“Çukur”un Sena’sı Dilan Çiçek Deniz, “Bundan üç sene önce nerelerde zaman geçiriyorsam şimdi de aynı şekilde yaşıyorum. Hayatımda, zevklerimde çok ciddi değişiklik yok. Yine aynı Dilan’ım” diyor.
İşte Milliyet'ten Senem Aydın'a konuşan Dilan Çiçek Deniz'in o röportajı:
Dilan Çiçek Deniz, çalışmanın gücüne inananlardan... Bol bol okuyor, araştırıyor, rol aldığı her projede kendini bir adım daha ileri taşıyor. 2014 yılında gerçekleşen Miss Turkey güzellik yarışmasında ikinci olan Deniz, önceliğinin oyunculuk olduğunu söylüyor. “Tatlı Küçük Yalancılar”la ekran yolculuğuna başlayan oyuncu, şimdi Aras Bulut İynemli’yle başrolü paylaştığı “Çukur” dizisinde... Yaz aylarında Amerika’da eğitim alan Deniz’le yeni projesini, Los Angeles günlerini ve kariyer planını anlattı.
- “Çukur” iyi bir başlangıç yaptı. Geri dönüşler nasıl?
Çok olumlu. Hem kendimle hem diziyle ilgili duyduklarım çok mutlu ediyor ve umutlandırıyor. “Çukur” çok inandığım bir proje, müthiş bir hikaye. Her biriyle çalışmaktan ayrı ayrı onur duyduğum isimler var. Onlarla aynı sette olmak, sahneleri paylaşmak müthiş eğitici.
-Kaç proje arasından “Çukur”u seçtiniz? Hikayesinde en çok etkileyen
ne oldu?
Öyle onlarca senaryo geldi ve içlerinde kayboldum gibi bir durum olmadı. Ama okuduklarım arasında daha ilk sayfasında içinde olmak istediğim iş “Çukur”du. Sena karakteri çok heyecanlandırdı. Benim karakterimle taban tabana zıt özellikleri var.
“En değerli şey tecrübe”
-Bu dizide bambaşka bir Dilan gördük. Kendinizdeki gelişmeyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
İnsan zamanla pişiyor ve gelişiyor. Her projeden yeni şeyler öğreniyorum. Bu da performansıma yansıyor. Bir de çok çalışıyorum. Kariyerimi yönlendirecek planlamalar yapıyorum; eksiklerimi tamamlamaya, iyi olduğumu düşündüğüm yerleri sağlamlaştırmaya çalışıyorum. Sadece oyunculukla ilgili değil, hayatın diğer yönleriyle ilgili de okumaya, araştırmaya gayret ediyorum.
-Dizide Sena, Paris’te bir restoranda kumru yerken evlenme teklifi almak istediğini söyledi. Siz nasıl bir evlilik teklifi almak istersiniz?
Zaman gösterir. Ruhunda sürpriz olan ve güzelliğini buradan alan şeyleri kafada kurmak iyi değil.
-Sena, beş günde tanışıp evleniyor. Sizin hayatınıza girmek kolay mı?
Değil. Sosyal yaşam ve insan ilişkileri konusunda korumacıyım.
-Yazı Amerika’da oyunculuk eğitimi alarak geçirdiniz. O süreç neler kattı?
İki aylık çok yoğun bir eğitim aldım. Sektörün önemli isimleriyle bire bir çalışma imkanı buldum. Çok yararlı oldu. Ben hayatta en değerli şeyin tecrübe olduğuna inanırım.
-Türkiye’ye dönmeden önce Elite Model Management Los Angeles ile anlaştınız. Modellik ve oyunculuk arasındaki dengeyi nasıl kuracaksınız?
Önceliğim oyunculuk. Modellik konusunda çok seçiciyim, Elite de zaten önemli projeler gelirse beni dahil etmek istiyor. Anlaşmamız bu şekilde. Modelliğin, oyunculuk kariyerimin önüne geçmesi gibi bir planlamam yok.
-Amerika’da oyunculuk için bir ajansla görüştünüz mü?
Görüşmedim ama önemli Hollywood filmlerinin yapımcılarıyla toplantılarım oldu. Onlara kendimi anlattım.
-Oradayken Türkiye’de en çok neyi özlediniz?
Kahvaltıyı... Sanırım başka bir ülkeye gittiğimde en çok kahvaltıyı özlüyorum.
-Kısa sürede ekranın aranan yüzlerinden biri oldunuz. Bu kadar hızlı bir yükseliş bekliyor muydunuz?
Henüz yolun başındayım. Yapacak daha çok işim, alacak çok yolum var. Çalışmam gerekiyor ve bunun farkındayım. Başarılı olmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum ama iyi projelere dahil olmam da fark edilmemi hızlandırıyor.
-Tanınmak hayatınızda neleri değiştirdi?
Ben günlük yaşamın çok içerisinde bir insanım. Bundan üç sene önce nerelerde zaman geçiriyorsam şimdi de aynı şekilde yaşıyorum. Zevklerimde çok ciddi değişiklikler yok. Sadece yolda yürürken insanların daha fazla baktığını ve fotoğraf çektirmek isteyenlerin saysının arttığını söyleyebilirim. Onun dışında hayatımda çok fazla değişiklik olmadı. Yine aynı Dilan’ım.
“Hiçbir sınırım yok diyemem”
- Aras Bulut İynemli’yle güzel bir uyum yakaladınız. Rol arkadaşınız için neler söyleyeceksiniz?
Jenerasyonun en başarılı isimlerinden. Projenin başında, onunla kamera karşısına geçeceğimi duyduğumda çok mutlu oldum. Müthiş bir enerjisi var. Sadece kamera önünde değil, setin genelinde çok eğleniyoruz.
- Dizide cesur sahneler yer aldı. Ekran önünde öpüşmek zor mu? Oyunculukta sınırlarınız var mı?
“Hiçbir sınırım yok, ne olursa olsun oynarım” diyemem. Ama sadece cesur sahneler için değil bu; aklıma, mantığıma yatmayan, kalbime hitap etmeyen projenin içerisinde de yer almam. İlk bölümde çok konuşuldu ama ben o kadar da büyütülecek sahneler olduğunu düşünmüyorum.
- Hakkınızda yapılan yorumları takip edip, kafaya takar mısınız?
Kafaya takmam ama takip ederim. Takıntı seviyesinde değil ama genelde benimle ilgili ne konuşuluyor bunu bilirim. Bu hayatta fikirlerine güvendiğim insanlar vardır ve onların yorumlarını mutlaka alırım.