Ece Gürsel Posta gazetesinden Oya Çınar'a içini döktü
İşte o röportaj:
Nasılsınız?
Yeni single çıktı, tatlı bir koşturma başladı. Çok özlemişim koşturmayı. Keyifli gidiyor her şey.
Şarkının sözleri çok manidar. “Deli gibi sevesim var, tutkum hevesim var” diyorsunuz...
Bu sözler ruh halimi çok iyi yansıtıyor. Benim de deli gibi sevesim var. (Gülüyor) İnsan; doğru bir aşk, doğru bir ilişki istiyor hayatında. Şu an hayatımda kimse yok ama umarım bu şarkıyla aşkı çağırmış olurum.
Türkiye güzeli seçilmenizden bu yana geçen 22 yıla bakınca ne hissediyorsunuz?
Çok zordu. Bir de ben aşırı titiz, detaycı ve disiplinli bir kadınım. Bu, beni çok yoruyordu. Ama bugün her şeye baştan başlıyor olsam, kendime “Ne yaptıysan, aynılarını yapmaya devam et” derdim. Ben de evlenip, çoluk çocuğa karışabilirdim ama kendimi tıpkı Ajda Pekkan gibi, Ece Gürsel markasına hizmet etmeye adadım.
Genellikle modellikten müziğe ya da tiyatroya geçenlere bir önyargıyla bakılır. Siz de aynı tutumla karşılaştınız mı?
İlk albümü yaptığımda “Ece Gürsel de mi şarkıcı oldu?” denildi. Ama vokal gücüm ortada olduğu için çok uzun sürmedi o süreç. Tiyatro için de geçerli aynısı. Üstelik tiyatro eleştirmenleri daha sert ve zalimdir. Ama başta tırnaklarını çıkararak oyuna gelen eleştirmenler, oyunu izledikten sonra kalemlerinde çiçekler açtırdı bana.
Normalde kimin ne dediğiyle ilgilenir misiniz?
Bundan beş yıl öncesine, yani babamı kaybedene kadar etkileniyordum. Ama ölümle tanışınca insanların ne düşündüğünü önemsememeyi öğrendim. Yapıcı eleştirileri dikkate alırım, onun dışında ayak takımının yaptığı yorumlar beni hiç etkilemez. Konuşuluyorsan varsındır, arkandan konuşanlar da hep arkanda kalır.
Modelliğe başladığınız yıllarla bugünü nasıl kıyaslarsınız? O dönem mi daha eğlenceli ve üretkendiniz, şimdi mi?
Ben hep ürettim. Tabii eskiden daha çok işe gidiyorduk, modellik daha ön plandaydı. Şimdi müzik ön planda. Saygı olarak baktığımızda eskiden daha farklıydı bazı şeyler tabii. Biz, daha cüretkar pozlar veriyorduk mesela. Gazeteler de bunları sansürlemiyordu. Bunu en iyi POSTA gazetesi bilir.
(Gülüyor) Ama şimdi o cüretkar pozları vermem. Çünkü şu an yönetildiğim siyasi koşullara saygım var.
Benim akıl hocamdır annem ama sonuçta ben yine bildiğimi okurum. Fikrini sorarım mutlaka. “Bu yanlış” der ama ben onu yine de yaşarım.
Aşk, hayatınızın neresinde?
Vallahi ben, merkezine koymaya çalışsam da şu an kimse yok. Aşk; beni çok yıpratıyor, üzüyor ve yoruyor. Artık mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum.
Bazen hiç tahmin edemediğimiz insanlar, kafalarındaki ‘ideal erkeği’ tanımlarken “Biraz maço olmalı” diyor.
Hayır, ben çok otoriter bir kadınım. Beni yönlendirecek biri çıkmadı şu ana kadar. Benim gibi güçlü bir karakter otorite altına girmez. O yüzden manipüle etmeye çalışırlar. O zaman da iş çığırından çıkar ve ayrılıkla sonuçlanır.
Sizce ideal ilişki nasıl olmalı?
Ben dengeye çok inanıyorum. “Davul bile dengi dengine” sözü, çok doğru. Sevgi, saygı, kültür, maddi koşullar… Bunların hepsi eşit olmazsa, o ilişkide mutlaka sorunlar olur, ihanet olur. Sonu da mutlaka ayrılığa gider.
Siz hiç aldattınız ya da aldatıldınız mı?
Hiç aldatmadım ama çok aldatıldım.