Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde, partinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonrası başlatılan "adalet yürüyüşü" ile ilgili olarak "Kılıçdaroğlu’nun 'cezaevine doğru büyük yürüyüş'ü sürüyor. Kendi ayağı ile tıpış tıpış gidiyor. Durmak yok yola devam" dedi.
Abdurrahman Dilipak'ın "Teşekkürler Kılıçdaroğlu" başlığıyla yayımlanan (19 Haziran 2017) yazısı şöyle:
Allah dilerse CHP ve Kılıçdaroğlu’lar eliyle dahi davamıza hizmet ettirebilir. Biz kalplerinde fitne-fücur, haset olan müfsit birtakım insanlar FETÖ ve benzerlerinin davasına hizmet ediyorsa, işte öyle. Bir de “hak şerleri hayreyler” diyoruz ya, işte öyle. “Tuzak kuranlar” tuzak kurmaya devam etsinler.. Hep söylediğim gibi “Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir..”
Almışlar aralarına İlgezdi’leri, telefoncu vekil Elif Doğan Türkmen’i “Adalet” arayışına çıkmış, “İstiklal Mahkemesi”nin 3 Ali’lerinin torunları.. İstiklal Mahkemeleri “LAİKÇİLERİN ENGİZİSYONU” olarak da bilinir.
Tandoğan’dan başlatsalardı bu yürüyüşü şık olurdu.
15 Temmuz’a giderken CHP’nin şahsında süreci tartışmak oldukça anlamlı olacak.. Kılıçdaroğlu kendini ve partisini kurtarmak isterken, keskin sirke politikası ile davasına zarar verecek. AK Partisi Kılıçdaroğlu’na bu anlamda “Üstün Hizmet Ödülü” vermeli.
Halk Tv’de canlı yayında yeni çifte Alabora hadisesi yaşandı. Ne diyordu Mehmet Ali Alabora [email protected]: Meselesadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı? Hadi gel. #direngeziparkı” CHP’li iki vekil konuşuyor, “bu işi sonuna kadar götürürsek iyi olacak”, amaçları iktidarı köşeye sıkıştırmak için kriz çıkartmak. İşmardan da anlamıyorlar. Meselenin “Adalet” olduğuna kendileri de inanmıyorlar. Kılıçdaroğlu’nun sureti haktan gözükmeye çalışmasının bir anlamı yok. Her şey çok açık ve net. Zaten bırakın milleti, CHP’liler bile göründüğü kadarı ile çakma Gandi’nin peşinde, neye hizmet ettiği belli olmayan bu oyuna alet olmak istemiyorlar. Sermaye de öyle. Malum Media daha ihtiyatlı davranıyor. Karşı mediada ise Kılıçdaroğlu alay konusu oldu. Kılıçdaroğlu her gün bir gaf’la, her gün bir çam devirerek yoluna devam edecek. Millet de bunlara bakıp bir kez daha düşünecek.
Topbaş’ın damadı ile ilgili tepkisi de ilginçti. Serbest bırakılınca da karşı çıktı, tekrar gözaltına alınınca da.. Günübirlik, tutarsız, çelişkili, AK Parti’nin her söylediğini tersini söylemeyi marifet bilen bir adamdan söz ediyoruz. FETÖ ne derse onu tekrar ediyor. Bir zaman da Ergenekon’un avukatlığına soyunmuştu.. Sonra gitti, Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP’li bir adaya destek oldu.. Kim akıl veriyorsa. Aslında sinir bozuculuğu yanında eğlenceli bir adam.
Gezi’nin devamı gibi bir şey düşünüyorlar ama, kendilerine göre bazı tedbirler de almışlar. Başörtülüler, sakallılar önde. LBGT’liler, kırmızı fularlı kız ya da kırmızılı kadınlar, Marksistler, Anarşistler pek önde gözükmüyorlar. Ramazan Ramazan bunun ters tepeceğini hesaplamış olmalılar..
Merak ediyorum, Kadir gecesi ve Bayram namazında ne yapacaklar.. Tamam, Kadir gecesi Behçet Kemal Çağlar’ın Mustafa Kemal için yazdığı alternatif mevlidi okutsunlar. Bayram namazı hutbesinde de Türkçe ezan, Türk’ün yeni Amentüsü ve hani Mustafa Kemal’in yazdırdığı “Türkçe Kur’an” var ya, ondan ayetler okutabilirler. Hepsi de benim “Bir Başka Açıdan Kemalizm” kitabında var..
Ramazan’ın son Cuma’sı Arefe. O gün meydanda bir kadın imam bulsunlar, o kıldırsın Cuma’yı! (Tevbe tevbe) Buna cevaz verecek FETÖ’cü bir imam bulurlar herhalde. Berlin’de FETÖ’cülerin dinlerarası diyalog platformu Saint Johannes kilisesi aynı zamanda cami olarak kullanılıyor. Başı açık bir kadın ezan okuyup, hutbe okuyor. FETÖ’nün Berlin imamı Ercan Karakoyun da orada, feminist Seylan Ateş de. Kılıçdaroğlu onlarla temas kurup, davet ederse Cuma’ya kadar onlar da yürüyüşe katılır, çağdaş bir Cuma kılarlar.
Hutbe’de de Mustafa Kemal’in “Balıkesir hutbesi”ni okuturlar. Ne diyordu Mustafa Kemal Balıkesir hutbesinde: “Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur’ân-ı Azimüşşan’daki açık ve kesin hükümlerdir.” Ne güzel değil mi! Onu da Bekaroğlu okusun!
Ha! Bu arada İsmet Paşa hiç namaz kılmadı. “Hiç Allah demiyorsunuz” diyen bir gazeteciye “Allahaısmarladık” demişti ve sonra da “bak dedim işte” demişti. Emin Çölaşan anlatıyor, “İsmet Paşa aslında çok dindar biri idi ve laiklik açısından hassas olduğu ve dini gösteriş vesilesi yapmamak için kendileri Cuma namazını evinde gizlice ve yalnız başına kılardı”!?
Ah be, Kılıçdaroğlu, dayım, devlet eski bakanı Hasan Aksay, sizinkiler tarafından, siyasi konuşmasında, ‘İnşallah’, ‘Maşallah’, ‘Allah nasib ederse’, ‘Allah yardımcımız olsun’, ‘Allah’a emanet olun’” dediği için “Çok ‘Allah’ demek”ten sanık sandalyesine oturtulmuştur ya hu! 28 Şubat’tan bugüne köprünün altından çok sular akmış ki, başörtüsü zulmünü, Medine Bircan’ları unutanlar, başörtüleri ile CHP saflarında yer alabiliyorlar..
Çakma Gandi’nin çakma gezisi sanırım siyasi mizah için iyi bir malzeme olacak. Media da hareketlenecek. Gördüğüm kadarı ile ulusal ve yerel Media %60 oranında bu eyleme karşı. %25’i arada duruyor. Sonunun nereye varacağını bilmedikleri bir eyleme angaje olma konusunda sermaye de, STK’lar da ihtiyatlı yaklaşıyor. Uluslararası aktörler de bu defa daha ihtiyatlı. Bir de kendi dertleri kendilerine yetiyor. Anlayacağınız Kılıçdaroğlu onlara da umut vermiyor. Küçük bir grub destek veriyor. Kimse “yenilecek bir at”a oynamak istemiyor sonuçta. Ha, bu arada yürüyüşçülerin tempoları düştü. Yürüyüş daha da uzayacak gibi. Bayramdan sonra birçok kişi tatil için yola çıkacağından bayram sonrasına fazla kişi kalmayacağı ihtimali de var. Bir de basın, güvenlik dron’larla sürekli çekim yapılıyor.. Bir provokasyon ya da bir olay çıkması halinde kişiler başlarının ağrımasından endişe ediyorlar. Yani daha birkaç gün içinde, bazı sanatçı katılımları da olmasına rağmen heyecan verici bir gelişme yok. İl ve ilçelerde de bir hareketlilik gözükmüyor. Tencere tava çalanlar yok. Kılıçdaroğlu da doktor kontrolünden geçtiğine göre, sağlık ve siyasi çalışmalarını bahane ederek o da her zaman yaptığı gibi geri dönebilir..
Zaten söyleyeceğini de söyledi. Her söylediği alay konusu da olunca, ne yapsın adamcağız. Sonuçta yanlışın neresinden dönülürse orası kârdır. Hele batılı dostları da beklediği kadar destek vermeyince.. Amaaan sen mi kurtaracaksın vatanı Kılıçdaroğlu(!). Sahi “Ne olacak bu memleketi hali” Ramazan’dan sonra devam edecekseniz buz, rakı, tuzlu leblebi de lazım bu durumda! Biraz da AOÇ birası! Bak, AK Parti “Yol vergisi” de almıyor. Ne güzel hızlı tren de var. Çok ısrar etme, yol yakınken dön.. Senin için de yapıldı bu demiryolları. Kendine acımıyorsun bari korumalarına merhamet et ya hu! Aralarında oruç tutanlar da vardır. :) Yazık o kadar gazeteciyi de taktın peşine.. Yine de sen bilirsin, yaptığın işin cezasını ayaklar çekecek. Ayakkabıcılar sevinsin, ne diyeyim!
Bir son dakika notu: İddia gerçekse, MİT TIR’ları görüntülerini Ekrem Dumanlı Kılıçdaroğlu’na, Kılıçdaroğlu Enis Berberoğlu’na, o da Can Dündar’a vermiş! Kılıçdaroğlu’nun telaşı da, Erdoğan’ın yürüyüşle ilgili açıklamasında yargı uyarısının sebebi de şimdi daha iyi anlaşılıyor. Kılıçdaroğlu’nun “cezaevine doğru büyük yürüyüş”ü sürüyor. Kendi ayağı ile tıpış tıpış gidiyor. Durmak yok yola devam. Teşekkürler bayım. Selâm ve dua ile.