"Ben o gün görevimin bana verdiği yetkiler çerçevesinde yapılması gereken ne varsa onu yaptım. Kurumdan acilen uzaklaştırdım" diyen Bağış, "Kim kurtardıysa ya da kurtarıldıktan sonra kim alnından öptüyse ona sorun. Detayları o biliyordur, ben bilemem” tepkisini gösterdi.
CRI Türk'te katıldığı radyo programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bağış, şunları söyledi:
“Ege adalarında bizim olanlar var, onların olanlar var, ada statüsünde değil de kaya statüsünde olan bir takım kayacıklar var. Kardak da onlardan bir tanesidir.
Ama işin özü; Ege bir savaş alanı mı olmalı, yoksa barış alanı mı olmalı? Buna bakmak lazım. Bu konularda da biraz sorumlu davranmak lazım. Biraz daha sabırlı olun, Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda kapsamlı bir açıklama yapacak.
Şuan Külliye'de hummalı bir çalışma var. Tarihi belgeleriyle kim, ne zaman, hangi uluslararası anlaşmalarla neyi vermiş, neyi almış, hepsinin detayları çıkarılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu halkla paylaşacak. Sayın Kılıçdaroğlu bu konuyu gündeme getirmekle kendine pay çıkarmaya çalıştı ama partisinin marifetlerini hep beraber göreceğiz, biraz daha sabır”
"Milli davamıza sahip çıktığımı göstermek için..."
Egemen Bağış, uzun zamandır muhalefet cephesinde farklı yorumlara neden olan Kıbrıs vatandaşlığı alması konusu ile de ilgili açıklama yaptı. Bağış, şunları kaydetti:
“Hiç aklımda olmayan bir şeydi. Her yıl binlerce Türk vatandaşı, ek olarak KKTC vatandaşlığına da başvuruyor ve vatandaşlık evraklarını alabiliyor. Benim de böyle bir başvurma hakkım olduğunu biliyordum ama hiç değerlendirmeyi düşünmemiştim.
Ama KKTC'de kurulan üniversitenin mütevelli heyeti üyesiyim. Bu üniversitenin konularını konuşmak için KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün'ü ziyaret ettiğimizde, ki eski arkadaşımdır, bana dönüp 'Sen hala bizim vatandaşımız olmadın mı Egemen, biz ne biçim dostuz, oradan bir evrak getirin, Egemen Bey'in imzasını alın' dedi.
Ben de onu orada kırmamak adına imzaladım. İnanın bana çok basit bir başvuru formuna imza attım, daha sonra da resmi gazetelerinde adımın yayınlandığını gördüm, bundan da onur duydum.
Çünkü ben gençliğim boyunca Sayın Rauf Denktaş'a ve milli davamıza destek vermek için, Kıbrıs davası için pankart taşımış, uluslararası toplantılarda çaba göstermiş bir kişiyim.
Bakan olduktan sonra Türkiye adına sorumluluğu üstlendiğim AB sürecinde en büyük engel olarak Kıbrıs Rum Kesimi'ni gördüm. Dünyanın birçok ülkesinde Rum temsilcilerin resmi diplomatlarına diplomatik dille mücadele verdim. Kıbrıs davasına yürekten inanmış bir kişiyim.
Rahmetli babam bugün Rum kesimi kapsamında kalan Baf'da matematik öğretmenliği yapmıştır. Yani Kıbrıs bizim açımızdan milli bir davadır. Böyle bir davet gelince de hayatımda ilk defa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına ek olarak başka bir vatandaşlığı kabul ettim. O da yavru vatanımız.
Aslında kabul etmemin sebebi; milli davamıza sahip çıktığımı göstermek, dosta düşmana karşı Kıbrıs'ın yanında olduğumuzu ilan etmektir. Bundan Türkiye'nin muhalif çevreleri, özellikle ana muhalefet partisi rahatsız olmuş.
Onlara verdiğimiz rahatsızlık için özür dileyecek değiliz. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin vatansever evladı olarak doğru gördüğüm her şeyi yapma konusunda kararlılığımı sürdürürüm. Bundan da kimse gocunmasın”