Sözcü'den Evren Demirdaş'ın aktardığı bilgiye göre, Elazığ ve ülke gündeminde olan Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara'nın intiharından dolayı yapılan haberlerin çarpıtıldığını belirten Günışığı Gazetesi sahibi Mehmet Nafiz Koca, şu ifadeleri kullandı;
“Bununla alakalı hakkımızda farklı algılar oluşturup şahsımızda Elazığ'ı karıştırmak, cemaatler nezdinde de farklı emeller gerçekleştirmek üzere böyle bir spekülasyon yapılıyor. Tabi biz bunun kendi üzerimizden ve yapmış olduğumuz ve sonradan kaldırdığımız haber üzerinden Elazığ'ı ve ülkeyi kimsenin karıştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu olayda iki ana sebep var, bunlardan biri haberi yapan arkadaşımızın kendi isteğiyle ayrılmasını bazı yaygın medya grupları tarafından haberi yapan muhabiri işten çıkarma ve ekmeğinden etme gibi bir algı oluşturması ikinci neden ise yapılan haberden dolayı cemaatlerin arkadaşımızı tehdit etmesinden dolayı haberin benim tarafımdan kaldırıldığı iddiası var.
Öncelikle haberin neden kaldırıldığına açıklık getirmek istiyorum. Haberi Günışığı ve Yeni Ufuk gazeteleri olarak ilk yapan bizdik. Ancak haberden sonra Ankara'dan arayan bir dostumun ‘hocam farklı bir süreçten geçiyoruz haberler speküle ediliyor. Çocuğun da intihar etmeden önce çekmiş olduğu videosunda kız kardeşinin de aynı sıkıntıyı yaşadığını olası bir ihtimalle ikinci bir acının yaşanabilir. Çok önemli değilse bu haberi biraz daha düşünebilir misiniz?' denildi. Sadece bundan dolayı haberin gazeteden kaldırma talimatımız vardı o talimatı da yazı işleri müdürümüze verdik. Yazı işleri müdürümüz talimata harfiyen uydu ve haber kalktı. Ardından sonra bir baktık ki bir kanalda gecenin bir saatinde bizim haberimizin cemaatlerin tehdidi üzerine kaldırıldığı yönünde cemaatlerin haberi yapan arkadaşımızı tehdit ettiği yönünde çok enteresan cümleler kuruluyor. Bu durumu gördükten sonra kanalda yapılan konuşmanın videosunu direk Günışığı grubuna atıp ‘Faik bu ne rezalet?' diye sordum beş dakika sonra Faik isimli arkadaşımız bir açıklama yapmadan gruptan ayrıldı, sabah da işe gelmedi.”
"Telefonlar geriye dönük incelenmeli"
Faik Akgün (Günışığı Gazetesi eski yazı işleri müdürü)
'Faik Akgün arkadaşımızın işten ayrılması bizim dahilimizde olmamıştır, asılsız bilgilerle kamuoyunun manipüle edilip farklı yollara çekiliyor' diyen Koca, şunları kaydetti:
'Bu arkadaşımızın üç aydır hem kendi mesai arkadaşlarıyla ilgili hem gazetemizdeki çalışmasıyla ilgili sıkıntılar vardı ama biz buna rağmen işsizlik ya da ekmeğinden etmek gibi asla bir yola girmedik. En son kendisini ikaz ettik; ikaz ettiğimizde de ‘kardeşim sen bu işi beceremiyorsun yazı işleri müdürlüğünü bırakıyorsun ilgili arkadaşımıza devrediyorsun' dedik. Sonra bir baktık ki zaten günler öncesinden arkadaşlarımız kendi aralarında toplantılar yapmışlar. Bu toplantılar kendi mesai arkadaşları bana bildirmeden benim haberim olmadan kendisini defalarca ikaz etmişler. Dün işe gelmediğini fark ettiğimizde mecburen dün itibariyle bu arkadaşımızın iş akdini feshetmek zorunda kaldık. Sonra bir baktık ki masasını toplarken bu arkadaşımız günler öncesinden tarihsiz bir istifa dilekçesi yazmış ve çekmecesine bırakmış. Böyle bir zihniyette olan daha önceden işten ayrılmayı kafasına koyan bir arkadaşımızın gazetecilik adı altında kalkıp ülke kamuoyunu bu şekilde yönlendirmesini siz gazetecilerin vicdanlarına bırakıyorum.”
Koca, haber sonrasında Faik Akgün'ün cemaatçiler tarafından tehdit edildiği iddiasına ilişkin olarak şunları söyledi:
“Dün Asayiş Şube Müdürlüğüne sayın savcımızın talebi üzerine gittik ifademizi verdik. Bir haberden dolayı tehdit söz konusuysa ya da başka bir şey söz konusuysa bunun muhatabı yazı işleri müdürü ilk etap da değildir. Bu ya haber müdürüdür ya da gazetenin sahibidir. Yazı İşlerinin sorumluluğu sadece resmi yollarladır. Gazetede çıkan bir haber, yazı karikatür gibi konulardan yazı işleri sorumludur. Ama bir haber çıkmıştır; cemaat ya da başka biriyle haber çıkmıştır ilk etap o gazetenin yazı işleri müdürünü değil gazetenin sahibi ya da haber müdürü aranır. Sayın savcılarımız şunu dikkate almalıdır. Ulusal medyada gündem konusu olan ve ülkenin üç gündür çalkalandığı bir olay karşısında Elazığ Valisi Ömer Toraman sessizliğini bozmalıdır, menfur intihar olayından sonra intiharın detaylı incelenmesi ve otopsi raporunun kamuoyuna paylaşılması gerekmektedir. Bu haberden dolayı tehdit edildiğini iddia eden bir gazetecinin çalıştığı gazetenin sabit numaraları ve ilgili kişinin cep telefonları geriye dönük olarak incelenme altına alınmalı, ülke bu çalkantıdan kurtulmalıdır. Yoksa bir cemaate vurayım diye benim gazetemin ve şahsımın adının kullanmaya kimsenin hakkı yoktur haddi de değildir.'