Cumhuriyet'ten Mustafa Çakır'ın haberine göre; ekonomi yönetiminin arka kapıdan sermaye hareketlerini kontrole çalıştığına dikkat çeken Prof. Dr. Korkut Boratav, yabancıların TL döviz işlemlerinin kısıtlanmaya çalışıldığını, bankalara aktif rasyosu aracılığıyla kredi zorlaması yapıldığını belirtti.
Bunlar “yarım yamalak” yapıldığı için sonuç alınamayacağını, tam yapılması için de dolarlaşmaya son verilmesi gerektiğini vurgulayan Boratav, hükûmetin ise bunu göze alamayacağını, çünkü dış borcun döndürülmesi gerektiğini kaydetti.
Bu nedenle bankalara fonlama maliyetini yükselterek politika faizinin geciktirildiğini dile getiren Boratav, fonlama ve kredi maliyetlerini yükseltme işlemlerinin de büyük olasılıkla kamu bankalarına direktif verilerek gerçekleştirildiğini bildirdi. Boratav, aylık faizlerin yükselmeye başladığına atıf yaptı.
"Yavru kapitalizm"
Prof. Dr. Bilsay Kuruç ise ekonominin bugünkü duruma gelmesinin merkezinde şirketlerin bulunduğuna işaret etti. “Bugün şirketlerin aşağı yukarı 250 milyar dolar döviz borcu var. 20 yıl önce 25 milyar dolardı. Demek ki 250 milyar dolara çıkmadan iş yapamıyorlar! Dolarizasyonla çalışan bir ekonomi. Son 20 yılda küreselleşme içinde yavru kapitalizm olma hevesi...
Ama bu modelle sorun çözülmez. Bugünkü durumun merkezinde bu var” diyen Kuruç, bu durumun sürekli kriz yaratacağını, iktidarın ise “kriz yok” diyeceğini ancak daima kriz olacağını vurguladı.
"Çıkmaz çembere girdiler"
Türkiye’de siyaset yapısının dolarizasyonla işlediğini hatırlatan Bilsay Kuruç, şunları kaydetti:
“Kredi için Merkez Bankası’nın rezervleri kullanıldı ama bitti. O zaman özel bankalara yükleniyor. ‘Merkez Bankası’na döviz verin’ diyor. Merkez’e verilen döviz kamu bankalarına aktarılıyor. Onlar bu dövizden yeni krediler yaratıyor.
Krediyi alanlar ise dolara dönüyor ve yeniden Merkez’e gidiyor. Çıkmaz çember şeklinde kapalı devreye girdi. Bu gittikçe artan borçlulukla işliyor. Bu ekonomik modelde, bu siyasetle çözüm gelmez.”
"Şirketler, sermaye sınıfı varlıklarını dövizle satsın"
Kuruç, bundan sonrası için de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Büyük olasılıkla daha çok işsizlik ve enflasyon göreceğiz. Çözüm için ise aklıma tek alternatif geliyor: Şirketler, sermaye sınıfı varlıklarını dövizle satsın. Böylece döviz sorunu halledilsin. Bir çatala geldik. Eğer satmazlarsa, onlar döviz yaratma noktasına gitmezse, bankalar daha fazla döviz yaratamazlar."