Türkiye ile Rusya arasındaki krizi görüşeceklerini belirten Demirtaş, "Moskova'da temsilcilik de açacağız" dedi.
Merkezi Diyarbakır'da bulunan ve uydudan yayın yapan Özgür Gün TV'ye konuşan Demirtaş, başta Güneydoğu'daki çatışmalar olmak üzere gündem ile ilgili açıklamalarda bulundu. Güneydoğu'daki operasyon ve çatışmalara değinen Demirtaş, "Bugün Türkiye'de Kürtlerin feraseti ve bir arada yaşama isteği olmaz ise Suriye'ye dönmek 3 günlük meseledir. Ama öyle bir noktaya gelmeyiz, hiç birimiz bunu izin vermeyiz" dedi.
LAVROV İLE GÖRÜŞME
Çarşamba günü Moskova'ya gideceğini ve Rusya Dişleri bakanı Lavrov ile görüşeceğini de söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yakın zamanda Moskova'da temasımız olacak. Türkiye, AKP hükümeti uluslararası ilişkilerde kriz üreten bir ülkeye dönüştü. Rusya ile yaşanan kriz neredeyse savaş ortamına geldi. Türkiye dış politikada çözüm olmaktan çıktı. Temaslarımızda Türkiye, Rusya arasındaki gerilimi konuşmak, hem de bundan çok sayıda insan etkilendi. Ticaret yapan, ihracat yapan, okuyan Türkiye pasaportu olan yüz binlerce insanımız mağdur oluyor. Türkiye Bunlarla ilgili bir girişimde bulunmuyor. Cumhurbaşkanı kapıları kapattı. Biz etkiliyiz, gücümüzü kullanmak istiyoruz. Çarşamba günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşeceğiz. Sorun yaşayan insanlara yardımcı olmak isteriz. Türk pasaportu olanlarla yardımcı olmak istiyoruz. Moskova'da temsilcilik de açacağız. Türkiye, dış ilişkilerde sağlıklı diyalog geliştiremiyor."
"SAVAŞIN KAZANANI OLMASI İMKANSIZ"
HDP olarak hükümetin ve devletin masaya oturma iradesini bir şekilde ellerindeki imkanlarla ortaya çıkarmaları gerektiğini anlatan Demirtaş, "HDP olarak siyasetimizi bunun üzerine kurduk. Hükümet şimdi eğer '100 defa isyan etseler bin defa kafalarını ezeriz', diyorlarsa PKK'de açıklama yaptı, 'Gerekirse biz de bu direnişi çok daha büyütür ve kesinlikle sonuç alırız, hükümetin yaptığı açıklama restine rest çekiyoruz' diye açıklama yaptı. Ne olacak peki bu durumda" dedi.
Selahattin Demirtaş, şehirleri tankların girdiğini ve ortada ciddi bir savaşın olduğu görüşünü savunarak, kimsenin buna 'terörle mücadele' dememesi gerektiğini ileri sürdü. Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şehrin içine tank girmiş, kara kuvvetleri girmiş böyle terörle mücadele mi olur? Bir savaş yaşanıyor. Bu savaşta taraftardan biri yenilecek, savaş böyle bitecek. Şimdi dönüp baktığımızda bu savaşın askeri açıdan kazananı olması imkansız. Çünkü, hükümet karşısına PKK'yı ve PKK'nın silahlı güçlerini almış değil, top yekun bir halkı karşısına almış durumda. Bunu bütün dünyaya izah etmek için işte 'orada PKK'lılar var biz onları temizlemeye gidiyoruz' diye terörle mücadele kılıfı uyduruyorlar. Peki 10 bin asker, 6 general 36 albayın Cizre'de ne işi var? Başbakan 'Ev ev temizleyeceğiz' diyor. Evde kim oturuyor? Halk oturuyor. Balyozlarla kapıları tek tek kırarak o evlere giriyorlar. Dolayısıyla halka karşı açılmış bir savaş. Burada asker ve polisin askeri olarak sonuç alma ihtimali sıfırdır. Siz bir halkı top yekun karşınıza alıp savaşmışsanız sonuç alma ihtimali sıfırdır. Öbür taraftan dönüp baktığımızda peki polisin, askerin yenilme ihtimali varmı dır oda yoktur."
Masaya dönülmesinin kaçınılmaz olduğunu ve ne kadar erken dönülürse kayıpların az olacağını belirten Demirtaş, "Kürt halkı bu savaşı kaybetmeyeceğini biliyor, çünkü talepler meşrudur. Kendini yönetme, ana dil ve kemdi vatanında onurlu yaşama hakları meşrudur" dedi.
Selahattin Demirtaş, Cizre'de hendek ve barikatların olmadığı dönemde 16 kişinin öldürüldüğünü söyledi, "Hendek ve barikatlar kendini koruma refleksi ile ortaya çıktı. Doğru anlamaz iseniz ve 'Ben barikatı tank ile topla yıkarım' derseniz bir barikat yıkarsanız 2 gün sonra 10 barikat oluşur. 1 genci vurursanız, ertesi gün 50 genç ondan etkilenir barikata geçer. Bu işler böyledir, biz hükümete bunu anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
"SURİYE'YE DÖNMEYE İZİN VERMEYİZ"
HDP Eş Başkanı Demirtaş, yaşananları nasıl değerlendirildiği ile ilgili bir soru üzerine, "Bugün Türkiye'de Kürtlerin feraseti olmaz ise Suriye'ye dönmek 3 günlük meseledir" dedi. Dmirtaş, şunları söyledi:
"Kürtlerin öncü yapısı, feraseti ve buradaki Türkiye toplumu içerisindeki bütün ezilenlerle özgürce bir arada yaşama isteği olmaz ise, düşmanca baksa başka inançlara kimliklere ve bazılarının dediği gibi milliyetçilik yapsa Kürtler, 3 günde Suriye'ye dönebilir mümkündür yani. Dönmüyor, çünkü Kürtler ısrar ile mücadelesini demokrasi çıtasında tutuyor, özgürlükçü bir çerçeve ile Türkiye'nin sorunlarını Kürt sorununu gündemde tutmaya çalışıyor. Bunu bir etnik savaşa, mezhep savaşına döndürmemek için çok hassas davranıyor, hepimiz çok hassas davranıyoruz. Davutoğlu'nun bunu anlaması lazım. Bir coğrafyada yaşanan iç savaştır ama, fakat bu Suriye'deki, Lübnan'daki Yemen'deki gibi bir iç savaş değil. Türkler ile Kürtler, Aleviler ile Sünniler, Araplar ve diğerleri bir birini öldürmüyorlar çok şükür. Öyle bir noktaya gelmeyiz, hiç birimiz bunu izin vermeyiz."
dha