Abone Ol

Aşk Tesadüfleri Sever 2'nin Sema'sı Elif Doğan'dan Flaş İtiraflar

Ekranın en güzel yüzlerinden Elif Doğan Posta Gazetesi'nden Uğur Alkapar'ın sorularını yanıtladı.

Aşk Tesadüfleri Sever 2'nin Sema'sı Elif Doğan'dan Flaş İtiraflar

Elif Doğan ekimde biten dizisinden sonra dijital platformda gösterime girmesiyle tekrar gündeme gelen ‘Aşk Tesadüfleri Sever 2’de başrolde oynuyor.

Filmde, Yunanistan’a sürülen bir Rum gencine aşık ‘Sema’yı canlandıran Doğan benzer bir durum yaşasa sevdiği kişinin nereden geldiğini önemsemeyeceğini söylüyor.

Okul nasıl gidiyor Elif?

İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği öğrencisiyim. Bir yandan da konservatuarda müzikal oyunculuğuna devam ediyordum. 1.5 yıl okudum ama oyunculuğa başlayınca bırakmak zorunda kaldım. Öğretmenliğe uzaktan devam edebiliyorum ama konservatuvar öyle olmuyor tabii.

Sesin de iyi değil mi?

Filmin şarkısını da söylüyorum zaten. Benim geçmişimde müzik ön plandaydı. Oyunculuğa üniversitede başladım. Bir oyuncu olarak cebimize ne kadar çok şey koyabilirsek o kadar iyi.

Oyunculuğa ilgin nasıl gelişti?

İçine kapanık bir çocuktum. Bunu aşmak için eğitim fakültesindeyken tiyatro kulübüne girdim. Oradan aldığım cesaretle konservatuara başvurdum.

Dizilere girişin nasıl oldu?

Kulüpten beş altı kişi bir ajansa gittik. Konservatuvarda okuyor olmam dikkat çekti. Ajans üzerinden ‘Aşk Laftan Anlamaz’daki ilk rolümü aldım. Sonra ‘Hayat Bazen Tatlıdır’ geldi. Son işim de 17 bölüm süren ‘Gençliğim Eyvah’ ekimde final yaptı.

Sonraki proje?

Çok yorucu bir dönemden geçtik. Biraz dinlenmeyi ve gelen senaryoları okumayı tercih ediyorum. Uygun bir iş gelirse değerlendireceğim.

‘Aşk Tesadüfleri Sever 2’nin kadrosuna nasıl katıldın?

Yine ajans üzerinden. Senaryoyu okuyunca “Sema benim” dedim. Üç aşamalı bir seçme aşamasından geçince rolü aldım.

Zuhal Olcay’ın gençliğini oynuyorsun. Benziyor musun sence?

İnsan kendini benzetemez ama çok insan benzediğimizi söyledi. Hatta Zuhal Hanım kendisi de öyle deyince o kadar sevindim ki. Büyük hayranlık duyuyorum kendisine.

Bir Rum delikanlısına aşık oluyorsun ama ailesiyle Yunanistan’a gönderiliyorlar. Aynı durumda kalsan, bugünün şartlarında bir Suriyeli ya da Kürt gence aşık olsan ne yapardın?

Ben birini sevdiysem ve değer verdiysem, çok yakın bir arkadaşım da olabilir bu insan, onu olduğu gibi severim. Ne nerede doğduğuna, ne nasıl bir ailede büyüdüğüne bakarım. Kötü bir tercih yapmış olsa o onu kötü bir insan yapar. Ama geçmişini sen seçemezsin. Bu ayrımı anlamakta zorlanıyorum. Bir dünya var, bir insanlık var. Neden kendi kendimize savaş veriyoruz? Böyle bir durumun hayatımı etkilemesine izin vermem. Sevdiklerim de öyle bir şey yapmaz.

Film ve dizinin oyuncu için farkı ne?

İşin tüm metni elimdeyse o karakteri ortaya çıkarırken daha çok malzemeye sahip oluyorum. Film senaryosunda karakterine çok hakim olup her sahnede ne vereceğini çok iyi biliyorsun. Ama dizide haftaya ne olacağı hakkında bir fikrin yok.

6 günde iki buçuk saat çekme baskısı da var değil mi?

Eskiden 3 farklı dilime bölünen bir saat diliminde tek bir şey anlatmaya çalışıyoruz. Yetiştirmek için nefes almadan çalışmanız gerekiyor. Ben böyle bir sistemde başladığım için zaten kolay adapte oldum.

Instagram’da Arapça mesaj geliyor mu?

Yurtdışına satılan dizilerim var. Arapça mesajlar geliyor ama Filipinlerden yazanlar da var. Latin alfabesiyle yazılıyor Filipince ama bir kelime var ki hayatta bir araya gelmeyecek harflerle yazılmış. Hiç anlayamıyorum.

Instagram paylaşımlarını keyif alarak mı yapıyorsun?

Instagram kullanmaya ilk çıktığında başlamıştım. Ama işimizin de kıymetli bir parçası artık. Bu arada hesabım ‘mselifdogan’ yani Miss Elif Doğan. Melis olduğunu sanıyorlar.

Hadsiz yorumlara cevap veriyor musun?

Hayır vermiyorum. Zaten nadiren tahammül edemeyeceğim şeyler yazılıyor. Edepsizliğe kaçıyorsa engelliyorum.

Özel hayatınla ilgili pek bilgimiz yok. Magazinden çekiniyor musun?

Muhabirler beni nadiren tanıyorlar. Makyajsız çok fark ediyor görüntüm. Diziden diziye beni çıkaramayanlar bile var. Bir de ben iyi kamufle oluyorum. Gazetecilere ve yaptıkları işe çok saygı duyuyorum. Ben de Justin Timberlake’in ne yaptığını merak ediyorum mesela. Özel hayata müdahale ile habercilik arasında ince bir çizgi var. Mümkün olduğunca özelimi korumaya çalışıyorum.

10 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?

Bir Başak burcu olarak son birkaç seneye kadar 10 yıllık hayatımı planlardım. Ama hiç hesapta olmayan hadiseler cereyan etti. Her şey apar topar değişti. “Burada dur, bu anı yaşa ve tadını çıkar, yarını yarın düşünürsün” demeye başladım. Hatta son bir senedir “Onu da o zaman düşünürüz” diyorum. Tabii ki hedeflerim var ama çok fazla kafa yorarsam ve farklı sonuçlar çıkarsa ben üzülürüm. Buna hiç gerek yok.

Evleneyim, çocuk yapayım diye düşünmedin yani?

Hakikaten düşünmedim. 27’ye girdim ama bunlar bana hâlâ çok uzak geliyor. Tabii bunlar da var hayatın içinde.