İşte Müşerref Seçkin'in TürkiyeGündemi sitesinde yayınlanan o yazısı:
Türk siyaseti ikinci kez İçişleri ve Maliye Bakanı kavgasını yaşıyor. Üstelik ilk olayda da bir damat var. Bir de parlak siyasetçi. Bakalım Erdoğan Özal'ın yaptığını yapacak mı?
Fatih Portakal, twiiterda paylaşmasaydı aklıma bile gelmeyecekti. Sürtüşmeleri Anıtkabir'de omuz atışmasına kadar uzanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak'ın dillere düşen durumu.
Fatih Portakal, Erdoğan'ın seçim yapmak zorunda kalacağını, bir yanda "Şahin" bakan, diğer yanda "Damat Bakan"ın olduğunu söylüyor. Seçim yapmak zor...
Hele de o bakanlardan biri Süleyman Soylu, Trump tarafından mağdur edilmişken.
Belki bir süre sonra küçük bir "şakaydı" açıklamasıyla omuz atışması geçiştirilir ve her iki bakanın da kulağı çekilir. Ama Ankara'da kulisler işin ciddi olduğunu söylüyor
ÖZAL DA AYNISINI YAŞAMIŞTI
Yıl 1984.
Kapıkule gümrüğünde büyük bir skandal patladı. Mali Şube ekipleri bir kaçakçılığı izlerken, gümrükçülerin de işin içinde olduğu büyük bir yolsuzluğu ortaya çıkardı. Ve biraz da usulsüz bir biçimde gümrükçüleri nezarete aldı. (Bu haberi ben patlattım ve yılın gazetecisi seçildim)
Olayın bundan sonrası daha vahim. Maliye Bakanı Vural Arıkan, Özal hükümetinin en parlak kabine üyesi, Emniyete verdi veriştirdi.
İçişleri Bakanı ise Ali Tanrıyar, o da bir damat. Turgut Özal en hassas bakanlığa bu konularla pek de ilgisi olmayan bacanağını getirmişti.
Skandal kamuoyunda büyüdü de büyüdü. Bakanlar birbirlerini suçladı. Emniyetçiler de gümrükçüler de birbirlerine düşman kesildi.
Başbakan Turgut Özal her iki bakandan da istifalarını istedi. Damat ,Ali Tanrıyar hemen istifasını verdi. Vural Arıkan ise istifa etmemekte direndi. Bunun üzerine Özal onu bakanlıktan azletti.
Turgut Özal'ı pek çok konuda takdir ettiğini söyleyen Recep Tayyip Erdoğan bakalım bu çetrefil konuyu nasıl halledecek...