Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, "Dayatmayla karşımıza çıkanlara cevabımızı uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru gücümüzle vermekten asla çekinmiyoruz, çekinmeyeceğiz. Ayasofya'nın sıradan bir müze yerine yapılış amacına uygun ibadethane olarak kullanılmasının her inançtan insanı mutlu ettiğine inanıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ayasofya'nın secdelerle yeniden buluşması ile bir milletin adeta yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz. Bugün yeniden yemin ediyoruz ki ezanımıza, bayrağımıza, vatanımıza kimsenin el uzatmasına izin vermeyeceğiz."
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"İstihdam kaybını önlemek ve sosyal destek ihtiyacını karşılamak için 26,5 milyar liralık karşılıksız nakit ödeme yaptık. İnşallah bundan sonra da 83 milyon vatandaşımızın yanında yer almayı sürdüreceğiz.
"Bu sabah Mersin'de askerlerimizi taşıyan bir otobüsün kaza yapması neticesi maalesef ölülerimiz ve yaralılarımız olduğunu öğrendik. Şehit olan askerlerimize tekrar tekrar rahmet dilerken, milletimizin de başı sağ olsun.
"Geçtiğimiz salı günü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 2 yıllık değerlendirmesini kamuoyumuzla paylaşmıştık. Ortaya çıkan tablo, Türkiye'nin yaşanan olağanüstü gelişmelere, önüne çıkartılan engellemelere rağmen tarihi bir atılım içinde olduğunu gösteriyor. Tüm zorlukların üstesinden geliyor ve hedeflerimize doğru adım adım ilerliyoruz. Vesayet oyunlarıyla, darbe girişimleriyle, siyasi ve ekonomik tuzaklarla yıkılamayan bir ülke oluşumuzu bu hasletlerimize sıkı sıkıya bağlı olmamıza borçluyuz.
"Bu gerçeği görenler milletimizin birliğine, ülkemizin bütünlüğüne, devletimizin egemenlik haklarına saldırmaktadır. Türkiye'yi geçmişin zayıf ve ürkek devleti sananlar, ülkemiz üzerinde tahakküm kurmayı hayal ediyorlar. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, huzurunda, zenginliğinde gözümüz yok. Tüm gayretimiz kendi hakkımızı, hukukumuzu, çıkarlarımızı korumaktır. Dayatmayla karşımıza çıkanlara cevabımızı meşru gücümüzle vermekten çekinmiyoruz, çekinmeyeceğiz.
"Hem geçmişte uğradığımız haksızlıkların telafisi, hem bugünkü haklarımızın müdafaası, hem hedeflerimize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Mücadele yöntemlerinin değiştiğinin gayet iyi farkındayız. Her türlü rekabetin değişen diline ve tarzına uyan şekilde kendimizi sürekli yeniliyoruz. Hem sahada hem masada yeni gerekliliklere göre mücadelemizi veriyoruz.
"Ayasofya'nın Fatih'in vakfiyesine uygun şekilde yeniden ibadete açılması, ülkemizin egemenlik haklarını kullanma konusundaki kararlılığının son örneklerinden biridir. Fethin en önemli hatırası olan Ayasofya'nın hangi şartlar altında 500 yıllık camilik vasfından çıkarılarak müzeye dönüştürüldüğünü tartışmanın bir anlamı olmadığına, kalmadığına inanıyorum. Önemli olan bu ulu mabedin yeniden asli işlevine dönmüş olmasıdır. Fatih'in 1453 yılında camiye çevirdiği Ayasofya, artık medeniyetimizin zirve sembollerinden biri olarak milletimize, tüm İslam dünyasına, tüm müslümanlara ibadethane olarak hizmet vermeyi sürdürecektir.
"Ayasofya'nın ecdadın emanetine uygun olarak, bir cuma günü aslına rücu ettirdik. Hizmetine ömrümüzü adadığımız şehr-i İstanbul'un artık bize tebessümle baktığını tüm kalbimizle hissediyoruz. Rasül-ü Ekrem efendimizin mücdesine layık olabilme umuduyla bu kutlu beldenin fethine mücadele eden tüm ilim erklerini yad ediyoruz. Fatih Sultan Mehmet Han'ı minnet ve şükranla yad ediyoruz. Yarım bin yıl boyunca bu ulu mabedin kubbelerini ezan, sala sesiyle çınlatan ecdadımızı hürmetle yad ediyoruz. Ayasofya'nın vakfiyesine aykırı biçimde müzeye dönüştürüldüğü günden beri, bu ulu mabedin yeniden ibadete açılması için yeniden mücadele veren büyüklerimizi yad ediyoruz. Bu mücadelelerin şahidi olan bir kardeşiniz sıfatıyla yaşadığımız günlerin anlamını ev önemini her zerremizle hissediyoruz. Adeta Ayasofya'nın önündeki gençlik yıllarımızı hatırlıyoruz.
"Tam 567 yıl önce cami sıfatıyla şereflenen bu mabedin, ibadethane olarak kullanılmasının her inançtan insanı mutlu ettiğine inanıyoruz. Milletimiz varını yoğunu ortaya koyarak düşmanımızı topraklardan attığı zaman bu mabedin kubbeleri şükür dualarıyla inlemiştir. Ayasofya ve Sultanahmet başta olmak üzere tüm camilerimizin minareleri önünde yemin ediyoruz ki, milletimizin son ferdi de son nefesini vermeden bu mabedler ağlamayacak, mahzun kalmayacaktır. Ezanımıza, bayrağımıza, vatanımıza kimsenin el uzatmasına izin vermeyeceğiz.
"Şehadetleri dinin temeli olan ezanlarımızın, yurdumuzun üzerinde ebediyen inlemesi için gerekirse kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz.
"Türkiye bugün yeni bir diriliş mücadelesi veriyor. Dahili ve harici düşmanların, gizli veya açık tüm saldırılarına rağmen yedi düvele karşı vatan müdafaası yapıyoruz. Cumhuriyet tarihinin tamamına denk hizmetlerle ülkemizi geliştiriyor, kalkındırıyoruz. Maddi altyapıyı, manevi iklimle de kuşatıyoruz. Ecdadın izinden giderek İstanbul'da Ayasofya'yı, Fatih'i, Süleymaniye'yi yalnız bırakmamak için, Büyük Çamlıca'yı, Mimar Sinan'ı yanlarına yoldaş eyledik.