Çölaşan, "Bizanslı ^Yav arkadaş biz görkemli bir mabet yaptırdık ama 21. yüzyılda neler oluyor' diye hayıflanırdı. Fatih ise hayret eder ^Evlatlarım, ben o kiliseyi camiye dönüştürürken günün birinde, yüz yıllar sonra siyasete böylesine alet edileceğini nasıl düşünebilirdim' diye sorardı.
Ve sonra eklerdi: Şimdi sizde adına Danıştay denilen bir yüksek yargı kuruluşu varmış. Bizim zamanımızda bu işe kadılar bakardı. Ben bu Danıştay'a teşekkür borçluyum. Benim padişahlık hakkımı korumuş. Osmanlı hukukuna her zaman sahip çıkmasını, bundan sonra da böyle kararlar vermesini dilerim!..” ifadesini kullandı.
Çölaşan yazısında şunları kaydetti:
"Evet, gözümüz aydın!.. Atatürk'ün imzaladığı kararname yok sayıldı, ibadete zaten açık olan Ayasofya müzesinin işlevi artık değişti, camiye dönüştü. Ne uğruna?.. Laik Cumhuriyet hukukunun saf dışı bırakılıp yerine Osmanlı kurallarının ve haklarının getirilmesi uğruna…
Şimdi karşımızda Ayasofya sömürüsüne soyunanlar, bu mabedin belli bölümlerinde zaten sürekli Kuran okunduğunu, namaz kılındığını bilmezler mi? Elbette bilirler, hem de hepimizden daha iyi bilirler. O halde neden bu işin tüccarlığına girişirler? Bilmeyecek ne var, din sömürüsü uğruna!"
Yazının devamı için TIKLAYIN