Kongar, "son iki ölümcül hata" diyerek şu örnekleri verdi:
"1) İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak ve bunu Danıştay’a onaylatmak gibi, kadın hakları başta olmak kaydıyla insan haklarını zedelemek, yargıyı tam denetime alarak, Seçim Kurulları da dahil olmak üzere, bütün devlet olanaklarını, sandıkları iktidarın denetime alacak biçimde kullanmak hazırlığı.
Bu hata sadece kadınların öldürülmesini teşvik ettiği ve artırdığı için “ölümcül” değil, aynı zamanda iktidarın sonunun geldiğini vurguladığı için de “siyasal anlamda” iktidarı bitiren bir yanlış!
Çünkü bu hazırlık toplumda, seçmenlerin en büyük kesimi olan kadınları iyice kızdırıyor ve demokrasiye dönüş için siyasal bir seferberlik yaratıyor.
Nitekim Kılıçdaroğlu bu hatayı '24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe koyacağız' diyerek derhal bir gole çevirmiştir.
2) Son olarak 'Seçimi kaybetseler de iktidardan gitmezler' propagandası.
Oysa iktidara zorbalıkla el koymaya dayalı olan bu propaganda kendi halindeki seçmeni bile kızdırıyor ve toplumda, yasalara karşı oluşacak olan her türlü kaba kuvvet müdahalesine karşı koyma kararlılığı yaratıyor."