Abone Ol

Erdoğan: Avrupa'nın Durumu Bizden Vahim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin milletvekilleri ile gerçekleştirdiği toplantıda enflasyon oranları hakkında konuşurken, "Avrupa ülkelerinde durum bizden daha vahim" açıklamasında bulundu.

Erdoğan: Avrupa'nın Durumu Bizden Vahim

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin milletvekillerini topladı.

AKP'li vekillere konuşan Erdoğan, "Ya ülkemizi faiz ve enflasyon sarmalına sokup işsizliği artıracaktık ya da yeni bir paradigmayı hayata geçirecektik. Biz ikincisini tercih ettik," dedi.

Erdoğan, "Milletimiz markette, pazarda alışık olmadığımız derecede yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır. Avrupa ülkelerinde durum bizden daha vahim," ifadelerini kullandı.

"İşleyen bir ticaret sistemi olmadan geleceğe güvenle bakabilmek mümkün değildir," diyen Erdoğan, "Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz. Bu yeni kızıl elmamızdır," diye devam etti.

Erdoğan konuşmasına, "Bu Ramazan ayında da maalesef Rusya Ukrayna savaşının yol açtığı, siyasi, ekonomik insani trajedilerin burukluğu içinde girdik. Sağlık hizmetleri yanında kamu düzeni, istihdam, üretim, ihracat gibi alanlarda gösterdiğimiz güçlü performansla ülkemizi küresel kriz ikliminden ayrıştırdık. Gelişmiş ülkelerin dahi sarsıntılar yaşadığı dönemden Türkiye'nin güçlenerek çıkması çok çok önemli başarıdır. Hamdolsun salgın tehdidini büyük ölçüde geride bıraktık. İnşallah yakında tüm izlerini süreceğiz." diyerek başladı.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz yılın son aylarında ekonomimiz döviz kurundaki rasyonel gerekçesi olmayan yükselişin yol açtığı sarsıntıya maruz kaldı. Aldığımız önlemlerle 20 Aralık'ta itibaren piyasaları yeniden istikrara kavuşturduk. Bu sıkıntının da üstesinden geldik. Küresel emtia fiyatlarının ülkemize yansımaları, döviz kurundaki artışın da etkisiyle ağır oldu.

"YÜKSEK ENFLASYON SADECE BİZİM SORUNUMUZ DEĞİL"

Karadeniz'in kuzeyinde başlayan savaş küresel piyasalardaki dengesizliği iyice arttırdı. Bölgesel durum itibariyle tüm dünya ile entegre ekonomiye sahip ülkeyiz. Küresel düzeyde yaşanan her gelişme bizi de yakından ilgilendiriyor. Bir de buna gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıları eklediğimiz milletimiz yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır. Yüksek enflasyon ve fahiş fiyat artışları sadece bizim sorunumuz değildir. Avrupa ülkelerinin çoğu bizden vahim tablolarla karşı karşıyadır. En gelişmiş ülkelerin yöneticileri bile vatandaşlarına refah seviyelerinin düşeceğini söylemektedir.

Tüm bunlar bizim milletimize karşı sorumluluğumuzu ortadan bahaneler değildir, olamaz. Karşımıza çıkan tabloya bakarak tarihi karar verdik. Ya ekonomimizi klasik anlamda faiz enflasyon sarmalına sokup, yatırım ve harcamaları kısarak işsizliği arttıracaktık, ya da yeni paradigmayı ortaya koyacaktık. Biz ikincisini tercih ettik. Faiz enflasyonu bir kenara bırakarak yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyütecek yeni bir programı hayata geçirdik.

İnsanlarımızın mevcut işlerinin korunmasına, onun da ötesine yeni istihdam açılmasına öncelik verdik. Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel üretim sisteminde ülkemizi önde gelen merkezlerden biri haline getirmek için harekete geçtik. Sanayimizin yolların ve limanların çalışıyor olması, ihracatımızın rekorlar kırarak artmayı sürdürmesi hedeflerimize doğru ilerlediğimizin işaretidir.

YENİ KIZIL ELMAYMIŞ

2,6 milyon kişinin istihdama dahil olması, insanımızın işini ve aşını koruma hassasiyetimizin gayretine ulaştığımızı gösteriyor. Bu gerçekler vatandaşlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı sıkıntılara bigane kaldığımız anlama asla gelmiyor. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapma kararından geri adım atmadık, atmayacağız. Bu hedefi milletimizin yeni kızıl elması olarak görüyoruz.

Salgın dönemindeki istihdamı koruma ve geliştirme gayretine ulaştığımıza göre yeni bir safhaya geçiyoruz. İnsanlarımızın fahiş fiyat artışları, yüksek enflasyon sebebiyle gerileyen alım güçlerini eskisinin de üzerine çıkarmaktır. Yılbaşında yaptığımız artışlarla bu telafiyi bir nebze gerçekleştirmiştik. Enerji ve kimi gıda ürünleri başta olmak üzere vatandaşlarımıza mümkün olduğu kadar geç ve kademeli yansıtmaya çalıştık. Ukrayna ve Rusya krizi yeni olumsuzluklarını beraberinde getirdi.

Türkiye ekonomisi dünyanın 10 ekonomisi arasına girmeye hazırlanırken hesapsız, kitapsız adımlarla bu fırsatı heba etmeyeceğimizi dile getirdik. Allah'ın izniyle vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyecek bir yöntemle bu işin içinden çıkacağız. Eskiler sabırla koruk helva olur derler. Biz de milletimizle birlikte sabredecek, azmedecek, mücadele edecek ve mutlaka neticeye ulaşacağız.

Geçmişte dünyada siyasi ve ekonomik güç dağılımları yeniden yapılırken çeşitli senaryo, oyun ve tuzaklarla ülkemizin dışında tutmayı başarmışlardır. İnşallah bu defa aynı tezgaha düşmeyeceğiz. Vesayet, terör örgütleri, darbe ile elde edemedikleri neticeyi ekonomiyle hesap yapanların hesaplarını bozmak hepimizin namus borcudur."

Milletimiz asırlardır beklediği yere ulaşmaya, bir el uzatımı uzaklıkta olduğunu görüyor biliyor. Bölgesinde lider ülkemiz olmaya hiç olmadığımız kadar yakın olduğumuza tüm kalbimizle inanıyoruz. Türkiye'nin bu tarihi fırsatı kaçırmasına izin vermeyeceğiz."

Hep birlikte çok çalışacağız, çok mücadele edeceğiz. Kazanmadık gönül bırakmayarak 2023 seçimlerinden zaferle çıkıp ülkemizi hak ettiği yere Allah'ın izniyle ulaştıracağız. Rusya ve Ukrayna savaşı başta olmak üzere dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmenin mesajlarını doğru anlamalı ve herkese anlatmalıyız.

Ülkemizi 20 yıldır en ileri demokrasi, kalkınma seviyesine çıkarmaya çalışırken birkaç alanın üzerinde adeta titredik. Köylerinden ilçe ve il merkezlerine kadar ülkemizin her karışında izleri görülen geri kalmışlığın, altyapı eksikliğini ortadan kaldıracak yatırım seferberliğidir.

BELEDİYELERE YÜKLENDİ

Edirne'de buğday tarlalarını katran, zift bürümüş. Bunu anlatmayacak mıyız? Biz anlatmazsak kimse anlatmayacak. Yaptıklarımızı anlatmayacak mıyız? 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nü bırakın ülkemize dünyaya maletmeyecek miyiz? Aynı şekilde daha yeni Tokat Havalimanını açtık. Türkiye genelinde havalimanlarımızın sayısı 57'ye çıktı. Şurada inşallah bu yıl sonunda 60'ı bulacak. Bütün bunları halkımıza maletmemiz lazım.

Anlatırsak, kalplere, gönüllere kazırsak vatandaş da 'doğru ya bunlar hakikaten varmış' demeye başlar. Okul, hastane, üniversite, spor tesisleri, yolları, köprüler, tüneller, barajlar, elektrik, doğal gazı, yapı kalitesi, kentsel dönüşüm, sosyal destekleriyle her vatandaşımızın hayatına dokunan eser ve hizmetler kazandırdık.

Artık Türkiye'nin temel altyapı ihtiyaçları konusunda kayda değer eksikliği kalmamıştır. İkinci husus demokrasiyi güçlendirmek, hak ve özgürlükleri genişletmek, tüm mağduriyetleri ortadan kaldırmak olmuştur. Çankaya'dan buraya geliyorum. Yollar çukur çamur. Ankara şu anda bunu yaşıyor. İstanbul da bunu yaşıyor. Bunları milletimize anlatmaya mecburuz. Anlatacağız ki, milletimiz de buradan hareketle bunların notunu versin.

"UZAYI DA ÇALIŞMA ALANIMIZA DAHİL ETTİK"

Adına sessiz devrimler dediğimiz o büyük dönüşümü başarıyla tamamlamış olmaktan gurur duyuyoruz. Demokraside kat ettiğimiz mesafe milli iradenin üstünlüğünü güçlendirmiştir. Üzerine titrediğimiz alanlardan biri de savunma sanayi. Can ve mal güvenlikleri emniyette olmayan, geleceğinden umudunu kesmiş insanların yaşadığı ülkede demokrasinin, kalkınmanın gerçek manada tesisi mümkün değildir. Bunun için sınırlarımızı koruyacak güçlü ordu, içeride huzurumuzu sağlayacak güçlü polis ve jandarma teşkilatı, donanımlı istihbarat teşkilatına ihtiyaç vardır.

İşe terörle mücadeleyle başladık. Terör meselesini daha fazla kan dökülmeden, yürekler yanmadan suhuletle çözmek için riskleri alarak adımları attık. Çözüm süreci diye bilinen girişimi de bu samimi niyetle başlattık. Baktık ki terör örgütü bu dilden anlamıyor, başka ajandalar peşinden koşuyor, öyleyse biz bunların anladıkları dilden konuşacağız dedik.

Terörü sınırlarımız içinde tamamen bitirme noktasına getirdik. Bataklığın kaynağına inerek sınırlarımızın ötesinde kalıcı güvenlik koridoru oluşturduk. Malum olduğu üzere Türkiye yıllardır devam eden terörle mücadelesinde aynı zamanda savunma sanayi alanında ciddi ambargoya maruz kalmıştır. Hükümete geldiğimizde bu tabloyu gördüğümüz için savunma sanayimizi kendi himayemize alarak adım adım büyüttük, güçlendirdik.

Vatanımızın birliğine göz dikenler harekete geçtiklerinde savunma sanayimiz ayağa kalkmış haldeydi. Bize verilmeyen araç, gereç, mühimmat, elektronik sistemler, yazılımları kendimiz yapabilir hale geldik. Dün Filipinler'e ATAK helikopter teslimine gittiler. Düşünün şimdi biz helikopter ihraç eder hale geldik.

Terörle mücadelemizde ve sınır ötesi harekatlarımızda kimseye eyvallah etmedik. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çıkarları neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket ettik. Bu süreçte kendini ispat eden savunma sanayi ürünlerimiz dünya pazarının da gözdeleri hale gelmiştir. Artık konvansiyonel sistemlerin ötesine geçip uzayı da çalışma alanımıza dahil ettiğimiz bir safhadayız.

SEÇİM MESAJLARI

Elbette hala çözmemiz gereken sıkıntılarımız, tamamlamamız gereken projelerimiz var. Ama o kritik aşamayı geride bıraktığımızdan emin olabilirsiniz. Hemen her konuşmamızda ısrarla altını çizdiğimiz bir hususu ifade etmek istiyorum. AK Parti millet tarafından kurulmuş, iktidara getirilmiş, mücadelesini milletin desteği ile kazanmış bir partidir.

Partimiz genel başkanından sandık müşahidine kadar tüm mensupları, kurulları, teşkilatlarıyla milletin emrindedir. Partimizin gücü milletle gönül bağının gücüyle orantılıdır. İçinde milletin olmadığı siyaseti yapan partiler hep olmuştur, olacaktır. Dışarıdan ve içeriden hangi destekleri alırlarsa alsınlar, milletimiz bunlara kaderini, geleceğini teslim etmiyor ve Allah'ın izniyle etmeyecektir.

Rahmetli Menderes'ten beri milletimiz kendi medeniyet, kültür ve inanç değerlerine sahip çıkanları baş tacı yapıyor. İdeolojik saplantılarını kamu gücünün arkasına saklayan kesim millete ve milletin temsilcilerine çelme takmaktan geri duymamıştır. Rotası değiştirilen Türkiye dönemi artık geride kalmıştır.

En şanlı zaferi 15 Temmuz olan bu yeni dönemde Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç haline gelme hızının nasıl arttığına hep birlikte şahit olduk. 2023 aynı zamanda bizim kalkınma programlarımızın da dönüm noktasıdır. Önümüzdeki yılı önemli kılan Haziran'da yapılacak seçimlerdir. Bu seçim öylesine önemlidir ki, normal şartlarda sokakta rastlaşsalar selam vermeyecek olanları aynı masa etrafında bir araya getirmiştir, altılı. Aynısı Macaristan'da da oldu. Orada da altılı çıktı.

Aynı merci, aynı odak Macaristan'da da koordinatör oldu. Aynı hesap burada da devam ediyor. Bunlara karşı çok gayret edip, gereken dersi de inşallah şu kalan süre içerisinde mahalle, mahalle dolaşmak suretiyle, kadın kollarımız aynı şekilde kapı kapı dolaşarak 2023 Haziran'ını Cumhur İttifakı olarak Allah'ın izniyle hedefe kavuşurcasına gerçekleştirmemiz lazım."