Türk Dil Kurumu'na da seslenen Dilipak, "AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin Papatyaları' dediğinizde bundan ne anlaşılır! Allah rızası için elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Burada sadece ben ve gazetem değil, yargı da yargılanıyor, siyaset de yargılanıyor, Türkçe de yargılanıyor bir bakıma." görüşünü savundu.
Dilipak yazısında, "AK Parti' ve 'AKP' ayırımı sadece benim yaptığım bir ayırım değil. Parti kendisi de bu ayırımı yapıyor. Başka yazarlar da zaman zaman bu ayırıma dikkat çekmişler.
Burada hedefte olan 'matufiyet' açısından 'AK Partililer' değil, 'AKP’liler'. Onların kimlikleri de belli: 'AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizleri'. Ve bu takımın 'Papatyaları'.
Yani O 'FETÖ’nün zihniyet ikizi' olan Papatyalar. Bunu anlamak için Türkçesi’nin 10 olması gerekmez, Türkçe’yi çat-pat konuşan, yeni Türkçe öğrenmiş biri bile anlar bunu.
Zaten 'İstanbul sözleşmesi' de, başımıza böyle bela edilmedi mi? Sözleşme okunmadı, sözleşmenin dayandığı kavram ve kurumlar, atıfları okunmadı, ya da okunduğu halde yapılmak istenilenler anlaşılmadığı halde, anlamış gibi yapıldı" ifadesini kullandı.