Erdoğan'ın konuşmasının önemli satırbaşları şöyle:
Dönem başkanlığımzda G-20 çalışmalarına yeni bir vizyon kazandırdık. Küresel büyümenin motor gücü yatırımlardır. Ticaretin artırılması ve altyapı yatırımlarındaki eksikliklerin giderilmesi yönünde ortak adımların atılmasına ihtiyaç vardır. Yüzde 2'lik global büyüm ehedefinin yakalanması için tüm ülkelerin yapması gerekenleri takip ediyoruz. Dünyada gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin 70 ila 90 trilyon arasında altyapı yatırımına ihtiyacı olduğu hesplanıyor, 2030 yılına kadar. Bu altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmes iiçin kamu-özel ortaklığı gereklidir.
Günümüzde ekonominin siyasetten, güvenlikten ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Doğu ve Güneydoğu bugün yatırım alamıyorsa, tek sorun güvenliktir. Güvenlik sorunu olmasa yerli ve küresel sermaye buralara da yatırımını yapacaktır. Her türlü teşviğe rağmen 6 ve 5'inci bölgeler beklediğimiz yatırımı almıyorsa sorun terördür.
Bizim G-20 gündemine Suriye ve Irak meselesini de dahil etmemiz, platformun asıl amacına aykırı değildir. Tam aksine G-20'nin küresel çözüm mekanizması olmaya aday olduğunu düşünyürum. Bu yapının temsil ettiği kapsamlı temsil gücüyle sorunların çözümünde daha etkin rol alması tüm insanlığın çıkarına olacaktır.
Dünya 5'ten büyüktür görüşümüzün BM ülkelerinin çoğunluğu tarafından paylaşıldığını biliyorum. Fakat böyle bir adımı atmaya imkanı olanlar hiçbir şey yapmıyor. 200 ülkenin 5 ülkenin dudakları arasına mahkum edilmesi kabul edilemez. Bu ülkelere bakıyorsunuz, 3 tane Avrupa, bir tane Asya, bir tane Amerika kıtası var. Peki diğer kıtalardaki ülkeleri hangisi temsil edecek?
''AH VAH İLE OLMAZ''
Suriye'de ölen her masumun kanı gücü olduğu halde engellemeyenlere bulaşmıştır. İnsanlık tribünden izliyor 'ah ah vah vah' olmaz öyle bir şey.
Bakıyorsunuz ben 3 bin alabilirim, ben 30 bin kadar alabilirim. Ya tamam da hepinizin Gayri Safi Milli Hasılası Türkiye'nin üstünde. Türkiye 2,5 milyon almış. Diyorum ki gelin eğit-donatı güvenli bölgeyi, uçuşa yasak bölgeyi ilan edelim, mülteciler Avrupa'ya gitmesin. Bütün bu olanlar karşısında ben Türkiye'nin bir evladı olarak dertliyim. Ama halkımın da çok dertli olduğunu biliyorum. Çünkü bizim genlerimizde bu var.
'SIĞINMACILARI BİRİLERİNİN TAVSİYESİYLE ALMADIK'
Türkiye sadece kamplarda bulunan 800 bin misafirimiz için 8,5 milyar dolar harcadık. Şehir içindekileri saymıyorum. İstanbul'da 500 bin misafirimiz vardır.
Biz bir yerden talimat alarak, birilerinin tavsiyesiyle bu adımı atmadık. Olay oldu, sınırlarımıza dayandılar, biz de o bombalardan kaçan insanları kabul ettik.Avrupa Birliği, şu anda kaynak tartışması yaparken bu hususu göz önünde bulundursun. Biz ordan gelecek herhangi bir parayı kasamız için istemiyoruz. Dışarıdan gelecek yardımları sadece sığınmacılara yardımdaki kaliteyi artırmak için kullanırız.
''O ÜLKELERİ UYARIYORUM''
Terörü bahane ederek Suriye üzerinden oynadıkları oyunlarla kazanımlar elde ettiklerini sananlar kısa sürede yanlış yolda olduklarını görecekler. Terör örgütleri karşısında ikircikli bir tutum sergileyen bütün ülkeleri uyarıyorum. Pek çok kişinin analizlerle yönetmeye çalıştığı bu krizle biz her gün karşı karşıyayız. Suriye'deki savaşa odun taşıyan herkes çok yakında kendini o ateşte bulmaktan kurtulamayacaktır. Bu dostani bir uyarıdır.