“13 ARKADAŞIMIZ ADAY OLDU”
“Olağanüstü kongre talepleri 1 Kasım’dan itibaren MHP’de bazı şahsiyetler tarafından gündeme getirilmiştir. Bunların demokratik hakkıdır. Daha çıkacak olan adaylar olduğu kanaatindeyim. Şu an 13 arkadaşımız genel başkanlığa talip olmuştur.
“BİR TANESİNİN ADAY OLMA İMKANI YOKTUR”
Bunlardan bir tanesi zaten aday olma imkanı yoktur, çünkü ihraç edilmiştir. Davası Yargıtay’dadır. Yargıtay sonuçlanıncaya kadar üyelik özelliği taşımaktadır.
“BİR TANESİ GÜLEN HAREKETİNİN SİYASİ FİGÜRÜ OLARAK…”
Bazıları ise gündeme gelmiştir ve MHP’yi CHP’leştirme gibi bir kötü alışkanlığı partimize yaşatmak istemektedir. Bunların içinde birisi vardır ki, hepiniz göreceksiniz,Fethullah Gülen hareketinin siyasi figürü olarak MHP’de görevlendirme meselesidir. Bu da ne ona ne de başkasına fayda getirmez. Herkes aklını başına alsın.”
MHP lideri Bahçeli, Türkiye-Rusya arasındaki krizin milli bir mesele olduğunu belirterek, "Rusya gerginlik ve kutuplaşma politikalarıyla Ortadoğu'ya yerleşme peşindedir. Rusya kesinlikle haksız ve artniyetlidir. Putin ateşe benzinle gitmektedir. Rusya'nın sınırımızda ne işi vardır. Rus uçaklarının uçacak başka yeri mi kalmamıştır?krayna, Gürcistan ve Suriye'de işgal hesabı yapan Putin Türkiye'yi ne zannetmektedir? Türkmenleri hedef alan etnik tasfiye girişimine hiç kimse sessiz kalmayacaktır. İsrail'i kınayan Türkiye'nin soydaşlarımıza destek vermesi sağlanmalıdır. MHP, AKP'nin dışpolitikadaki açmazlarının farkındadır. Yerimiz Türkiye'nin yanı ve çıkarlarıdır" açıklamasını yaptı.
İşte Devlet Bahçeli'nin konuşmasından satır başları;
Türkiye üst üste iki kez seçim yaşamak zorunda kalmıştır. Demokrasi yanlızca sözde ve söylemde hatırlanan yaralı bir kavrama dönüştürülmüştür. Demorkatik kültürdeki yozlaşmalar, milli iradeyi çarpıtma ve karartma çalışmaları Türkiye'nin sırtındaki kaburları artırmıştır.
"YENİ HÜKÜMET HAYIRLI OLSUN"
64. Hükümet geçtiğimiz 24 Kasım günü kurulmuştur. Dün de gerekli güvenoyu safhası tamamlanmıştır. Yeni hükümetin Türkiye'ye hayırlı olmasını diliyorum. AKP'nin 6. hükümeti resmen görevinin başındadır. İcaratlarını titizlikle takip edeceğimizi muhatapların bilmesi istiyorum.
"GEÇMİŞTEN DERS ALARAK, GELECEĞE BAKILMALIDIR"
Genel seçimin üzerinde 16 gün geçtikten sonra, Erdoğan yeni hükümetin kurulması ile ilgili süreci başlatmıştır. TBMM Başkanı seçimi ise 22 Kasım'da gerçekleşmiştir. Erdoğan madem bu kadar seri bir şekilde hükümet kurma sürecini açabiliyorsa, aynı şeyi neden 7 Haziran'da yapmamıştır. Erdoğan koalisyon hükümeti kurma görevini 9 Temmuz'da vermiştir. Erdoğan'ın 7 Haziran'dan sonra hangi hesapla hükümet kurma sürecini ağırdan almaktadır? Erdoğan 7 Haziran'ı hazmedememiş, koalisyon kurulmasını zora sokmuştur. Bu gerçekler herkesin gözü önünde yaşanmıştır. Aziz milletimiz bu taban tabana zıt uygulamaları elbet değerlendirecektir. Bu geleceğimizin selameti için mecburidir. Geçmişten ders alarak, geleceğe bakılmalıdır.
"64. HÜKÜMET İLE BİRLİKTE DAMATLAR BAKANLIK KOLTUĞUNA OTURTULMUŞTUR"
Ülkemizin adil çözüm bekleyen onca meselesi vardır. Bu yüzden ne Erdoğan'ın ne Davutoğlu'nun saklanacağı herhangi bir mazeret kalmamıştır. 64. Hükümet, geride kalan AKP hükümetinin devamı olduğu sürece Türkiye'nin düşüşü durmayacaktır. AKP'ye oy veren kardeşlerim, bunları enine boyuna değerlendirecektir. 64. Hükümet'le birlikte damatlar bakanlık koltuğuna oturtulmuştur. Nasılsa damatlar, dünürler, hısımlar devridir. Mazlum kardeşlerimiz saraya can ve kan takviyesi yapmaktadır. Davutoğlu'nun kendi koltuğunu korumanın huzur ve gururu her halinden bellidir.
"BUNLAR BİLDİĞİNİ OKUYACAKTIR"
Yüzde 49,5 oy almış bir partinin başkanı olarak Davutoğlu'nun saraya daha da tutunmasını hatta saraydan çıkmamasını diliyoruz. İşin şakası bir yana, bunlar bildiğini okuyacaktır. İktidarda 14 yılına girmiş bir parti başarısızlığına kılıf dikmenin telaşındadır. AKP döneminde demokratikleşme kızağa alınmış, adalet de ayakkabı kutularına kilitlenmiştir. Adana'da MİT TIR'larını manşete taşıyan gazeteciler tutuklanmıştır. Davutoğlu'nun demokrasi anlayışı, Erdoğan'ın icazet ve iznine bağlıdır. Davutoğlu sandıktan çıkmıştır ama saray yönüngesine uydu gibi sabitlenmiş, buradan da çıkmaya çalışmamıştır.
"TAHİR ELÇİ'NİN FAİLİNİN PKK'LI OLDUĞU YÖNÜNDE GÜÇLÜ DELİLLER VAR"
Onursuzluğun zirve yaptığı bir yönetim anlayışının hakim olduğu yönetimin, onura atıf yapması hangi temele dayanmaktadır. Milletvekili yeminini içlerine sindiremeyenler onurlu olsa ne yazar, olmasa ne yazar.
Türk milletine küfredenleri, omurgasızlıkta rekorlara imza atan, artist, oyuncu olan zevat bir ülkücü öldüğünde ne hissediyorsunuz? Tahir Elçi silahlı saldırıda öldürülmüş, 2 polisimiz de şehit edilmiştir. Gerek Tahir Elçi'ye, gerek asker ve polislerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Şiddet kimden gelise gelsin lanetliyorum. Elçi'nin faili PKK'lı olduğu güçlü bir şekilde karşımızdadır. Devletin düştüğü içler acısı hal hepimizi kahretmektedir. Savcıların işlerini yapamaması durumuna gelmesi, hepimizin durup düşünmesini gerektirir.
"BEYAZ TOROS'LARA DAVETİYE ÇIKARAN DAVUTOĞLU..."
Beyaz Toros'lara davetiye çıkaran, sokaklara barikat kurulmasını izleyen Davutoğlu, olan biteni nasıl karşılamaktadır. İnsanlık onuruymuş. Terörün belini doğrultmasına müsaade etmek midir onurlu insanlık. Türkiye bölünmüş, 1000 yıllık kardeşliğimiz ateşe verilmiş, ne Erdoğan'ın ne Davutoğlu'nun sıralamasında bunların esamesi okunmamaktadır.
Davutoğlu'nun görev süresi de başkanlığın inşasına kadar geçerlidir. Kanunsuzluğa gömülmüş, rüşvetçilerin kontolüne geçmişlerin bunlardan bahsetmesi kara mizahtır. Davutoğlu yolsuzluktan şikayetçiyse önce saraydan başlaması sonra halkayı genişletmelidir. İçeriden ve dışarıdan pazarlanarak tedavüle soklan bayat oyunlar hangi boyuta ulaşırsa ulaşsın, mücadelemizi inançla sürdüreceğiz.
"TÜRKİYE'NİN ETRAFI HUSUMET ÇEMBERİNE ALINMIŞTIR"
Ne zaman kardeş Esad sözleri, katil Esad'la yer değiştirmiş, işte o zaman Türkiye sorun ithal eden, yalnızlığa mahkum bir ülke haline getirilmiştir. Türkiye'nin etrafı husumet çemberine alınmıştır.
"PUTİN ADETA ATEŞE BENZİNLE GİTMEKTEDİR"
2 Rus uçağından birisine müdahale edilmiştir. İki pilottan birisi hayatını kaybetmiştir. Erdoğan uçak düşürülmesine otomatik tepki derken, sahibinin sesini duymayan Davutoğlu "emri ben verdim" demiştir. Rusya'nın sınırlarımızın ötesinde askeri operasyonlar yaptığı, Türkmen Dağı'nı bombaladığı bilinmektedir. Ortadoğu'daki sancılı ortamı nüfuz alanına dönüştürme gayretindedir. Önce Ukrayna'ya sonra da Ortadoğu'ya gözünü çeviren bu ülkedir. Putin, Türkiye'nin IŞİD'i koruduğunu, bu ülkeden petrol aldığını açıklamıştır. Erdoğan'ın iç politikadaki alışkanlıklarını dış politikada da sürdürmesi talihsizliktir. ABD ile Rusya arasında nasıl bir anlaşma olduğunu bilemeyiz. Rusya gerginlik ve kutuplaşma politikalarıyla Ortadoğu'ya yerleşme peşindedir. Rusya kesinlikle haksız ve artniyetlidir. Putin ateşe benzinle gitmektedir.
"RUSYA'NIN SINIRIMIZDA NE İŞİ VARDIR?"
Rusya düşen uçağı dert ettiği kadar, şu sorular üzerinde de düşünebilmelidir. Türkmen Dağı'nda vahşi saldırılara uğrayan Türkmenlerin hak ve hukununu ne yapacağız. Rusya'nın sınırımızda ne işi vardır. Rus uçaklarının uçacak başka yeri mi kalmamıştır? 82 Türkmen kardeşimizin öldürülmesine, Putin ne diyecektir? Ukrayna, Gürcistan ve Suriye'de işgal hesabı yapan Putin Türkiye'yi ne zannetmektedir? Türkmenleri hedef alan etnik tasfiye girişimine hiç kimse sessiz kalmayacaktır. İsrail'i kınayan Türkiye'nin soydaşlarımıza destek vermesi sağlanmalıdır. MHP, AKP'nin dışpolitikadaki açmazlarının farkındadır. Yerimiz Türkiye'nin yanı ve çıkarlarıdır.