işte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Şimdi televizyonlara çıkıp pervasızca edepsizce diktatör kavramını kullananlar var. Allah aşkına soruyorum. Bunlara sormak lazım siz 28 Şubat’ta neredeydiniz? 12 Eylül’de neredeydiniz? 12 Eylül’ün paşası cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi kullanabildiniz mi? 28 Şubat’ta o brifinglere gittiğinizde kullanacaktınız. Kullandınız mı? Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi? Diyemezler, diyemediler. Çünkü bunlar cennet mekan Sultan Abdülhamit Han’a diktatör diyenlerin adeta neslidir, onların devamıdır. Bunlar merhum Özal’a diktatör diyenlerin neslidir. Hiç değişmez, aynı şablon, aynı slogan devam ediyor.
Bu tür sıfatlar kullanan kişiler iki yüzlüdürler. Milletim kimin ne olduğunu biliyor. Bunlar hiçbir zaman millete konuşmadılar. Bugün de millete konuşmuyorlar. Bunlar başka yerlerde iş tutuyorlar. Mesajlarını başka yerlere veriyorlar. Kendi hesaplarınca, uluslararası çevrelerle, oralardaki bir takım kuruluşlarla söylem birliğine girip güya burada operasyon yapacaklar, algı operasyonu yapacaklar. Onların kimlerle yürüdüklerini biz çok iyi biliyoruz.
Biz akşam olduğunda çevremize bakıp bize şu neyi bu neyi demiş diye soranlardan değiliz.
HAK-İŞ emek ve hak mücadelesinde bulunduğu gibi Türkiye'nin demokratikleşmesine de karkı sağladı.
Türkiye'yi bu aşamaya taşıdıysak bu ismi hiç anılmayan kişilerin zaferidir.
40 yıl HAK- İŞ koltuk elde etmek için kurulmadı. Onların bir derdi vardı, saldırılara darbelere direndiler.
Bunlar siyaset üzerinde hakimiyet kurmaya çalışan gerçek diktatörlere neden diktatör demiyorlar. Bunlar Sultan Abdulhamid'e diktatör diyenlerin neslindendir.
Onların kimlerle yürüdüğünü çok iyi biliyoruz. Ama biz milletle yürüdük, yürümeye devam edeceğiz.
Biz akşam olduğunda kendisine bugün Allah için, millet için ne yaptın diye soranlardanız.
Onlar sırtını, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı hiyanet olanlara dayadılar.
Biz sırtımızı önce hakka sonra halka dayadık.
Ankara'daki saldırının arkasında DAEŞ de var, PKK da var, El Muhaberat da var, Suriye'nin kuzeyindeki PYD de var.
Bugün Cumhurbaşkanılığı makamına oturan ben değilim, milletin kendisidir.
Memleket yansa, uzaktan seyredip oh çekecek kadar ülkesinden nefret edenler var.
Onlar işçinin alnındaki terden, işe başlarken dilinden dökülen bismillah'tan korkuyorlar.
Kürk kardeşlerimizin sorunlarını ben iliklerime kadar yaşadım ama bu ülkede sadece tek bir ırkın sorunu yoktur. Sadece tek bir sorunu konuşmak nasıl bir art niyetin olduğunu gösteriyor. Biz Kürt kardeşlerimize yabancı gibi bakmadık ki bir kardeşin kardeşine baktığı gibi baktık.
DİYARBAKIR'DA HZ. MUHAMMED (SAV)'İN RESMİNİN ÇİZİLMESİ!
Bakın geçen hafta Diyarbakır'da bir belediye, Peygamber Efendimiz'i edepsizce resmettiler. Bu bir zihniyetin dışa vurumunu gösteriyor. Mekke'den Medine'den sonra en çok sahabe kabrinin olduğu yer Diyarbakır'dır. Diyarbakır'da bu yapılmamalıydı. Bunu hangi partinin belediyesinin yaptığının bir önemi yok. Ben falanca partinin kurucusu olduğum için de söylemiyorum Bir insan olarak, bir Müslüman olarak o resim benim kanıma dokundu. Ona, buna oy verin demiyorum. Kime oy verdiğinizi iyi bilin diyorum.
AYDIN DOĞAN'A HİLTON TEPKİSİ!
3. Havalimanı'nı yapan firmalara malum medya saldırıyor. Ama Hilton Otel'in arkasındaki bahçeye rezidans yapılmasına izin verilseydi, o zaman keyfin yerinde olacaktı Ey Doğan! İzin vermedik diye çılgına döndünüz