Doç. Dr. Fikret Başkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın ABD ziyareti, Türkiye’nin Ortadoğu politikası ve OHAL’i değerlendirdi. Erdoğan’ın ABD ziyaretinin zorlama olduğunu ve “fiyasko” ile sonuçlandığını savunan Başkaya, “Türkiye NATO içinde eski önemini kaybetti. Sınırları dışında bir oluşumu (Rojava) engelleme şansı yok” ifadelerini kullandı.
"Erdoğan’ın ABD ziyareti zorlama oldu"
Erdoğan’ın ABD ziyaretini değerlendiren Başkaya, “Çünkü ABD yönetimi Erdoğan’ın oraya gitmesini istemiyordu, bu ziyaret zorlama bir şekilde gerçekleşti. Bir hafta kadar önce gelme anlamına gelen bir açıklama yapıldı. Biz PYD’ye ağır silah vermeye devam edeceğiz dediler. O aşamadan sonra bu konuda pazarlık yapmanın bir kıymeti harbiyesi kalmamıştı” diye konuştu. Diha’dan Kenan Kırkaya’nın haberine göre, Erdoğan’ın ABD’ye gidişinin başlıca iki nedeni olduğunu ifade eden Başkaya şunları dile getirdi:
“Ziyaret tam bir fiyasko”
“Oraya gidişinin iki nedeni var. Birincisi Tribüne yani kendi kamuoyuna oynamaktı. ‘Ben hala Beyaz Saray’a ayak basabilen Oval Ofiste ABD başkanı ile el sıkışabilen bir konumdayım’ izlenimini vermek istedi. Bir de genel olarak orada görüntü verme amacı taşıyordu. Bu ziyaret tam bir fiyasko oldu. Buna rağmen bu ziyareti gerçekleştirdiler. Çaresizlikten yaptılar bu ziyareti. Çünkü AKP yönetimi, dış politika külliyen iflas etmiş durumda. Böyle bir bocalama hali çaresizlikten yapılan bir şey. İstenmediğin beli… Bir takım adamları devreye sokarak bir takım kulisler ve lobiler aracılığıyla böyle bir görüşme, baştan savma olsun denilen bir ziyaret gerçekleşti. Oraya gitmeden önce söylenenler ile ondan sonra yapılan açıklamalar bunu gösteriyor bize.” Buna rağmen Erdoğan ziyaretinin iktidara yakın basın tarafından büyütülmesini ve “nokta konuldu” manşetlerini, “Nokta koyarız yeni bir başlangıç olur neyin başlangıcı oldu?” sözleriyle değerlendiren Başkaya, şöyle devam etti:
“Türkiye NATO açısından önemini yitirdi”
“Hiç bir şeyin başlangıcının olduğu yok. Her şeyi bir tarafa bırakırsak bu ziyaret Türkiye’nin dış siyasetinin ne kadar yerlerde süründüğünün göstergesidir. Artık Türkiye NATO açısından eski önemini yitirdi yani o kadar ciddiye almıyorlar. Türkiye, NATO’ya girdikten sonra dış politika kabiliyetini kaybetmişti. NATO dediğin nedir, başkomutanı Amerikalı general olan bir saldırı paktı. Sen onun üyesi oluyorsun. NATO dahilinde kaldığı sürece hareket kabiliyeti olamazdı. Emperyalist Batı açısından Türkiye’nin eski önemi yok. Tümüyle Türkiye’den vazgeçtikleri anlamına gelmiyor elbette.
“Dengeler değişti”
Ama Sovyet sisteminin dağılmasından sonra sistemin denklemin unsurları değişmiştir. Bu yaşananlar bunun da sonucudur. Türkiye Ortadoğu da kendi başına bir şey yapmaya kalktı, ‘o kadar da değil’ dediler ve buna izin vermediler. Türkiye’nin dış politika bakımından son derece yerlerde süründüğü bir manzara var, rahatsız edici. Bu kafayla bataktan çıkma şansları yok.”
“Suriye Kürtleri konusunda ABD ve Rusya anlaştı”
“Suriye Kürtlerine bir statü tanınması konusunda Rusya ve ABD arasında net ifade edilmese de bir anlaşma var. İki tarafta yani ABD ve Rusya da orada Kürtlere bir statü tanınması konusunda hem fikirler. Bunun modelitesi nedir kestirmek şimdilik zor. Ama Türkiye’nin itirazlarının bir karşılığı olmayacak şekilde iki taraf anlaşmış gözüküyor. Yani bu ziyaretlerin duvarlara çarpmasının bir nedeni bu. Türkiye’ye iki taraftan da medet yok. Kendi sınırları dışında bir oluşumu (Rojava’daki oluşumu) engelleme şansı yok.”
“OHAL ile ne varsa yağmalıyorlar?”
ABD’de Erdoğan’a “zevahiri kurtarma” bakımından bir takım telkinlerde bulunulmuş olabileceğini savunan Başkaya, “Çünkü kimse bizim özgürlüklerimizle ilgilenmez, diplomasi de çıkarlar esastır” dedi. Başkaya, “Ama lafzen, retorik olarak da olsa, ‘siz biraz azıtınız biraz dikkatli olun diye telkinler olmuştur. Oraya gittikleri zaman ‘bak gazeteciler hapiste sen biraz dikkat et telkinlerinin’ olduğunu görebiliriz” ifadelerini kullandı. AKP kongresinde şekilsel de olsa bir değişim beklemediğinin altını çizen Başkaya, “Kaldıkları yerden devam edecekler ve batmaya devam edecekler. Kendileri batarken ülkeyi de batırıyorlar. FETÖ’yü bahane ederek OHAL ile Türkiye’yi idare edecekler, OHAL bunlar için bulunmaz bir nimet. Bu onlara bu ülkenin neyi varsa hepsini yağmalama imkanı veriyor. En ufak bir yasa ahlaki bir şeye tahammülleri yok” dedi. Başkaya, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “OHAL ile Türkiye batağa daha çok saplanıyor. OHAL ile kendilerini kurtarıyorlar. Kendini ne kadar kurtarabilirsin? Bu yolun sonu yok bu yolun sonu iflas, yıkım, çöküş. Ama tabii retorik farklı. Şu toplumun yaşamın hangi alanında işler tıkırında denilecek bir alan var? Bütün alanlarda ışıklar kırmızı da. Akıl almaz bir israf var. Örtülü ödenekteki harcamaya bak başka bir şey konuşmaya gerek yok. Ben bu rejimin ve devletin ruhunu bilirim. Cumhuriyetten bu yana hiç bu kadar yağma ve talan olmadı. Hiç bu kadar sömürü olmadı. Bu muazzam ve akıl almaz bir şey. Bu sürdürülebilir değil. Duvara toslamak çok zaman almayacak.”