The Economist dergisi, Türkiye’de 10 gündür kontrol altına alınamayan yangınları kaleme aldı. Vatandaşın su bidonlarıyla yangınlara müdahale etmeye çalıştığı anlatılan yazıda “Yetenekli bir yönetici olarak bilinen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın itibarı kül oldu” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca deniz salyası, kuraklık ve binlerce yavru flamingonun ölümü de hatırlatılarak, Türkiye’nin onlarca yıl süren çevre tahribatının bedelini ödediği belirtildi.
En az sekiz kişinin yangınlarda hayatını kaybettiği belirtilen ‘Türkiye’nin ölümcül yangınları Erdoğan üzerindeki baskıyı artırıyor’ başlıklı yazıda şöyle dendi: “Felakete hazırlıksız yakalanan hükümet de baskıyı hissediyor. Yerel belediye başkanları yardım için yalvarırken, bakanlar çalışır durumda yangın söndürme uçağı olmadığını kabul etti ve gecikmeli olarak helikopterlere başvurdu. Uçaklardan sorumlu kurumun başkanı, krizin zirvesinde bir düğüne gittiğini itiraf etti. Türkiye sonunda Rusya, Azerbaycan ve AB’den gelen yardım tekliflerini kabul etti. Ülkenin dört bir yanından gönüllüler ve itfaiyeciler, genellikle protestoculara karşı kullanılan TOMA’lar gibi akın etti. Yerel halk, hükümetin onları kaderlerine terk ettiği hissiyle çok öfkeli. Türkiye’de medyayı denetleyen kurul, feryatları bastırmak için bazı televizyon kanallarını yangınlarla ilgili ‘korku ve endişe’ yaymakla suçladı ve onları ‘en ağır yaptırımlarla’ tehdit etti.”
BBC Türkçe’nin aktardığına göre Economist, Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi verilerini paylaşarak, Türkiye’de bu yıl 160 bin hektar büyüklüğünde ormanın yandığını belirtti. Bu, 2008-2020 yılları arasında her yıl yanan ortalama alanın dört katı.
‘Türkiye’nin sahil cenneti küle döndü’
Halkın öfkeli olduğu belirtilen yazıda şu ifadeler yer aldı: “Ateşler tepeleri tırmandı, yayıldı, büyüdü ve rüzgarın da etkisiyle hızla kıyıya indi. Bazı yerlerde çaresiz halk, evlerine yaklaşan alevleri savuşturmak için plastik kovalara doldurmak için denize koştu. Diğerleri hayatlarını kurtarmak için ya koştu ya da arabayla kaçtı. Gökyüzü griye, sonra turuncuya döndü. Bir zamanlar çam ormanları ve zeytin ağaçlarıyla kaplı olan Türkiye’nin sahil cenneti, dumanlar dağıldığında küle dönmüştü.”
‘Otoriter lider Erdoğan’ın yıldızı parlamadı’
Erdoğan’ın krizi yönetme şeklini eleştiren Economist, “Destekçileri tarafından yetenekli bir yönetici olarak takdir edilen otoriter lider Erdoğan’ın yıldızı parlamadı” ifadeleriyle Marmaris ziyaretini hatırlattı: “Erdoğan ülkesini sarsan krizler altında giderek daha fazla eziliyor görünüyor. 31 Temmuz’da yangınların kuşattığı Marmaris’e geldi. Yerel sakinlere otobüsünden çay paketleri atarken konvoyu trafiği tıkadı. Günler sonra, hükümetin harap olan mülkleri yeniden inşa edeceğine ve evsiz kalanların kiralarını karşılayacağına söz verdi.”
‘Müsilaj inşaat çılgınlığının sonucu’
Türkiye’nin onlarca yıllık çevre tahribatının bedelini ödediği belirtilen yazı, şöyle son buldu: “Bu yazın başlarında, deniz salyası’ olarak bilinen kalın müsilaj tabakaları, yükselen sıcaklıklar, inşaat çılgınlığı ve endüstriyel akıntının bir sonucu olarak Marmara Denizi’ne, İstanbul’un güneyine yayıldı. Şiddetli bir kuraklık ve suyun tarım için yönlendirilmesi, muhtemelen Anadolu’daki tuzlu sudan oluşan bir gölde binlerce yavru flamingonun ölümünden sorumluydu. Her yıl ülkenin kıyılarını kaplayan ormanlar daha fazla iç kesimlere çekiliyor, yerlerini sıra sıra yazlıklar ve oteller alıyor. Erdoğan’ın bakanları, inşaatçıları bu yaz çıkan yangınların kavurduğu bölgelerden uzak tutmaya söz verdi. Sözlerine sadık kalsalar bile yangınlar, iklim değişikliğini uzak tutmanın ne kadar zorlaştığını gösterdi.”