Abone Ol

Ekranların en sevilen "Çapkın kadını" Avrupa Yakası'nın Fatoş'u çıktı!!!

İzmir'den kalkıp büyük bir maceraya geldiği İstanbul'da yer aldığı her projede parlayan Şenay Gürler, 'Alakamız' yok dediği 'çapkın kadın' Fatoş'la da orta yolu bulur. El hareketlerini, saçını atışını verir Fatoş'a

Ekranların en sevilen "Çapkın kadını" Avrupa Yakası'nın Fatoş'u...

Şenay Gürler deyince yüzünde bir soru işareti belirenlere "Avrupa Yakası'nın Fatoş'u" hatırlatması yeterli oluyor. Alımlı, şen şakrak ve de çapkın bir kadın Fatoş. Buna rağmen sadece erkekler değil, kadınlar da bayılıyor kendisine. Türkiye'nin en sevilen 'çapkın kadını'nı oynayan Şenay Gürler ise bambaşka biri. Hayatta hep kendi başına ayakta kalma mücadelesi vermiş, genç yaşında yalnızlığı seçmiş güçlü bir kadın.
İzmir doğumlu olduğunu öğrenmek kimseyi şaşırtmaz herhalde. Evet, o da bu piyasanın pek çok güzel ve yetenekli kadını gibi İzmirli. 26 Kasım 1966 doğumlu Şenay Gürler, daha küçük bir çocukken erkek kardeşiyle birlikte mahallede perde gerip mum yakıp Karagöz Hacivat oynatarak başlar 'profesyonel sanat hayatına'. Mahalleli de bilet alıp seyreder.
Oyunculuk her daim aklındadır, ama liseyi bitirdiğinde bu isteğini kabul ettiremez ailesine. O da tutar 20 yaşında nikâh masasına oturur. Yalnızca bir yıl sürecek evliliğinden kızı Duygu dünyaya gelir.

Borç parayla İstanbul'a
Birkaç yıl sonra anne babasını kaybetmesiyle hayatının akışı değişir Şenay Gürler'in. İki kardeş yalnız kalırlar birden. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin kapısından kardeşini kayıt ettirmek için girer ve bir daha çıkmaz. Aslında tiyatro okumak ister, ama oradaki 21 yaş sınırı nedeniyle Sinema - Televizyon - Fotoğraf bölümüne girer. Hiç de pişman olmaz, sinemaya tutulur bu kez ve yönetmen olmayı koyar kafasına. Ancak "Gölgeler" adını verdiği tez filminde kendi de oynar ve bir hocasından "Sen oyuncu ol" önerisi gelir. "Çektiğim filmi beğenmedi herhalde" diye üzülür Gürler. Oysa belli ki hocası kameranın onu ne kadar çok seveceğini ilk fark eden kişidir.
Okurken bir yandan İzmir Sanat Tiyatrosu'nda oyunculuk, TRT'de seslendirme yapan Şenay Gürler, 1992 yılında doğup büyüdüğü şehri terk etmeye karar verir. Orada büyümüş, evlenmiş, boşanmış, çocuk doğurmuş, okulunu bitirmiştir, sanki İzmir'de yaşayacağı bir şey kalmamış gibidir. Ve altı yaşındaki kızını babasına bırakıp dayısından aldığı borç parayla İstanbul'a gelir. Büyük bir maceraya, ağır bir mücadeleye... Lapa lapa kar yağarken ev aradığı, parasının yettiği yaşanabilecek bir yer bulamayıp sokakta hüngür hüngür ağladığı günü hiç unutmaz.

Seslendirmeyle başlar
İstanbul'da hayatını kazanmak için seslendirme yapmaya başlar, Ve aslında yıllarca en çok duyduğumuz seslerden biri olur Şenay Gürler'inki. Jacqueline Bisset, Julia Roberts, Nicole Kidman, Türklerden Demet Sağıroğlu, Yeşim Salkım, Ebru Şallı'nın sesi olarak hatırlamayanlar bile, Turkcell Müşteri Hizmetleri'ni aradıklarında kendilerine Şenay Gürler'in cevap verdiğini fark etmişlerdir herhalde.
Bu arada dizilerde ufak roller oynamaya başlar. "Kaygısızlar", "Kara Melek", "Eyvah Kızım Büyüdü" derken, dizideki kızların "Güzin Abla"sı olarak hepsinden daha fazla dikkat çektiği "Biz Size Âşık Olduk" gelir 2002 yılında. Bu arada 13 yaşına gelen kızı Duygu da yanına gelmiş, hayat giderek güzelleşmeye başlamıştır.
Canlı yayında konuk olan kadınların hikayelerini dinleyip onlarla birlikte ağladığı "Sen Olsaydın" çok uzun sürmez ve tez zamanda unutulur. Çünkü onu meşhur Fatoş izler. Peruğuyla, takma kirpikleriyle, şıngır şıngır mücevherleriyle Şenay Gürler'le alakası olmayan, son derece şuh bir kadındır. Bir orta yol bulurlar ama. Gürler el hareketlerini, saçını atışını verir Fatoş'a, ondan da topuklu ayakkabı giyme alışkanlığını alır kendisine zamanla.

İlk göz ağrısı tiyatro
Gelgelelim Fatoş ne kadar popülerse Şenay o kadar geride durmayı tercih eder. Kendisi ve mütevazı hayatı hakkında fazla bir şey anlatmaz. Şöhretten korkar ve itinayla rüzgârından uzak durmaya çalışır. Arada Nevizade'de bir meyhanede ya da İstiklal Caddesi'ndeki rock bar'lardan birinde görülmesi mümkündür. Evinde bilgisayar başında bol zaman geçirir ve önce kızına, sonra ilk göz ağrısı tiyatro ile ikinci aşkı sinemaya vakfeder kendini.
Oyun Atölyesi'nin "Ermişler ve Günahkârlar", "Dolu Düşün Boş Konuş" oyunlarında rol alan Gürler, Özen Yula'nın yönettiği "Kocasını Pişiren Kadın" ile yine sahnelerde. Sinemada da parlak bir dönem geçiriyor. Hem Nihat Durak'ın "İlk Aşk"ında hem de Zeki Ökten'in "Çinliler Geliyor"unda izledik onu bu sene. Aslında ilk filmi olup iki yıl gecikmeyle gösterime giren Reha Erdem'in "Korkuyorum Anne"sindeki rolüyle de SİYAD'dan En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü aldı. İlk filmle gelen ilk ödül... Bu yıl sinema, tiyatroda ve televizyonda Şenay Gürler'in yılı oldu... "Avrupa Yakası"nın yanı sıra "Acemi Cadı"da da oynuyor. Yer aldığı her projede parlamayı beceren bir oyuncu Şenay Gürler, keşke onu daha derinlikli 'başrollerde' izleyebilme şansımız olsa...