Din İşleri Yüksek Kurulu, "Her türlü gayrimeşru cinsel ilişkinin dinen büyük bir günah olduğunun açıklanmasını, 'nefret söylemi' üretmekle veya ayrımcılıkla nitelemek, son derece haksız ve sorumsuz bir davranıştır" açıklamasını yaptı.
Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada, İslam'ın getirdiği ilahi hakikatlerle, insanlığın varoluşsal sorularına cevap veren, insan ve toplum hayatını en uygun biçimde düzenleyen, dünyayı insanlık onuruna yaraşır bir biçimde yaşanılır bir yer haline getirmeyi hedefleyen son hak dini olduğu belirtildi.
Açıklamada "İnsanlığın bu hedefe ulaşabilmesi için İslam, hayatı, vicdanı, nesli, aklı, malı ve çevreyi korumak ve bunlara yönelen tehditleri bertaraf etmek için temel kurallar getirmiş ve müntesiplerinden bu kurallara tam bir duyarlılıkla uymalarını istemiştir. Gayrimeşru cinsel ilişkilerin her türü ve biçimini günah sayıp yasaklamak da söz konusu ilke ve kurallar çerçevesinde bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, Kur’an-ı Kerim’den önceki kutsal kitaplar olan Tevrat ve İncil’de de aynen vurgulanmıştır" denildi.
Meşru daire dışında kalan cinsel ilişkiler ise İslam’da zina olarak nitelenmiştir.
Bu bağlamda İslam'ın, cinsel hayatın, ancak evlenmeleri helal olan bir erkekle bir kadın arasında ve geçerli bir nikah akdine dayanan evlilik birliği içinde söz konusu olabileceğini açık ve kesin bir şekilde bildirdiğine dikkat çekilerek, "Bu meşru daire dışında kalan cinsel ilişkiler ise İslam’da zina olarak nitelenmiştir.
Toplumun çekirdeğini oluşturan ve onun geleceğini belirleyen aile kurumunu tehdit eden en büyük tehlikelerden biri olan ve toplumsal düzenin bozulmasına, nesillerin ziyan olmasına, insana mahsus bir erdem olan haya duygusunun yitirilmesine ve birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olan zina hakkında Yüce Allah onun 'son derece çirkin bir iş ve çok kötü bir yol' olduğunu beyan edip, bu suçun işlenmesi şöyle dursun, yanına bile yaklaşılmaması talimatını vermiştir. Aynı hüküm Kur’an’dan önceki kutsal kitaplarda da yer almış, bu suçu işleyenlere ağır cezalar verileceği beyan edilmiştir" ifadeleri kullanıldı.
İslam'ın, zinanın yanı sıra bütün çeşitleriyle eşcinselliği de açıkça yasakladığına vurgu yapılarak, "Kur’an-ı Kerim’de eşcinsel ilişkinin çok çirkin bir fiil olduğu ve Allah’ın koyduğu sınırları çiğnemek anlamına geldiği açık ve kesin bir şekilde ortaya konmuştur.
Kur’an’dan önce indirilen kutsal kitaplarda da aynı hükümler yer almış ve bu eylemlerin büyük bir günah ve ahlaksızlık olduğu belirtilmiştir. Gerek zinanın gerekse eşcinselliğin yasaklanmasındaki en önemli hikmet, evliliğin ve aile olmanın meşru kılınmasındaki hikmetle aynıdır. O da yaratılış kodlarına uygun nezih ve meşru bir cinsel hayat yaşanması ve insan neslinin sağlıklı bir şekilde devamının sağlanmasıdır.
Allah Teala, insanın fıtratına yani yaratılış gereği sahip olduğu bedensel ve ruhsal öze aykırı her fiili yasaklamıştır. Bu açıdan bakıldığında fıtrat ile din arasında mükemmel bir uyum vardır. Din, insanın fıtratına aykırı bir emir ve yasak içermez. Zira Allah, insanın ilk yaratılış halini, temiz ve aslî tabiatını korumasını ister.
Allah Teala, Rûm suresinde bu gerçeğe şöyle işaret etmektedir; 'O halde sen hanîf olarak bütün varlığınla dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler'."
Açıklamada, "Anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanlığın dinî konularda en yüksek karar ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu, ilgili kanunda belirtildiği üzere 'din konusunda toplumu aydınlatmak' ve 'İslam dininin temel kaynakları ve metodolojisi ışığında' topluma sahih dini bilgiyi ulaştırmakla görevlendirilmiştir.
Bu sorumluluğun bir gereği olarak her türlü gayrimeşru cinsel ilişkinin dinen büyük bir günah olduğunun açıklanmasını, 'nefret söylemi' üretmekle veya ayrımcılıkla nitelemek, son derece haksız ve sorumsuz bir davranıştır. Kaldı ki böyle bir söylem, bütün insanlığa gönderilen son din İslam’ın kendisini, bu dinin kitabı Kur’ân’ı ve peygamberi Hz. Muhammed’i 'nefret'in kaynağı olarak göstermek olduğundan büyük bir vebaldir.
Aynı zamanda halkımızın benimsediği dinî ve manevî değerleri aşağılamak anlamına gelmektedir. Şu da bilinmelidir ki, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanlığa bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, İslam dininin temel ilkeleri, kuralları ve amaçları konusunda halkımızı aydınlatmak için kanunun kendisine verdiği görev ve yetki çerçevesinde çalışmalarına devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.
TARTIŞMA NASIL BAŞLADI?
Diyanet işleri Başkanı Ali Erbaş, cuma hutbesinde LGBTİ+'ları ve HIV pozitif kişileri hedef aldı. "İslam zinayı en büyük günah kabul ediyor" diyen Erbaş, "Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti" ifadesini kullandı.
"Yılda yüzbinlerce insan gayrı meşru ve nikahsız hayatın islami literatürdeki ismi 'zina' olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor" diyen Erbaş, "Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte hareket edelim" dedi.
Erbaş'ın sözlerine tepki gösteren Ankara Barosu da yaptığı açıklamada, "Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatıp kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma çabası karşılığında maaş alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın deprem, LGBTİQ+, kadın ve çocuk söylemlerine rağmen halen görevde kalması durumunda, sonraki konuşmasında halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda cadı diye kadın yakmaya davet etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır" ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise Ankara Barosu'nun eleştirilerinin "kabul edilemez" olduğunu belirterek baroyu kınadı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ali Erbaş'a ilişkin açıklaması nedeniyle Ankara Barosu hakkında "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama" suçundan re’sen soruşturma başlattı.
Diyanet İşleri Başkanlığı da Ankara Barosu yöneticileri hakkında 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama', 'Nefret ve ayırımcılık' ve 'Hakaret' iddialarıyla suç duyurusunda bulundu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da Diyarbakır Barosu yöneticileri hakkında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a yönelik açıklama nedeniyle soruşturma başlattı.