Sabah yazarı Dilek Güngör, seçim sonrası süreçle ilgili olarak "Bugüne kadar alnına dahi 'Reis' yazısını asmaya çalışan gazeteciler, siyasetçiler birer 'zübükzade'ye dönüşmüş. Nabza göre şerbet veren münevverler haline gelmişler. Gidişata göre vaziyet almaya hazırlar. Karşı mahalleyle aşk meşke şimdiden başlamışlar" dedi.
Dilek Güngör, Sabah'ta "Fırıldak Kubi’ler…" başlığıyla yayımlanan yazısında "10 gündür izliyorum. Kimi maskesini düşürdü, kimi rüzgara göre yön değiştirdi, kimi sağa mı sola mı savrulacağına karar veremedi, kimi fırıldaktan beter döndü, kimi yetiştiği mahalleyle var olduğunu unutmuşçasına kafasını kuma gömdü, kimi karşı tarafın yanaşması oluverdi" ifadesini kullandı.
Güngör sözlerine şöyle devam etti:
"Vay be…
31 Mart nelere kadirmişsin!
Turnusol kağıdı işlevi gördün.
Siyasetçisinden iş adamına hatta gazetecisine kadar herkesi kabak gibi ortaya çıkardın.
Öğlen yemeğe gidiyorum.
Masaya 17 yılda yaşadığı siyasi ve ekonomik istikrarla şirketini büyütmüş, yurt dışına açılmış, fabrikalar kurmuş, inşaatlar dikmiş iş adamları oturuyor.
İşlerden güçlerden konuştuktan sonra sohbeti 31 Mart'a getiriyorlar. Bakıyorum, ufak ufak karşı mahalleye göz kırpmaya başlamışlar. 'Ya Ekrem İmamoğlu'nu da Mansur Yavaş'ı da tanırım, arkadaşım olurlar, önlerini açalım' mealinde cümleler kuruyorlar… Akşam Cafe'ye gidiyorum.
Masaya bugüne kadar bütün koltuklara AK Parti sayesinde gelmiş, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklediğini sandığım (!) arkadaşım oturuyor.
Biraz hoş beşten sonra muhabbet 31 Mart'a ve AK Parti'nin İstanbul'daki hak arama mücadelesine geliyor. Bakıyorum, hafif hafif kıvırmaya meyilli… 'Ya oy çalındı çalınmadı ne gerek var araştırmaya, iş bitti' şeklinde sözler sarf ediyor… Gece eve gidiyorum, sosyal medyaya bir bakayım diyorum.
Bugüne kadar alnına dahi 'Reis' yazısını asmaya çalışan gazeteciler, siyasetçiler birer 'zübükzade'ye dönüşmüş! Nabza göre şerbet veren münevverler haline gelmişler. Gidişata göre vaziyet almaya hazırlar. Karşı mahalleyle aşk meşke şimdiden başlamışlar…
Bütün gün şahit olduklarımı düşünüp kafamı yastığa koyuyorum. Siyaset tarihindeki fırıldakları gözümün önüne getiriyorum. 10 yıl parti parti dolaşan, her rozeti yakasına takan, yaptığı satışlarla siyaset tarihine adını yazdıran Fırıldak Kubi'yi (Kubilay Uygun) hatırlıyorum.
Sahi ne oldu ona!
O kadar döndü, dolaştı, söndüydü değil mi? (Hatta birkaç yıl önce bir otel odasında hayatına son verdiği haberleri çıkmıştı.) Hülasa, AK Parti'yi sandıktan birinci çıkaran vatandaşların yanında bu fırıldakların esamesi okunmaz belki ama…
Onlara bir çift lafım var: Ani dönüşler baş döndürür ve mide bulandırır. Bir süre sonra ne döndüğün ne de gittiğin yerde barınırsın…
Benden söylemesi."