Dilipak, "Acil eylem plânı: Kenevir" başlıklı yazısında "THC’sine de muhtacız CBD’sine de. Afyon ilimizin adı üstünde afyon. Afyon Alkoloid fabrikasında afyon üretiliyor. Herkes afyon mu kullanıyor. Türkiye’nin ilk 500 firmasından biri bu fabrika. Buradan zehir yayılmıyor, Şifa yayılıyor. Kenevirden ille de esrar üretilmez. Aynı maddeyi farklı bir şekilde işletirseniz şifa kaynağı olur" dedi.
Dilipak, bir kesimin keneviri keyif verici madde olarak kullanıldığı için boykot ettiğini ancak tiner ve aseton gibi ürünlerin her yerde bulunduğunu, bunların daha tehlikeli olduğunu söyledi.
Dilipak, şöyle devam etti:
Herkes tinerci mi oldu! Niye tineri yasaklamıyorsunuz! Bu bitki genel anlamda Allah’ın bir rahmeti. Havayı, suyu, toprağı temizliyor. İnsana, hayvana, diğer bitkilere faydası var. Tarım ve hayvancılıkta kaliteyi ve verimliliği artırıyor. Nasıl bir tuzağa yakalandı ise taşları toprağa bağlamışlar, köpekler sokakta.
Bir yandan hastayı ventilatöre bağlayıp oksijen veriyorsunuz, öte yandan; yaşlı, astım hastası, zor nefes alıp verenlere maske üstüne maske taktırıyorsunuz.
Kenevirin bin tane faydası var, bir tek dişisinin tepe filizinden esrar yapılıyor diye, bütün ürüne yasak getiriliyor. Kaldı ki, THC doğru kullanılırsa, eroin, kokain ve bonzainin tedavisinde kullanılabilir.
Alkol daha tehlikeli o serbest. Zaten bu gidişle alkol tüketimi patlayacak. Adamlar eskiden evde çocuklar var, hanım alkol kullanmıyorsa, evde içmiyordu. Şimdi meyhane hem pahalı hem de erken kapanıyor. Millet evde içmeye başladı. Bu da hem kavga sebebi, hem de çocuklara kötü örnek oluyor.
Bakın istatistikler ortada. Alkol kullanımında ilk beşte şu iller var: İstanbul, İzmir, Mersin, Denizli ve Manisa. Esrar, İstanbul’da en çok kullanılan uyuşturucu. İstanbul; Barselona, Berlin, Münih gibi şehirlerin yer aldığı listede esrar kullanımında oransal olarak 2. sırada yer aldı.
Bu ülkelerin bazılarında esrar serbest. Adana İstanbul’un nüfusunun 13’te biri ama Adana’da kullanılan esrar neredeyse İstanbul’la aynı. Adana dünyada oransal açıdan 3. sırada. Güya bizde esrar yasak. Bu nasıl bir yasak, nasıl böyle bir sonuçla karşı karşıya kalıyoruz.
"Yasak olmayınca zaten mafya niye bu işe girsin?"
“Önce keneviri mafyanın elinden kurtaralım. Yasak olmayınca zaten mafya niye bu işe girsin. Biz ise SGK, TİGEM, Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı bir izleme, değerlendirme, derecelendirme ve üretim merkezi kursun, burada değişik ürünler üretelim ve uyuşturucu kullananlar tedavi olmayı kabul ettiklerinde, önce bunları mafyanın elinden kurtarmak için bunlara bu ürünleri doktor raporu ile ve doktor gözetiminde ücretsiz olarak verelim.
Dilaltı likit ürünlerle bu kişiler çok daha ağır uyuşturucu krizlerinden bu şekilde kurtarılıp hayata döndürebilirler. Yani kenevir uyuşturucudan kurtulmak isteyenler için bir imkan olabilir. Ve bu iş çok ciddi ekonomik bir kaynağa dönüşebilir.
Sadece kenevir değil, aslında antiviral birçok dağdan toplanan bitki ile biz daha sağlıklı bir hayat yaşayabilir ve CoVID’e ve daha birçok hastalığa karşı daha başarılı bir korunma, tedavi sağlayabiliriz.