YRP, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve Yozgat belediyesine ek olarak resmî olmayan sonuçlara göre 39 ilçe ve 19 belde belediyesini de kazandı.
YRP, kazandığı il ve ilçe belediyelerine ek olarak başta Anadolu olmak üzere birçok şehirde iki haneli oy oranlarına ulaşarak ya ikinci parti konumuna yükseldi ya da kazananı tayin edecek güce ulaştı. YRP; Konya’da yüzde 23,4, Kayseri’de yüzde 19,8, Kahramanmaraş’ta yüzde 33,5, Elazığ’da yüzde 21,1 ve Rize’de yüzde 17,8 oy oranına ulaşarak bu illerde ikinci büyük parti oldu. Adıyaman, Bingöl, Erzurum, Bitlis, Çorum, Gaziantep, Kütahya, Malatya, Sakarya, Samsun, Trabzon ve Karabük’te de yüzde 10’un üzerine çıkarak İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerindeki varlığını güçlendirdi, yerini tahkim etti. Kütahya’da veya Kahramanmaraş-Pazarcık’ta olduğu gibi bazı il ve ilçelerde aldığı yüksek oy oranı AK Parti’nin seçimi CHP’ye kaybetmesine neden oldu.
Yeniden Refah Partisi, Anadolu illerindeki varlığını güçlendirip il ve ilçe belediyeleri kazanırken İstanbul’da ise beklenen oy oranının gerisinde kaldı. Parti'nin İstanbul adayı Mehmet Altınöz, yüzde 2,56 oy almasına rağmen Ekrem İmamoğlu ve Murat Kurum’un ardından üçüncü sırada yer aldı. İlçeler özelinde bakıldığında ise Zeytinburnu (yüzde 4,2), Ümraniye (yüzde 7,8), Sultangazi (yüzde 6,8), Pendik (yüzde 4), Gaziosmanpaşa (yüzde 6,7), Esenler (yüzde 6,1), Çekmeköy (yüzde 4,7), Beylikdüzü (yüzde 5,8), Bayrampaşa (yüzde 4,2) ve Arnavutköy (yüzde 5,6) YRP’nin İstanbul’da öne çıktığı ilçeler olarak dikkati çekiyor
Partinin Genel Başkanı Fatih Erbakan da seçim sonuçlarına ilişkin açıklamasında “Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olduk. Yeniden Refah Partimiz, 31 Mart seçimlerinin tartışmasız galibi ve yıldızı konumundadır” diyerek YRP’nin yükselen performansına atıfta bulundu.
Yeniden Refah’ın başarısının sırrı ne?
Yeniden Refah Partisi, kendisiyle aynı mahalleye seslenen fakat bu seçimde toplamda yüzde 0.4’ü bile bulmayan DEVA ve Gelecek partilerinin çok ötesinde bir başarıya sahip. Geçen seçimin sürpriz çıkışlarını yapan Zafer ve TİP ise, YRP’ye kıyasla ivmelerini koruyamadılar. Zafer Partisi, Türkiye genelinde yüzde 2’nin altına düşerek 2023 Seçimleri’nin gerisinde kalırken TİP ise aldığı yüzde 0.15 oy oranı ile büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Ayrıca son dönemde 500 bin üye sayısını geçen YRP, Türkiye’nin en hızlı büyüyen partisi olmuş durumda. Peki YRP’nin başarısının sırrı ne?
Yeniden Refah Partisi’nin başarısının arkasında yatan ilk faktör; Cumhur ittifakı seçmeni nezdinde partinin kendisini oy verilebilir, yerli ve millî alternatif bir parti olarak inşa edebilmesi oldu. Yeniden Refah; ekonomi politikaları, istihdam, kamuda yolsuzluk ya da adam kayırmacılık gibi konularda iktidarı çok sert bir dille eleştiriyor olsa da konu dış politika, LGBTİ+ karşıtlığı veya toplumun milliyetçi-muhafazakar hassasiyetlerine geldiğinde iktidarla aynı safta ve pozisyonda duruyor. Fatih Erbakan’ın “Biz Anadoluyuz” çıkışıyla özetlediği YRP’nin bu duruşu, partiyi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarı tarafından itinayla inşa edilmiş yerli ve millî siyasetin kırmızı çizgilerinin içinde kılıyor.
YRP’nin bu yerli ve millî muhalefeti, Cumhur İttifakı'ndan kopmaya hazır seçmenin YRP’ye oy vermesini kolaylaştırıyor. Savunma sanayi politikalarına tam destek veren, LGBTİ+ karşıtlığını savunan ve Suriye’ye düzenlenen askerî operasyonlarla bir sorunu olmayan fakat ekonomi ve gündelik hayatı etkileyen konularda iktidara muhalif olmaktan çekinmeyen bir parti olarak YRP, küskün Cumhur İttifakı seçmeni için bir cazibe merkezine dönüşüyor.
YRP, Cumhur İttifakı seçmeni nezdinde kazandığı güveni ve kendisine yönelen oy akışını aldığı ittifak kararları ve doğru zamanlamasıyla da perçinledi. 2023 seçimleri öncesi “Bu bir beka meselesidir.” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyen YRP, Erdoğan etrafında toplanmış büyük sağ koalisyona ve seçmenine “Bizim bir hırsımız yok, gerekirse gayrı-millî olan muhalefete karşı birleşmesini biliriz” mesajını da vermiş oldu. Bu hamleyle iktidar seçmeninin sempatisini ve desteğini kazanan YRP, böylece 2024 seçimlerine ittifaksız ve Cumhur İttifakına rakip olarak girmenin meşruiyetini de yaratmış oldu.
YRP, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kazanmak için değil kaybettirmek için giriyorlar” eleştirilerine genel seçimlerde ittifak dahilinde imzalanan 30 maddelik mutabakatın AK Parti tarafından ciddiye alınmadığı ve uygulamaya koyulmadığı argümanıyla karşı çıktı. Ayrıca seçime birkaç gün kala “İstanbul’u kazanmak istiyorsan İsrail ile ticareti kes, Malatya Kürecik Radar Üssünü Kapat ve en düşük emekli maaşını 20 bin TL’ye çıkar” çıkışı yapan Erbakan, AK Parti’yi köşeye sıkıştırarak arada olan fakat YRP’ye verdiği oy ile Cumhur İttifakına kaybettirmek istemeyen seçmenin gönlünü iyiden iyiye kazandı.
Küskün ya da kafası karışmış Cumhur İttifakı seçmeni içerisinde “makam-mevkide gözü olmayan parti izlenimi” yaratabilen YRP, böylece seçmenin samimiyet testinden bir kere daha geçmiş oldu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başta İsrail ile ticari ilişkileri kesmeyi şart koşan maddeleri kabul etmemesi, zaten İsrail-Gazze meselesindeki pragmatik tavrından dolayı AK Parti ile mesafelenmiş olan seçmeni iyice YRP’ye doğru itti. Öz, hakiki ve Müslümanca siyasetin YRP’de temsil edildiği inancı, AK Parti’den YRP’ye yönelen seçmen tabanını da büyüttü.
YRP’nin başarısının arkasındaki bir diğer faktör güçlü ve aktif çalışan bir teşkilata sahip olması. Millî Görüş geleneğinden kalan mirası, tecrübeyi ve örgütlenme modelini kullanan Yeniden Refah; dar gelirli mahallelerden ev hanımlarına, camii cemaatlerinden mahalledeki gençlere kadar çok geniş yelpazede bir seçmen grubuna teşkilatlarıyla birebir ulaşıyor ve temas kurabiliyor. Böylece YRP, siyasetin giderek medyatize olduğu bir çağda seçmenle birebir iletişim kurmanın avantajlarını sonuna kadar kullanıyor. Var olan kuvvetli teşkilatlarını, 2024 Mahalli Seçimlerinde aday oldukları bölgelerde eşrafça sevilen ve sayılan adaylar göstererek daha da etkin kullanan YRP; böylece yerel siyasetin kendine has dinamiklerini büyük bir avantaja çevirebildi. Adaylarını özellikle AK Partili eski milletvekilleri, belediye meclis üyeleri ve eski belediye başkanlarından seçen YRP’nin Şanlıurfa, Yozgat veya Elazığ gibi illerdeki başarının arkasında da bu dinamikler yatıyor.
YRP’nin hızlı yükselen grafiğini açıklayan bir başka önemli sebep YRP’nin seçmen tabanında karşılığı olan meseleleri başarılı bir biçimde sahiplenmesi oldu. YRP, Ankara siyasetinin dışında kalan fakat toplumun bazı kesimlerinde ciddi hassasiyetlere sahip sokak köpekleri, nafaka sorunu, pandemi yasakları veya uyuşturucu tüketimi gibi meseleleri siyasetinin merkezine alıyor. Bu konular hakkında düzenli ve sistematik bir biçimde konuşan tek parti olan YRP, bu tarz güvenlik-özgürlük-gündelik hayat eksenindeki sorunları seçmen gözünde sahiplenmiş oluyor. Ayrıca bu konular, YRP’nin ağırlıklı olarak hitap ettiği büyükşehirlerin çeperlerinde yaşayan ya da Anadolu kentlerinde devlet imkanlarından yararlanamayan işçi, küçük esnaf ve gençlerin de hassasiyet gösterdiği meseleler olarak karşımıza çıkıyor.
2028’e doğru Yeniden Refah’tan ne beklemeliyiz?
Yerel seçim sonuçları YRP için üç önemli kazanım sağladı. Birincisi, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere CHP’li büyükşehir belediye başkan adayların seçimi açık ara farkla kazanması AK Parti’den YRP’ye yönelik “CHP’ye kazandırdılar” argümanını boşa çıkardı. AK Parti’nin seçim yenilgisinin arkasında sadece YRP’nin olmaması, YRP’nin üzerindeki iktidar baskısını hafifletecek ve önümüzdeki dönemde YRP’nin daha geniş bir manevra ve siyaset alanına sahip olmasına sebebiyet verecektir.
İkinci büyük kazanım 2023 seçimlerinde ittifak çatısı altında girdiği seçimlerde elde ettiği başarıyı YRP’nin bu sefer bağımsız bir şekilde daha da yukarıya taşıması oldu. YRP, hem parti teşkilatına ve seçmenine karşı rüştünü ispatladı hem de AK Parti’den kopmaya hazır muhafazakar seçmen gözündeki imajını güçlendirdi. Özellikle İç Anadolu’da YRP’ye karşı “Hele bir kendilerini kanıtlasınlar” beklentisinin güçlü olduğu göz önünde bulundurulduğunda AK Parti’ye alternatif arayan seçmenlerin YRP’ye daha kolay şekilde yöneleceğini söylemek mümkün.
YRP açısından üçüncü büyük kazanım ise belediyeler aracılığıyla seçmenle temas etme ve hizmet götürme kapasitesinin çok büyük oranda artmış olması. Belediyelerin sosyal yardım dağıtma, istihdam yaratma ve hizmet götürme potansiyeli dikkate alındığında YRP’nin ideolojik siyasetine somut icraatlar ve kaynak dağıtma mekanizmalarını da ekleyerek daha geniş bir seçmen tabanıyla bağ kurabilme imkânına erişeceği aşikar. Millî Görüş hareketi de zaten 1989 ve 1994 seçimlerinde elde ettiği belediyeler ile iktidar yolculuğuna başlamıştı.
YRP’nin sahip olduğu belediyeler, AK Parti’nin seçmen tabanıyla sosyal yardım-istihdam-hizmet üçgeninde kurduğu bağımlılık ilişkisine de güçlü bir alternatif oluşturacağı anlamına geliyor. CHP’nin 2019’da kazandığı belediyelerdeki güçlü performansıyla bu seçimde birinci parti olması, YRP’nin de belediye kaynakları aracılığıyla seçmen tabanını genişletebileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Özellikle parti teşkilatlarının önümüzdeki süreçte daha öz güvenli ve geniş imkanlarla siyaset yapması AK Parti’nin 2002’den beri tek aktör olarak varlığını sürdürdüğü oyun sahasında YRP’nin ağırlığını daha da arttıracağı anlamına gelebilir. Yeni anayasa tartışmalarının hız kazanacağı önümüzdeki dönemde, oy oranları tarihi dip seviyelere düşen ve Meclis’te de anayasa değişikliği için yeterli vekile sahip olmayan Cumhur İttifakı’nın belirli konularda taviz vererek muhalefetle uzlaşma ihtiyacı, YRP’ye daha muhafazakar ve radikal bir söylemle siyaset yapma imkanı tanıyacaktır. Hem ekonomik krizin daha da derinleşmesi hem de dış kaynak ihtiyacı her geçen gün artan iktidarın başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerle uzlaşmacı bir dış politika yürütme ihtimali, YRP’nin muhafazakar-İslamcı tabandaki popülaritesini artıracaktır.
AK Parti’nin sağ siyasetteki olası rakiplerini bertaraf etme stratejisi Numan Kurtulmuş önderliğindeki HAS Parti ve Süleyman Soylu liderliğindeki Demokrat Parti örneklerinde işe yaramış olsa da Yeniden Refah Partisi iktidarın sağ siyasetteki tek alternatif olma kozunu elinden almış durumda. Sağ blok içerisindeki siyasi rekabetin artması önümüzdeki süreçte iktidar bloğunu dağıtacak en önemli risk olarak her geçen gün daha da büyüyor.