktidarın söylemleri arasında bir paralellik var. ‘Bunlar iddia olmaktan çıktı, somutlaştı’ dememizin nedeni budur.
"Bahçeli'yle fotoğraf çekilen HSK üyesi sizi buraya atadı"
AKP-MHP üyelerinden oluşan HSK, sizi bu mahkemeye atadı. HSK üyeleri kendilerini gizlemiyor. İstifa eden, Devlet Bahçeli’yle fotoğraf çekti. O üye sizi buraya atadı. ‘Bir an önce bitirin’ diye size talimat yağdırıyorlar. Dönüp kararlarınıza bakıyoruz. Ara kararlarınızda, size talimat verenlere dair bir hüküm yok. ‘Kimse mahkememize talimat veremez’ dediniz mi, demediniz. Tam tersine; iki hafta duruşma, bir hafta ara vererek telaşlandınız. Siz telaşlandınız diye biz neden savunma hakkımızdan feragat edelim? Siz bu talimatlara karşı bir duruş sergilemediniz, bırakın biz sergileyelim. BBP Genel Başkanı ‘Davayı bitirin’ diyor. Kolaysa sen gel bitir. Bahçeli'yi, Soylu'yu da al gel, bakalım kim kimi yargılıyor. Biz siyasetçiyiz siyasetçi, parlamentonun içinden kaçırıp bizi buraya getirdiler. Siz bu talimatlara uyar mısınız bilmiyoruz ama biz uymayız. Halkımızın iradesini kimseye ezdirmeyiz.
Biz hala milletvekiliyiz. Bu emanet bizdedir, sonuna kadar koruyacağız. Burada olduğumuz her gün milletvekiliyiz, belediye başkanıyız, PM ve MYK üyesiyiz. Çıktığımız gün de partimizin neferiyiz. Bugün partimizin iradesiyiz. Bunu kimse elimizden alamaz. Halk verdi, halk alır. Hapiste olduğumuz sürece rehineyiz.
Yerel bir mahkeme başka bir ülkenin yerel mahkemesinin kararını emsal almış
Paris Ağır Ceza Mahkemesi’ni emsal olarak almanıza hayret ettim. Türkiye'deki bir ağır ceza mahkemesi, bir başka ülkenin yerel mahkemesi kararını emsal olarak kendi ara kararına yazdı. Dünya yargılama tarihini incelemedim ama olsaydı duyardık da bu da bir ilktir. Uluslararası belgeler emsal alınır ama yerel bir mahkeme, başka bir ülkenin yerel mahkemesinin kararını emsal almış. Bu ezikliktir. Paris Fransa'nın başkenti, Ankara Türkiye'nin başkenti. Size ne onların nasıl yargılama yaptığından? Ben üzüldüm. Mahkemenizin böyle bir şeyi kendisine emsal alacak pozisyona girmesine üzüldüm. Orada bir IŞİD davasını emsal almışsınız ki reddediyoruz. Barbar bir tecavüzcü ordusunun yargılandığı davayı bizim davamıza emsal göstermenizi reddediyoruz. İllaki yazacaksanız 10 Ekim davasını gören, Suruç davasını gören mahkemelere yazın bu davayı emsal olarak. Onlara emsal gösteriniz, onlar bizim davamızda emsal olamaz.
Onlara söyleyin, ‘7 yıldır davayı sürüncemede bıraktınız’ deyin. İlle de Fransa'dan bir mahkemeyi emsal alacaksanız, Strazburg'da da bir mahkeme var, adı AİHM. Üstelik onun bir kararı sizin dosyanızda var. Paris’i emsal alacağınıza Strazburg mahkemesinin kararını tanıyın. Paris'ten önce orası sizi bağlıyor. İkisi de Fransa'nın bir şehri.
84 milyonu ilgilendiriyor
Doların artışı da düşüşü de aynı zamanda bu davayla doğrudan bağlantılıdır. Yoksulluk da bu davayla doğrudan bağlantılıdır. Biz hapse atılmasaydık iktidar tek başına seçilmeyecekti. Şimdi de tekrar kazanmak için bizi içeride tutmaya ısrar ediyorlar. Durum çok vahim. Ülkenin ekonomik kaynakları peşkeş çekilirken bu dava üzerinden üstü örtülmek isteniyor. HDP’nin kapatılma davasına ana dava olarak bu görülüyor. Dolayısıyla burada yaşananlar 84 milyonu ilgilendiriyor. Türkiye, dün gece itibariyle resmi para birimini dolara geçirme kararı aldı. Yerli ve milli hükümet, doları Türkiye'nin gayriresmi parası ilan etti. Seçim kazanmak için gözünü karartmış durumda.”
İfadelerin ardından, duruşmaya 23 Aralık’a kadar duruşmaya ara verildi.
ANKA