Abone Ol

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen'den çarpıcı Cihat Yaycı soruları

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, Tümamiral Cihat Yaycı’nın görevden alınması ve istifa sürecini değerlendiren bir yazı kaleme aldı.

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen'den çarpıcı Cihat Yaycı soruları

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, FETÖMETRE’nin kurucusu ve Libya ile yapılan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının mimarı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı'nın gece yarısı görevden alınmasını ve istifa sürecini değerlendirdi.

Eslen, Yeni bir Yaycı amiral yetiştirmenin Türk milletine maliyeti nedir? Neden bu ülkede adam harcamak bu kadar kolay hale gelmiştir? dedi.

İşte Nejet Eslen'in yazısı:

Türkiye korona virüs salgını ile boğuşurken, Türk güvenlik güçleri, Türkiye’nin içinde, Irak’ın kuzeyinde, Suriye’de ve Libya’da savaşırken, sıcak döviz girişi ihtiyacı nedeni ile ciddi bir ekonomik- finansal kriz yaşanırken, Tümamiral (artık emekli) Cihat Yaycı’nın görevden alınması ve istifası gündemi değiştirdi.

Dün gece haber kanallarında tartışma konusu Cihat Yaycı idi. Tartışmaya katılanlar arasında AKP iktidarının propagandisti gibi çalışan, profesör ünvanlı, her konunun uzmanı, her gece ekranda görmekten bıktığımız akademisyenler yine yerlerini almışken, Cihat Yaycı’yı çok iyi tanıyan emekli amirallerden hiç birine, örneğin Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e söz hakkı tanınmaması ilginçti.

Tartışmalar süresince zihnimi sürekli kurcalayan Cihat Yaycı ile ilgili sorulara cevaplar verilmesini bekledim. Beklediğim sorulara cevaplar gelmeyince, bu soruları sizlerle paylaşmaya karar verdim:

-Eğer, Cihat Yaycı amiral, çok yönlü eğitimlerle kendini geliştirmeseydi, stratejik düşünce üreten bir beyne sahip olmasaydı, Fetömetreyi icat etmese ve Doğu Akdeniz’de jeopolitik dengeleri değiştiren, deniz yetki alanları ile ilgili konsepti geliştirmeseydi ve Libya ile denizden komşu olduğumuz düşüncesini ileri sürmeseydi bütün bunlar başına gelir miydi?

-Eğer, Cihat Yaycı amiral, benim bile adını bilmediğim, yakınındaki amiralin neden emekli edildiğini sorgulamayan, kendi kurmay başkanının aniden görevden alınmasından haberi olmayan, fikri sorulmayan, görevdeki Deniz Kuvvetler Komutanı gibi davransaydı, istifa etmek zorunda kalır mıydı?

-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son konuşmasında, dış güçlerin finansal saldırılarının başarı ile atlatıldığını ifade etmiştir. İçinde bulunduğumuz ekonomik-finansal şartlar nedeni ile Türkiye, dış güçlerin her türlü saldırısına ve dayatmasına açık hale gelmiştir.

Acaba, Doğu Akdeniz’de jeopolitik dengeleri değiştiren jeostratejik görüşleri ve Fetö ile başarılı mücadelesi nedeni ile Cihat Yaycı amiral de bir dış gücün dayatmasının kurbanı mı olmuştur?

-TSK’da başarıları ile öne çıkan komutanları pasifize ederek ün kazanan,  Türk Ordusunun tek patronu, MS Bakanı Akar, neyi amaçlamaktadır? Neden MSB Akar’ın icraatları, Cihat Yaycı’nın istifası ile birlikte tartışılmamaktadır? Neden RAND ve Whasıngton İnstitute Türkiye raporları Hulusi Akar’ı ön plana çıkarmaktadır?

-Neden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cihat Yaycı’nın görevden alınma kararnamesi önüne geldiğinde, ‘’Durun bir dakika, ben bunu imzalamadan, daha önce övgü ile bahsettiğim Yaycı amiral ile de görüşeyim, olayı bir de ondan öğreneyim’’ dememiştir de iş işten geçtikten sonra, Yaycı’dan rapor istemektedir.

-Bu olayın Deniz Kuvvetlerindeki genç subaylar üzerinde ne gibi olumsuz etkileri olacaktır?

-Yaycı amiralin istifa etmesine neden olan davanın, amirali harcamak için hazırlanmış bir kumpas olduğu anlaşılınca ne yapılacaktır?

-Yeni bir Yaycı amiral yetiştirmenin Türk milletine maliyeti nedir? Neden bu ülkede adam harcamak bu kadar kolay hale gelmiştir?

SON SÖZ:

Aslında bu soruların cevaplarını ben de biliyorum siz de biliyorsunuz. Ben sadece düşüncenize katkı olsun diye yazdım.

Tarih boyunca, Carl von Clausewitz ve Jomini örneklerinde de olduğu gibi stratejistler ordularda tepe rütbelere erişilemezler. Çünkü onlar, kıskanırlar ve engellenirler; çoğu zaman da kumpas mağdurudurlar.