"Sanırım birçok şeyi yeniden düşünmemiz gerekiyor. Birçok şey göründüğü gibi değil, bize öğretilen, anlatılan gibi değil" diyen Dilipak, Nurcuların bu yıl için, kriz beklediğini bunun da 2019 Nisan olarak ifade edildiğini öne sürdü.
Dilipak'ın "1440" başlığıyla (13 Eylül 2018) yayımlanan yazısı aynen şöyle:
Muharrem ayında Hicretin 1440. yılındayız.
10 Eylül’ü 11 Eylül’e bağlayan akşam bir Hicri yeni yıla girdik. Yahudiler de aynı gün ve saatlerde 1 Tişri’de 5779. yıllarına girdiler.
Biz ahir zaman Peygamberinin ümmetiyiz. Kıyamet bizim hep gündemimizde oldu. Hep ağzımızın tadını kaçıran ölümü sıkça andık. “Ölüm asude bir bahar ülkesi”ne döndü bizim tefekkür dünyamızda. “Vuslat” anlamı taşıdı. Bir sürgünün sona erişi! Bir “son” değil, “yeni bir başlangıç” oldu.
Ölümlü hayatta ölmek, ölümsüzlük alemine doğmak anlamı taşır aynı zamanda. Ecel bize yaratılışımızda verilen bir hayat kredisidir. Onu tüketmeden bu dünyadan ayrılmayacağız. Ruhumuz beden hapishanesinde tutsak kalacak. O gün ve saat geldiğinde ise kimse ruhumuzu tutamaz. O özlemi içinde olduğu yere, geldiği yere geri dönecek.
Hiçbir ölüm erken ya da geç değildir. O hep tam zamanında gerçekleşir.
Geleceğe ilişkin bütün kadim geleneklerde bir şekilde, bu Miladi 2018’e, Hicri 1440’a ve İbrani 5779’a atıflar yapılır. Savaş, şiddet, hastalık, afetler, cinayetler, garib olaylardan bahsedilir. Muhiddin-i Arabi’den Said Nursi’ye, Yahudi ve Hristiyan kahinlerden, Modern Zamane kahinleri, Fütüristler ve Stratejistlerden Nostradamus’a kadar birçok yorumcu, bu zamana işaret eder.
Sözü edilen savaş, “Tarihin sonu”na işaret edecek bir savaş olacakmış. Melheme-i Kübra ya da Hristiyanların Armagedon savaşı dedikleri savaştan söz ediyoruz. Yecüc-Mecüc, ya da Gog-Magog, Dabbetül Arz, Mehdi ve Mesih’in dönüşü, Deccal olayı, kıyamete ilişkin aklınıza gelen ne varsa onların başlangıcı..
Bugün bölgede yaşanan olaylara yön veren akıl böyle bir şuuraltından kaynaklanıyor. Birileri bu gelecek için durumdan vazife çıkararak rol almaya çalışıyor. Kendine mevzi kazıyor.
Bu sene Muharrem eylüle denk geldi. ABD’de ikiz kulelerin vurulması 11 Eylül, 12 Eylül darbesi, Muharrem ayı. Muharrem ayında o kadar çok şey olmuş ki, rivayete göre, Hz. Musa (a.s.) Âşura Gününde bir denizi geçerek kurtuluşa ererken Firavun ordusu ile sulara gömülmüştür.
Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur. Hz. Âdem›in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır. Hz. İsa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve ruhu o gün semâya yükseltilmiştir.
Hz. Davud’un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf’dan o gün sağlık haberini almıştır. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. Ve Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyin bugün şehit edildi. Kerbela olayı da bu ay’da gerçekleşti.
Kur’an-ı Kerim bize yıl ve aylardan söz eder. 12 ay vardır ve hafta 7 gündür.
İslam takvimi Şemsi Kameri’dir. Biz günlük ibadetleri güneşe, yıllık ibadetleri Ay’a göre yaparız. Ayet “Ay ve Güneş Allah’ın iki şeairidir” der. Osmanlı da bayrağın oluşumunda ilk form Ay ve Güneş’tir. Anlamını yukarıdaki ayetten alır. Daha sonra bu form ay yıldıza dönüştü. Sonuçta güneş de bir yıldızdır.
Muharrem ayı Ekim’in 10’una kadar devam edecek. Ve bu yıl 12 ay, gelecek yıl Ağustos’a kadar devam edecek. 1 Muharrem 1441 31 Ağustos 2019 Cumartesi’ne denk geliyor.
Nurculara göre Sikke-i Tasdiki Gaybi 1440’ı işaret ediyor. Krizin zirveye çıkacağı ay olarak 2019 Nisan’a işaret ediliyor.
Museviliğe göre, Roş Aşana’nın bir yılbaşı günü olması ile birlikte, Hüküm Günü olarak da bilinir. Bugün, Yahudi inanışına göre Roş Aşana İnsan’ın yaratıldığı gündür.
Yahudiler Roş Aşana’yı Şofar adı verilen boynuzdan yapılan bir borazanı üfürerek, ondan çıkan sesle kutlarlar. Roş-Aşana’da çalınan Şofar’dan 3 farklı ses çıkar: Tekia / düz ve uzun bir ses, Şevarim / orta uzunlukta üç ses, Terua / birbirini izleyen kısa ve güçlü on ses.
Bu bir bakıma Tanrı’nın sesidir. Ve aynı zamanda Tanrı’nın çağrısına verilen bir cevaptır. Yahudiler bu sene Şofar’ı öttürürken, Mabed’in inşası için öttürdüler. Yeni yıl yeni bir başlangıcı ifade ediyordu. Şimdi bakalım, İsrail Hükümeti, önümüzdeki 30 gün içinde, yani Tişrin ayında yeni yılın eylem planını açıklayacak.
Hristiyan dünyası 2018’de büyük felaketler bekliyor. Felaketi büyüterek, uzamasını önlemeye çalışıyorlar. Böylece Tanrıyı kıyamete zorlamış olacaklar ve Tanrı bu işe el koyacak. Tanrı bu işe el koyacağı için de ne Papa ne Patrik kalacak. Tanrısal bir krallık kurulacağından öteki krallara da gerek kalmayacak. Yani Hristiyanlar yangına körükle gidecekler.
Madem yeni bir dünya düzeni kurulacak. Madem büyük yıkım gerçekleşecek, madem tarihin sonunu getirecek bir medeniyetler arası savaş başlayacak, dünyanın geçmişin kamburlarından kurtulması gerek. Bunun anlamı şu, ne BM kalacak, ne AB, ne NATO, ne Dolar.
Doları yaklaşık yarım asır tepe tepe kullandılar, dünyayı sömürdüler. Artık Dolar’ın ipini çekme zamanı geldi. Vurgunun faturasını şimdi tüm dünya ülkelerine ve halklarına ödetmek gerekiyor. Dolar çökecek, ama öte yandan ABD bu yükten kurtulacak. FED günah keçisi ilan edilecek. “Kral öldü, yaşasın kral”. Dolar öldü ise yeni bir para bulunabilir.
Madem ülkeler yıkılacak. O zaman o serveti nasıl taşıyacaklar, nerede tutacaklar. Bitcoin böyle bir para birimi olmasın!..
Sanırım birçok şeyi yeniden düşünmemiz gerekiyor. Yaşadığımız süreç çok “rasyonel” değil. Birçok şey göründüğü gibi değil, bize öğretilen, anlatılan gibi değil. Göz göre göre dünya, bölge ve ülkemiz sisli ve çalkantılı bir zamana doğru sürükleniyor. Bazı gerçeklerin farkına vardığımızda korkarım çok geç olacak..
Birilerinin kehanet, öngörü ve beklentileri, hedefleri gerçekleşmeyebilir. Ama şuuraltının yön verdiği ekonomik ve politik gelişmeler dünyayı cehenneme çevirmek için yeter de artar bile.