Antalya'da iki kardeşin öz annesi ve üvey babaları tarafından nitelikli cinsel istismara maruz bırakıldığı ile ilgili görülen davada, sanıklar tahliye edildi. Çocukların çizdikleri resimler ve beyanlarına rağmen annenin ve üvey babanın tahliye edilmesi tepki topladı. Çocukların avukatı UCİM Türkiye Hukuk Kooradinatörü Avukat Gülşah Ekin Taş, yaşanan haksızlıkları Cumhuriyet.com.tr'den Sinem Nazlı Demir'e anlattı.
Bize davanın başlangıç aşamasından bahseder misiniz? Olay nasıl ve ne şekilde ortaya çıkıyor? Babaanne nelerden şüpheleniyor?
'Bize bu ihbar ilk olarak geçen sene Temmuz ayında geldi. Babanne ihbarı yapıyor. Biz hemen Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bildirdik ve dosyamız açıldı. Olay aslında Elmalı'da gerçekleşmiyor, orada ağır ceza mahkemesi olmadığı için dava Elmalı'da görülüyor.
Bu aslında çok uzun bir süreç. Aile boşanmış bir aile. Kız çocuğu annenin yanında yaşıyor, oğlan çocuğu da babanın yanında yaşıyor. İstismarcı anne de sonradan evleniyor ve aslında hükümlü. Açık cezaevinde olduğu için ara ara dışarı çıkıyor ve eve geliyor. Bir süre sonra kardeşler birbirini görsün diye oğlan çocuğunu kız çocuğunun yanına götürüyorlar. Aslında kız çocuğu yıllardır istismara maruz bırakılıyor ama oğlan çocuğu da maruz bırakıldığında olay ortaya çıkmaya başlıyor. Sonrasında çocuklar babannenin yanında kalmaya başlıyorlar ve maruz bırakıldıkları istismarı bu aşamada anlatıyorlar. Burada annenin ve üvey babanın nitelikli bir istismarının mevcut olduğu anlaşılıyor ve bu dosya 3 sanıklı bir dosya. Bir de dayının, çocuklara yaptığı istismar mevcut fakat biz çocuğun çocuğa olan istismarı dosyalarına katılmadığımız için 13 yaşında olan bu dayıyı hiç dile getirmedik. Çocuklar dedenin ve teyzelerin de fiziksel istismarına maruz bırakılıyorlar, telefon kabloları ile şiddet uyguluyorlar çocuklara. Tüm bunları dinledikten sonra babanne çocukları psikoloğa götürüyor. Psikolog eşliğinde de tüm bu istismarlar, çocukların önceden çizdiği resimler ortaya çıkıyor ve dava bu şekilde başlıyor. Çocuklar dava aşamasından beri babannelerindeler.'
'SANIK OLMASI GEREKEN KİŞİLER TANIKTI'
Özellikle annenin çocukların aleyhine böyle kötü ithamlarda bulunmasını nasıl karşılıyorsunuz ? Bu ithamlar ve karşı tarafın savunmaları davanın sonucuna nasıl etki etti?
'Davanın ilk celsesi 14 saat sürdü. Sanık olması gereken kişilerin tanık olduğu bir duruşmaydı bu. İlk celse tutuklandılar. Öz annenin savunmasının en dikkat çekici noktalarından biri; büyük olan kardeşin yani oğlan çocuğunun öz babasının dolduruşa geldiği ve iftira attığı yönündeydi. Unuttukları bir şey vardı. Karakolda, savcılıkta ve mahkemede verdikleri beyanlar arasında hiçbir benzerlik yok, her şey çelişkili ! İlk celse biliyorsunuz ki sanıkları sorgulama hakkımız bulunuyor. Verdikleri yanıtların hepsi tutarsızdı. Mahkemenin neden bu sanıkları tutuksuz yargıladığına yönelik hiçbir geçerli veya bilinen neden yok elimizde. Çocukların verdikleri ifadeler ise o kadar net ve anlaşılır ki. Medyada yanlış bilgiler mevcut. Bu insanlar Ocak ayından beri tutuksuz yargılanıyorlar. Sadece ilk celsede, 2020 Ekim ayında tutuklandılar, o da delilleri karartma suçundandı; istismar suçundan dolayı değil.
Bu bilgi kirliliğinin düzeltilmesi lazım. Aylardır tutuksuzlar ve başka çocuklar için tehlike arz ediyorlar. Kendi çocuğuna acımadan ve hiç düşünmeden sistematik bir şekilde nitelikli istismarda bulunan bir anne var ve şu an serbest olması inanılmaz üzücü bir durum.'
'BU RESİMLERİN KAÇ KATINI YAŞADI BU ÇOCUKLAR'
Çocuklar ne durumda? Tüm bu süreç onları nasıl etkiliyor ve kimin yanında kalıyorlar?
'Bu dosyada birçok rapor mevcut. Yetişkin bir bireyin kullanabileceği ilaçları kullanıyorlar. Kabus görüyorlar. Annelerinin ve üvey babalarının onları kaçırmasından korkuyorlar. Babaanne kimseye güvenmiyor ve çocuklarla birlikte hala. Çocukları görseniz uyku uyuyamazsınız. Bu resimler ne ki ? Bu resimlerin kaç katını yaşadı bu çocuklar.'
Bir sonraki duruşma ne zaman? Nasıl bir hazırlık yapılacak ve sonucun ne olmasını ümit ediyorsunuz?
'Bir sonraki duruşma 17 Eylül'de saat 10.00'da, Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.'
'YENİ YARGI PAKETİ İSTİSMARCILARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR'
Neden çocuğa yönelik istismarların önüne geçemiyoruz? Medyaya, topluma ve özellikle adalet sistemine ne gibi görevler düşüyor?
'Bir yargı paketi geliyor ve bu yargı paketi meclisten geçerse istismarcıların yüreğine büyük bir su serpilecek. Bu yargı paketi diyor ki, çocukların beyanı değil; somut deliller esas alınmalıdır. Mesela bir tanığın olması. İstismarın tanığı olur mu ? Suçlular zaten gizli yerler arıyorlar çocukları istismar etmek için. Fiziksel konularla ilgili raporlar somut delil sayılıyor ama ruh sağlıkları ile ilgili raporlar neden sayılmıyor ? Bir istismarcı ne diyor biliyor musunuz bir davada: 'Bu yargı paketi çıkarsa benim cezayı düşersiniz' ! Adli birimlerden gelen her rapor ve çocuğun beyanı bir delil olarak kabul edilmeli. Bu yargı paketi istismarcıların önünü açabilir. Suçluların hak ettikleri cezayı alması ve çocukların sağlığı için elimizden geleni yapacağız.'