işte Müşerref Seçkin'in olay yazısı:
Gazeteci dediğin şüpheci olmalı. Ben de onu yapıyorum. Kulağıma halen yoğun bakımda olan Deniz Baykal'ın ölmesinin istenmiş olabileceği geldi.
Neden mi? 14'üncü Ağır ceza mahkemesinde iddianamesi tamamlanan kaset kumpası davasında Deniz Baykal müşteki olarak ifade verecekti.
Hatta Antalya'da bir toplantı sırasında mahkemede önemli açıklamalarda bulunacağını söylemişti.
İlk duruşma 23 Ekim'deydi ve ertelendi.
İnsanın aklına gelmeden edemiyor. Şanssız bir tesadüf olmuş. Acaba ne açıklayacaktı diyoruz.
Deniz Baykal'ın yakın dostu ve kurmaylarından eski diplomat Onur Öymen, "işin içinde pıhtı olmasaydı. Biz de öyle düşünmüştük" diyor. Sağlığına çok iyi bakan Deniz Baykal'ın bir gün önce yurtdışından geldiğini hatırlatınca "pıhtıya neyin yol açtığının araştırılması lazım" diye o da içine düşen kurdu saklayamadı.
Baykal'ın kaset komplosundan bir kaç ay önce İzmir'de bir suikastten son anda kurtulduğunu hatırlatıyor. Ne oldu o dava, o adam yakalandı mı? Kimdi? Açıkçası öyle olaylar yaşadık ki sonra o konuyu bile unutmuşum.
Peki Deniz Baykal ne açıklayacaktı?
Onur Öymen, "İnşallah iyileşecek ve yine açıklayacak.." yanıtını verdi.
İnsan inanmak istemiyor.. Hani Turgut Özal'ın oğlu, Alparslan Türkeş'in eşi yıllarca ölümlerin doğal olmadığına ilişkin açıklamalar yapmıştı. Üstelik Özal da yurtdışı gezisinin hemen ardından kalp krizi geçirmişti. Onlarınki aile duygusalllığı benimki gazeteci şüphesi diyelim..
Umarım Deniz bey bir an önce uyanır da hepimizi meraktan kurtarır..