Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) "Vatandaşlık Bildirimleri Yıllık Raporu" başlığıyla yayınladığı raporda, “Diziler üzerine genel bir değerlendirme yapılacak olursa Türkiye’de özellikle 2000 yılından sonra dizilerdeki zenginlik öğeleri ön plana çıkmıştır" saptamasında bulunuluyor.
Öğretim üyesi Banu Dağtaş’ın bir makalesine de atıfta bulunulan raporda şu ifadeler yer alıyor:
“Türkiye’deki televizyonlarda yayınlanan yerli dizilerde, zenginler ve zenginlik işin içine katılmadan, söz edilmeye değer bir hikeye ve insan anlatılamaz.”
“Dizilerde zenginliğe yapılan bu vurgu da en çok ona ulaşamayan kesimin ilgisini çekmektedir (...) Başka bir deyişle, bu gruplar “Reel hayattaki yoksunluklarının, ezikliklerinin telafisini kültür endüstrileri tarafından biçimlenmiş fantazya dünyasında gideriyor"
Söz konusu raporu köşesine taşıyan Milliyet yazarı Sina Koloğlu'nun "Dizilerde neden zenginlik revaçta?" başlığıyla yayımlanan (22 Mart 2017) yazısı şöyle:
RTÜK çok güzel bir iş yapmış; ‘Vatandaşlık Bildirimleri Yıllık Raporu’ diye... Rapordan bol malzeme çıkıyor. İzleyicinin durumunu anlatan ipuçları da veriyor. Bunlardan bana göre en çarpıcı olanı ‘Reyting Analizi’ydi.
Dizilerde neden bu kadar çok ‘zenginlik’ teması işleniyor, rakamlar bunu anlatıyordu. Türkiye’de en çok televizyon izleyen kitle C1, C2 ve DE. Rapor öyle diyor. Yani emekli, işsiz, parça başı çalışan, tatile gitmeyen, kütüphanesi olmayan, düzenli geliri olmayan, yardımla geçinen, lise ve ilkokul arası eğitim skalasında ‘Sosyo Ekonomik Statü Grupları’ dedikleri...
RTÜK raporunda şöyle bir saptama var; “Diziler üzerine genel bir değerlendirme yapılacak olursa Türkiye’de özellikle 2000 yılından sonra dizilerdeki zenginlik öğeleri ön plana çıkmıştır.”
Zengini olmayan dizi tutmaz
Rapor, öğretim üyesi Banu Dağtaş’ın bir makalesine atıfta bulunuyor; “Türkiye’deki televizyonlarda yayınlanan yerli dizilerde, zenginler ve zenginlik işin içine katılmadan, söz edilmeye değer bir hikeye ve insan anlatılamaz.” Rapor yorumunu şöyle geliştiriyor: “Dizilerde zenginliğe yapılan bu vurgu da en çok ona ulaşamayan kesimin ilgisini çekmektedir (...) Başka bir deyişle, bu gruplar “Reel hayattaki yoksunluklarının, ezikliklerinin telafisini kültür endüstrileri tarafından biçimlenmiş fantazya dünyasında gideriyor.” (Banu Dağtaş’ın makalesinden alıntı). Ben AB dedikleri grupla diğer gruplar arasındaki mesafenin yavaş yavaş kapandığı görüşündeyim. ‘Zengini olmayan dizi’ günlerine diyelim!
Ekranda her şey kadınlar için
Raporda net bir saptama daha var. ‘Tartışma’ programları hariç (O da yüzde 0.39’luk küçük bir fark) ‘Eğlence Programı’, ‘Diziler’, ‘Kadın Programı’, ‘Magazin Programı’, ‘Reality Show’ ve ‘Talk Show’ izlenme paylarında (Share) kadınlar ortalama
yüzde 1.5 civarında önde gidiyor. Ekranda her şey kadınlar için yani.
Sina Koloğlu Milliyet Cadde